bugün

sözlük yazarlarının gerçek cinsiyetleri, neden hep bir sis perdesi altında, diye merak ediyorum.
Dün lise dönemindeki en yakın iki arkadaşımdan biri ile konuştum. Son zamanlardaki en büyük aktivitem olan hem sevdiğim kız hem en yakın arkadaşım olan kişiyle her şey iyi giderken bundan sonrası kötüye gidecek diye pat diye konuşmayı bitirdiğimi anlattım. Bana verdiği tepki şöyle oldu : tam mhb lık bir karar .dünyada senden başkası bu durumda iken bu şekilde veremezdi dedi . Bu cümleyi düşünüyorum bir gündür. Tam en zayıf olduğun anda en güçlü yanını hayatından çıkarmak ... Bilemiyorum Altan bilemiyorum.
sorunlarım var ve belki de ömür boyu olacak.
Sözlüğe de yazip fikir almaya çalışmıştım, benim baliklar öldü. Iki balikla başladı hersey , çocukluktan beri çok istiyordum. Iki balik aldim , akvaryum , yem vs. Neyse 5 gün sonra su degistirdim. Ertesi gün biri öldü, yerine digeri yalniz kalmasın diye bir balik daha aldim. Su yine bulanik gibiydi , hazir su koydum bu sefer, derken böyle boyle 6 balik etti. 15 günü bile tamamlamadan 6 balik öldürmüş oldum. Beceremedim
Yikayip kaldırdım herseyi. Bir başarısızlık daha. Zaten elimi neye atsam kurur. Bir uğursuzluk var.
ilkokul öğretmenim iyi bir insan fakat ilkokuldayken "eşek gibi gülüyorsun" sözü hiç aklımdan çıkmıyor.
Bugün nişanlanmış... 2.paket sigaram, düğün günüde beyaz ve sen açıp bir 70 lik içerim artık sabaha kadar. ilk ve son aşkımdın. Ah ulan mesafeler şehirler. Ben suçluyum sevdiğim için.. Söz vermiştin şimdi yoksun..
Beynimi birkaç günlüğüne dinlendirmeye ihtiyacım var ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Bazen hayatımın bir dönemine aldığım insanları zaman geçtikten sonra düşününce böyle öğürme hissiyatı kaplıyor içimi. Neden diyorum kendime, hiçbir alakan yok ki. Hiçbir şeyiyle sana uyumlu değil, gereksiz olmasaydı kesinlikle daha güzel olurdu. Bir sürü düşünce daha işte...
Sanırım bu benim sarhoş olup, ayılma evrem.
Ayılınca kendimden tiksiniyorum. Boşa zaman kayıpları yaşıyorum ve buna salak gibi kendim izin veriyorum. Halbuki hiçbir bağlılığım, nedenim de yok. kendimi Çözmekte zorlanıyorum. Sürekli bu saçmalığımı sorguluyorum.
Ben bugün sırf kabul edilmek için sırf oradaki herkes öyle düşünüyordur diye düşündüğüm için kendime ait olmayan bir görüşü onayladım ve yine bin pişman oldum. hayatım boyunca kendimi kabul ettirmeye çalışmaktan, farklı olduğumu göstermeye çalışmaktan, herkesten onay beklemekten çok yoruldum. bir sabah uyandığımda benliğimi kaybetmiş olmaktan çok korkuyorum
Tam 9 aydir beni pesinden kosturan bi isteyen bi istemeyen, belirsizlikler icin beni yasatan bir kiz vardi. Ben de aptal gibi kapildim gittim. Birkac kez vazgectim geldi yine bagladi kendine. Sonra ne mi oldu ? 2 haftadir sessizdi. Dedi ki biri var artik. Uzulmeni istemem dedi. Hayatimin icine edip uzulmeni istemem dedi. Ben sirf bu kiz yuzunden konusurken bile psikologa gittim. Sorun bende mi diye dusundum. Dedi ki psikolog sorun sende degil sadece senin boyle olman ona haz vermis dedi. Mesajlari falan okuttum. Benimle nasil oynadigini anlatti psikolog bana bir bir. Ben bir daha kimseyi sevmek istemiyorum kimse icin kilimi kipirdatacak halim kalmadi. Resmen bir enkaza donderdi beni. Kapildik hayaline. Bana biri var dedikten sonra story atip eglendigini gösterebilecek kadar da haysiyetsiz biriymis. insan en azindan bugun yapmazdi. Bu insanlar nasil boyle olabiliyor ya. Senin uzulmeni istemem diyip sonra da cok mutluyum diye gosteris yapiyorlar. Harcadigim zaman resmen bosa gitti. Cok karaktersiz insan var bu dunyada.
buldukları her kadını yatağa atmaya çalışan ruh hastalarından gına geldi. sorsan bunlara utanmadan piyasada düzgün kız yok derler. düzgün kız arayıp da bulamamışlar gibi. kendileri çok düzgünmüş gibi. "düzgün" tabirinin altını doldurabilecek kapasiteye sahiplermiş gibi.

üç senelik arkadaşım dediğim insandan bile "bize gelsene film falan izleriz." cümlesini duymuş bir insan olarak artık gerçekten birinin üstüne kusacağım. üç yıl da tanısan üç gün de aynı muhabbet. anahtar deliğine bile her anahtar uymuyor ulan. yok mu bu kadınların bir anahtar deliği kadar hükmü? yok mu sizin bir anahtar kadar seçiciliğiniz? cansız nesnelerin bile filtreleri var. bir kadına bir şeyler sokuşturmayı düşünmeden evvel oturun, konuşun, dünyasını anlamaya çalışın. kadının belki böyle bir arayışı yok. bu hadsizliğinizin sebebi nasıl bir özgüven?
Sözlük üyeliğimi sildirmeyi hiç düşünmüyorum. Bir gün ölürsem eşim, sevenlerime yazar adımı versin. Özellikle annem ve oğlum okusun. Neler hissetmiştim, neler düşünmüşüm, neye sevinmişim görsünler. Anı defterim gibi oldun sözlük!
Sorumluluklarımın başlama vaktinin gelmiş olması beni korkutuyor. Eylül ayı itibariyle tez başlayacak, iş devam edecek. Arkadaşlar evleniyor, tatil bitiyor, annem yaşlanıyor. Bunlar beni korkutuyor.
Uyuyamıyorum.
Çok uykum var ama uyuyamıyorum. Kafamdaki sesler bir türlü susmuyor. Düşünmekten uyuyamıyorum.
Yaklaşık 2 aydır 2 yaşındaki oğlumu göremiyorum. Görüntülü görüşme yaptığımız zaman oğlumun beni gördüğündeki hali gözümün önünden hiç gitmiyor. Hem bir sevinç ve hem de hüzün kaplıyor yüzünü duygusallaşıyor, yüzünü kapatıyor neden yoksun der gibi. Her görüşmemizde özür diliyorum ondan uzun süre yanında olamadığım ve onu yanlız bıraktığım için. Vuslatın sona ermesine son vakitler.
Az önce yine rüyamda onu gördüm. Kendime kızdım arkadaşş hani bitirmiştim kafamda? Biz yine yan yanaydık. Gülüşünü ve saçma sapan tavırlarını özlemişim.
Bazen o kadar aptal hissediyorum ki kendime katlanamıyorum.
Ben uyurken, tepemde gürültü yapmayın diye defalarca söylememe rağmen, gecenin köründe kalkıp " bu eksi kulaklığımı nereye koymuş, hıh eksi şunu yapmış bunu yapmış" diye söylenen aile üyelerim var.

Halbuki bahsedilen eksi kişisi Allah izin verirse sabah uyanacak, bir yere kaçıp gideceği yok, kendisiyle ilgili sorunları giderecek.

Asıl problem ben gece uyandığımda çok bunalıyorum, kan donduran olaylar geliyor aklıma bir daha uyuyamıyorum. Bunu sevgili aile üyelerime de açıklıyorum. Ancak onlar herhalde bana işkence etmek istiyorlar ki, bu huylarını asla bırakamıyorlar...
Avm yemek yeme yerlerinde bulunan masaların üstüne terk edilmiş halde bulunan menü tepsilerindeki kola kutularını sallayarak boş mu dolu mu diye kontrol etmek gibi ket vurulmuş bir arzum var. Sanırım Bunun temelinde yatan şey asidi kaçmış çocukluk travmalarım.
bugün 19 bin adım atmışım. yorulduk yav.
küçükken ben hiç ölmeyeceğimi düşünüyordum ancak artık öğrendim ki her canlı ölümü tadacak.
Aylardir pesinden kostugum beni hep belirsizliklerde birakan, istemiyorum diyip tekrar gelen flortumun borderline oldugunu ogrendim. Psikologa gidiyorum. Yazdigi seyler soyledikleri vs sonucunda bu sonuca ulasti psikolog. Bi zaman cok konuskan, her seyini anlatan, bana asiri ilgi gosteren biri oluyorken ansizin ortadan kaybolurdu. Ben ust uste mesaj atmayi artik aliskanlik haline getirmistim. Birkac gun sonra geri doner sanki mesajimi yeni gormus gibi yapar ve tekrar ilgiye baslardi. Biraktim bir kez yazmayi. Cok endiselendi sana bisiler oldu dedi. Bi durgunluk var dedi. Sonra ben yine tabi salak gibi R yaptim. Beni elde ettikce uzaklasiyordu. En son yine yok oldu. Dondugunde dedi ki benim hayatimda biri var. Sadece 2 hafta uzak kaldik boyle dedi. Allah benim belami verdi arkadaslar.
Ben yaşarken üzülmeyenlerin öldükten sonra da üzülmesini istemem.
Aynen amk.
Vajinama öyle bir bilgi gelmedi.