bugün

birisi hasta ve ben vicdan azabı çekiyorum. aklıma sıçayım lan sözlük. iğreniyorum kendimden.
gidip kendi ellerimle hastaneye götüreyim diyorum. yeminler olsun bunu düşünüyorum.
hastalıkta üşütme. olsun benim yüzümden soğukta kaldı.
ikinci dönem çok farklı olcak dedim sözlük benimle dalga geçen arkadaşlara da ayarlarını verdim ama değişen birşey yok be sözlük. bir yanım ders çalışmalısın diyor ama her zaman birşey çıkıyor be sözlük. bahanelerin arkasına sığınmak değil bu hakikaten hep birşeyler çıkıyor. anneme, babama, arkadaşlarıma hepsine ikinci dönem çok değişicem ortalamayı düzelticem diye söz verdim be sözlük niye ders çalışamıyorum ben. en çokta bana inanan annem ve babama koycak bu durum biliyorum. daha geçmiş bir şey yok onu da biliyorum ama bildiğim en iyi şey bende çalışıcak göt yok be sözlük.
ailenin yanına döndüğüm için çok pişmanım.
facebookta tanımadığım kişiler ekleyince asla reddetmiyorum. istek kutusunda bekliyor. gün gelir de tanışırım belki diye.
(bkz: (#10926484)) burdaki kızları bulup çatır çatır dövmek! istiyorum. Özür dilerim be sözlük alıkoyamadım kendimi. Çok üzüldüm ulan !
itiraf ediyorum;
televizyonum açama kapama düğmesine basılı tutmadan izlenmediğinden dolayı önce tüm parmaklarımla basılı tutuyor ardından ayak parmaklarıma geçiyorum ve artık çok acı vermeye başladı.
3 ay sonra 4 yıldır okuduğum bölümümden mezun olacağım ve gecenin bu vakti bir kere daha farkettim ki okuduğum bölümden zerre hazzetmiyorum. bunca zamandır o okula, o bir saniye bile dinleyemediğim derslere sırf devamsızlıktan kalmamak için gitmek beni çıldırtıyor artık. fazladan bir 3 ay daha olsa şerefsizim ki okumam. ruhum sıkıldı artık.

tek güzel yanı babamın "mühendis kızım var" diye gururlanabilecek olması. ama yine de bu işi yapamayacağım gibi. sözlük sanırım yeniden öss'ye gireceğim. ya da son adı herneyse.
geçen gün makinaya jeton atıp ayıcık yakalanan o yerlerden birine girdim sözlük. ilk yakalayandan sonra kaçıncı seferde ayıcık yakalanıyor diye saydım. daha sonra o kadar kişinin denemesini bekleyip jetonu atıp ayıcığı yakaladım. ve o zaman kainatın sırrını çözdüm. ben hiç bir zaman ayıcık yakalayan sevgilisinin boynuna atlayıp, sevinç çığlıkları atarak zıplayan o kızlardan olamayacağım. ayaklarımın üzerinde duracam diye her haltı kendim yapmaya alıştım. tektaşımıda kendi kendime alır evrimimi tamamlarım artık.
bir daha kendimi aynı durumun içine 2. kez sokarsam bileklerimi keserim.
erkekler kız kavgasında ne buluyor bilmiyorum...
hayır söz konusu kavga fiziksel olmasa, sadece iki kız yan yana gelip gergin bir konuşma yapsa bile etraflarına top yumağı gibi -70 kişi var rahat!-* toplanıyorlar. kızları; ayırmaya değil aksine kavgaya tahrik etmeye çalışıyorlar.
şimdiye kadar erkeklerin kız kavgası kadar hiçbişeye ilgi gösterdiğini görmedim.

açıkçası bana çok şerefsizce bir davranış gibi geliyor. iğreniyorum. yemin ederim ki. o kızların kalbi yok mu? toplum içinde birinden biri mutlaka ezilecek. onuru, haysiyeti yok mu onun? köpekler bile yapmıyor sizin yaptığınızı.
artık o kadar ince düşünüyorum ki, amk nefes alırken bile "bu işin içinde de bi ipnelik var" diyorum.
"günyadın abi hoşgeldin" diyerek ilk zamanlar sempatimi kazanan mahalle bakkalına da kılım. her gün iki paket sigara kola bira cart curt. ipnetoooorr... iyi müşteriyim değil mi?.
sivilce patlatmayı seviyorum.
çay içmeyince başım ağrıyo benim.
sözlükten soğudum. aha da şu yandaki saçma başlıklar yüzünden.

(bkz: erbakan ın cenaze töreninin atatürk ü geçmesi)

pardon. bu "vicdani ret" in sözlük için olanı var mıydı acaba? kalmadı mı? neyse, teşekkürler. iyi günler.
itiraf ediyorum bi daha beni hiç aramayacağını düşünüyodum.
cuma günü olmasından dolayı içimde tarifsiz bir sevinç var. bir an önce haftasonu tatiline geçiş yapmak istiyorum. o kadar neşeliyim ki, bugün seri artı oy veren melek olmaya karar verdim sözlük.
Patronuma çoğu zaman sinir oluyorum.

Dağdan mı geldin be arkadaş!
Sifon diye bir şey icat edilmiş diyesim geliyor.
Akıllanmıyorum sözlük. Ruhumu bir kere öldürdüğüm olayı tam atlattım diyorum, tamam deyip bitiriyorum. Yoluma devam ediyorum. Biraz yol aldıktan sonra, yeniden hayata tutunuyorum. Kendimi buluyorum, ruhumu canlandırıyorum ve yine aynı belirsizliği başka insanlarda yakalıyorum büyük bir marifetmiş gibi. Arkamı dönüp kaçmaktansa o boşluğa atıyorum kendimi bile bile. Belirsizlik, boşluk, görünmeyen, flu görünümler... Yine kendi kalbimin ipini çekiyorum.
aşık olmaktan korkuyorum be sözlük. sebebine gelince kime aşık olsam gitti, ya sıradaki ölürse ?
çok sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşımla evinde oturuyoruz. ne yapsak, ne yapsak diye düşünürken kedisi ile birlikte sportif faaliyet yapmak aklımıza geldi.

bildiğin beyzbol oynadık. ben kediyi attım, o elindeki yastıkla vurdu. o attı kediyi ben vurdum. yerde bir çizgi belirledik. çizgiyi geçerse biz, geçemezse kedi kazanıyordu. 48-52 mağlup olduk. oyun bittikten sonra çağırmamıza rağmen gelmeyen kediyi tokatlayıp, tekmelemesi oldukça manidardı.

edit: amma çok kişinin gücüne gitmiş ya. sanki kötü bir şey yapmışız...
erken öleceğimi hissediyorum. ölümden bahsedilince hep böyle söylerim.
itiraf şu ki galiba böyle bir şey hissetmiyorum. bunu uyduruyorum. diyorum ki; "aptala malum olurmuş. belki de gerçekten erken yaşta ölürüm." ama olur da gerçekten ölürsem aptala malum olmuş demeyecekler. "nasıl da hissetmiş?" diyecekler. benim gibi bir köre sadece badem gözlü olmak yetmiyor. on dakika fazla konuşulmak istiyorum. arkamdan biraz daha fazla ağlansın istiyorum. öldükten sonra da dünyada kalmak istiyorum. bu çok aşağılık bir istek. hem utanıyorum, iğreniyorum, hem de istiyorum işte. boka sarılmak gibi.
millet çok salak olunca kandırmaktan acayip zevk alıyorum, bazen acıyorum ama bazen.
pinokyo kendi zamanında "bu hayatta sevdiğin kadar sevilirsin " diye salakça bir laf etmiş olsaydı o uzayan burnundan ne masalar sandalyeler yapılırdı be sözlük.
itiraf ediyorum galiba sanirsam kesin yanlis bölümdeyim.
cuma günleri öğleden sonraları şu saatlerden neffret ediyorum.sebebi ise, yanımızda bir lise var.müdürü, bayrak törenin de aptal öğrencilere ''oğlum! konuşma, oğğluumm!!!'' diye bağırması beni fena halde sinir ediyor.bişey değil de, birgün gidip ben susturacağım şu veletleri o olacak.