bugün

(bkz: ingiliz fransiz ve temel)
herkes şaka yapınca birtane de ben yapsam sempatik bir hava olur diye...
http://www.youtube.com/watch?v=42Lpa_Fg34I
dolmuşta yaşadığım bir anıdır kendisi;

akşam iş dönüşü, saat onbir civarlarıdır. dolmuştakilerin büyük çoğunluğu adeta sızmış vaziyette yolculuk devam ederken, araç bozuk bir yola girer ve yayık makinası gibi bir sağa bir sola sallanmaktadır. kafayı cama yaslayarak uyuyan, daha doğrusu bayılan * bir yolcu, arabanın sağa sola salınımı nedniyle cama ritmik olarak kafa atmaktadır ama öyle böyle değil. bariz biçimde küt küt sesi gelmektedir camdan ama yolcu aramızdan ayrılıp harikalar diyarına gittiği için uyanmamktadır. kafadan gelen küt küt seslerine uyanan diğer yolcular kikirdemeye başlamış, araçta bu arada son durağa yaklaşmıştır. şöför dayanamaz arkaya döner ve ; abi uyandırın şunu camı kıracak, hastanelerde sürünmeyelim birde. görev adamı yolculardan biri adamı dürterek uyandırmaya çalışsada, malum şahıs komple servis dışı olduğundan dürtmelere de cevap vermemktedir. kahkahalar yükselmeye başlamıştır artık. yumruklamaya varan temasların ardından bir sıçrayarak uyanan elemana abi nerde inicen sen diye soran şöför adamdan ; '' evde evde '' cevabını alır. kahkahalar gırla gitmektedir yalnız, iki kelimeyi sarfeden arkadaş, cama kafa atma seramonisine kaldığı yerden devam etmektedir. amına koyacam böle uyunur mu diye serzenişte bulunan şöför aniden frene basar. kapı dibinde tekli koltukta oturmakta olan demir kafalı arkadaş, merkez kaç etkisiyle büzüştüğü koltuktan ayrılır, en ön koltuklara çarparak geri seker. nihayet uyanmıştır ama arabanın içi yıkılmaktadır. nolduğunu anlamaya çalışan adama yine aynı soru gelir şöförden ;

abicim nerde inicen sen bak geliyoz son durağa...

adam gayet sakin biçimde ama uyku sersemi olduğu herhalinden belli biçimde yine ;

evde, evde.... cevabını verir. şöför ateşleme kesmiştir artık ;

oldu amına koyim salona kadar götüreyim istersen, masalda anlatırım, sabahta gelir yatağına kahvaltı getirirm amınagoyiuuum.....

bütün araba iptal, millet nerde ineceğini unutmuştur, şöförün bu kısa sinir krizi anında lafların muhatabı demiradam amca kafayı öne düşüre düşüre yine uyumaya çalışmaktadır.
bir gün annemlerle oturmaya gidiyoruz daha çok küçüğüm ama sözlük. hava da kararmaya yüz tutmuş bende korkudan telaş yaptım tabi. annemler sanki gideceğimiz yer kaçacakmış gibi hızla ilerlerken bende ayakkabılarımın bağıyla uğraşıyorum. en sevdiğim ışıklı spor ayakkabılarım ama. hem yürüyorum hem bağlıyorum. iki büklüm ilerlemeye çalışırken birden dünya durdu sanki sözlük. hafızamı kaybettim zannettim. karanlıkta kamyonu görmemişim ve kasasına toslamışım. bi ara annemleri tanıyamadığımı hatırlıyorum.
(bkz: sonradan anlatılınca hiç komik gelmiyor)
lisede bi gün, oda arkadaşımla odada ışığı kapatıp, müzik dinliyorduk. bülent ortaçgil'in eylül akşamı şarkısı. diğer oda arkadaşımızda dershanedeydi. şarkının sözlerini ona göndermeye karar verdik;

-belki benim kağıt param döne dolaşa bir şekilde senin cebine girmiştir...

bir aşk şarkısı da olsa güzel dostluğumuzu dile getirmek için bu mesajı atmıştık.dakikalar sonra gelen mesajsa şöyleydi;

+montumun ya da kotumun cebinde yok.

(bkz: bir dostluğun bitiş hikayesi)
okula yeni gelen bir arkadaşın derste burnunu karıştırdığını gördük. Tenefüste sıranın altına baktığımızda durum içler acısıydı.
yer : sirkeci

net mekan: sirkeci nin açıkta kalan her hangi bi yeri..uzaktan bakınca belli ki muhtaç diye düşünebileceğiniz biri yaklaşır ve:

- apla, sigaran var mı ?

- yok

- peki olsa verir miydin ?

:))))))
uyku sersemiyken sıvı sabunla diş fırçaladığım an.
okuldan 10-12 erkek kaçmıştık. Cs atıcaktık. Cs de birbirine diklenen 2 arkadaştan biri diğerini sisin içinde bıçakladıktan sonra net cafede yarılmıştık.
lisede arkadaş tükenmez kalemin ucunu sokmuş ağzına dolandırıyo, kalemin ucunu da ısırıp duruyo bu esnada kalemin üst kapağı açıldı ve arkadaşın ağzı mürekkep dolu debeleniyo o anki mağduriyetini görmeniz lazımdı sözlük.
ortaokulu bitirdiğim sene, o zamanlar atakule çok popülerdi. istanbuldan kuzenlerim gelmişti. biri benle yaşıt biri benden 2 yaş küçüktü. küçük olan kız, yaşıtım olan erkekti. atakuleye gittik ve en alt kattan sinema katına çıkacaktık. küçük olan kuzenimin asansör fobisi vardı. asansör geldiğinde küçük kuzen koşarak asansöre bindi ve asansör doluydu. biz dışarda kaldık ve kuzenimin yüzü görülmeye değerdi:

asansöre bindiğinde :D
kapı kapanmaya başladığında *
bizim dışarda olduğumuzu farkettiğinde :|
kapı kapandığında :'(

(bkz: şimdi böyle anlatınca komik olmadı)
ortaokulu bitirdiğim sene, o zamanlar atakule çok popülerdi. istanbuldan kuzenlerim gelmişti. biri benle yaşıt biri benden 2 yaş küçüktü. küçük olan kız, yaşıtım olan erkekti. atakuleye gittik ve en alt kattan sinema katına çıkacaktık. küçük olan kuzenimin asansör fobisi vardı. asansör geldiğinde küçük kuzen koşarak asansöre bindi ve asansör doluydu. biz dışarda kaldık ve kuzenimin yüzü görülmeye değerdi:

asansöre bindiğinde :D
kapı kapanmaya başladığında *
bizim dışarda olduğumuzu farkettiğinde :|
kapı kapandığında :'(

(bkz: şimdi böyle anlatınca komik olmadı)
sınıfta mendel kanunları ile ilgili bir çizelge yaparken ( bezelye değil ama göz ) işte yeşil göz, kahverengi göz, mavi göz, şu şunla evlenmiş bu bunla evlenmiş filan yazarken, bir başka öğrencinin yanıma gelip " oğlum hoca diyorki -z leri düzeltsin" demesi. küçük z harflerinin ortasına çizdiğim çizginin uzun olması ama z nin şapka ve altçizgisinin görece daha kısa olmasından kaynaklanan bir yanlış anlaşılma. tahtaya bir baktım her yer yeşil göt, mavi göt, kahverengi göt ler ile dolmuş.
bu muhabbet tüm lise hayatım boyunca peşimi bırakmadı malesef.
Benim yaşıtım olan ama ondan bir kaç ay büyük olduğum kuzenim var. Ben yürümeye yeni başlamışım , kuzenim ise daha sürünüyomuş. Onu kendi evlerinde balkonun önüne yatırıp üzerine çıkıp balkondan bakmışım.
teknoloji özürlüsü neptunes telefon operatörünü değiştirmek için başvurur.
-biraz sonra size onay mesajı gelecek 'evet' yazıp tekrar gönderin hattınız değişecek.
mesaj gelir gelmez okumadan 'evet' yazıp gönderir.ama bi gariplik olduğunu farkedip mesajı tekrar okur.'operatör değişikliği geçekleşememiştir' mesajını görünce tekrar bir mesaj gönderir.
-'neden'...
(bkz: kafa bi trilyon olmak)
okula geç kalınmıştır.duraktaki ilk otobüse binilir.otobüsteki samimi havaya şaşırmış bir şekilde ücreti şöföre uzatır.
şöför pis bir sırıtışla
-'biz ücret almıyoruz.hadi yine iyisin' der.
kızmakla birlikte tırsmaya başlayan neptunes yerine oturur.kaskatı bir şekilde ineceği durağa geline kadar yüzünde bet-beniz kalmaz.tam ineceği sırada şöför seslenir.
-bacım her önüne gelen otobüse binilir mi?bu servis yavv.
devlet yurdunda kalınmaktadır.akşam karanlığında, rüzgarlı bir havada oda temizliği yapılır.pencereden atılan pamukların rüzgarın gücüyle havada uçtuğu farkedilmez ve sinir krizi geçirene kadar korkudan bağırılır.başına toplanan insan kalabalığının sakinleştirme çabaları sürerken birden o pamukları kendinin attığı farkedilip hiç bir şey olmamış gibi temizliğe devam edilir.
ilkokul 2.sınıftayken çok gaddar bi hocamız vardı.bigün pano düzenliyordu sıranın üzerine bi arkadaşla cıktık hocaya yardım ediyoruz bende felaket dercede sıkıştım ama herif gaddar ya lavaboya göndermedi neyse tenefüs zili çaldı gene bırakmadı neyse ben gebericem ama sıkıyorum kendimi neyse daha fazla tutamadım bi güzel yapmaya basladım bi botlarıma doldu oradanda sıraya işin en kötü tarafı sıra doluydu ve göl oldu mübarek sonra sırada oturan arkadasların üzerine döküldü arkadaslardan biri'öğretmenim altına yaptı'dedi ben döndüm 'nolur sus'dedim hoca tınlamadı neyse zil çaldı koşa koşa lavaboya gittim aglıyorum arkadasımda arkamdan geldi aglama falan diye teselli ediyo o arada 5.sınıflardan bi mal bizi dinliyormus'ha ha seni herkese rezil edeceğim' dedi ben daha cok aglıyorum sakinleşeyim diye arkadasım bahçeye götürdü kış günüydü ve çorabımdan dumanlar çıkıyordu.içimden hala o gaddar hocaya ve o 5.sınıftaki kıza küfrediyorum.
yine devlet yurdunda kalındığı bir dönemde arkadaşı neptunese şaka yapmak ister.kendisini tanımadığı adamların kaçırdığıyla ilgili mesaj gönderir ve telefonunu kapatır.ne yapacağını bilimeyen neptunes hemen yurt müdürünün yanına koşar ve mesajı gösterir.bunu üzerine terör bölgesinde olmanın da verdiği endişeyle tüm emniyet birimleri yurda yığılır, aileye haber verilir.aradan bir iki saat geçer ve yurttaki neredeyse herkes sorgulanır.akşama kadar süren bekleyişin ardından münasebetsiz arkadaş yurda döner ve 'şaka yapmıştım' der.
minibüsteyim , ikinci durakta bindiğimden fazla kişi yok , 3 kadın bir de adam var. kulaklıkla şarkı dinliyorum falan. avcılara doğru minibüs dolmaya başladı ben de küfürlü şarkı dinliyorum derken inmek için kalktım ve kulaklık çıktı. millet ters ters bakıyordu bir hoş oldum.
uzun yıllar önceydi 6.sınıflarda falanız bir arkadaşımız tahtada bir şeyler yaparken, ders anlatırken birden arkasını sınıfa dönerek cebinden bir mendil çıkardı ve sesli bir şekilde burnunu sildi, tüm sınıf ne yapacak diye düşünürken, öyle sesli sümkürmesi tüm sınıfı güldürmüştü, hey gidi günler.
babam ve onun bir arkadaşıyla ankaraya gitmiştik ve şansa ankaragücü-eskişehirspor maçı varmış babam ve orhan amcada eskişehirliyiz gitmemek olmaz diye beni de yanlarına alarak maça götürdüler. 85. dakikada eskişehir gol yedi ve yenildi ankaragücüne. 1 hafta sonra (biz 2 haftalığına gitmiştik) bu sefer son dakikalarda golü yiyen ankaragücüydü babam ve orhan amcada o an ankaragücü tribününde olduklarını unutup aynı anda böyle koyarlar işte adama dedi ve yaptıkları hatayı sonradan fark ettiler. koşa koşa staddan çıkmıştık ama peşimize 15-20 kişilik bir grup takılmıştı onlardan kurtulmak için en yakın karakola atmıştık kendimizi.
yazarların başlarından geçmiş ve hayatlarına bir renk katmış en güzel olaylar manzumesidir,genelde iyi ki de yaşanmış diyebileceğimiz masum şeyler.
bir gün pendik - kadıköy minibüsünde maltepeye gitmekteyim. atalar civarında bir kadın elini uzattı. şöför sağa çekti. olaylar başladı ondan sonra;

kadın: ayy her yer dolu boş koltuk yok, binmem ben buna.
söför: ablacım gel oturursun birazdan.
kadın: yok yok gidin siz beni beklemeyin.

kadın, başka bir minibüs beklemek için geri gitti. şöför de haliyle sinirlendi.
sıgarasını aldı, yaktı ve derin bir nefes çekerek: senin o yere göğe sığmayan götünü s... deyince, ben dahil bir çok kişi kahkahaya boğuldu.