bugün

Herkes beni sinirli sanıyor. Ben sadece yorgun bakışlardayım:
çeliğe su vermesini, demiri dövmesini ve övmesini, kalkan delmesini bilen bir bir tanıdığım var ama sadece hayalimdeki bir tanıdık...
Kendi içimde kendimi bulamamanın acısını çekiyorum.
Sarmıyor hiçbir şey.
dert dinlemeyi severim lakin dert anlatma konusunda da bir o kadar beceriksizim.içime ata ata şiştim.
0:00 0:02
Bugün benim doğum günüm. Tüm garipliklerle bir yıl geride kaldı. Tebrikler.
insanlardan soğdum. Sebebi fazla kötülük videoları.
reglim başladı çok acıyor. erkekler mesaj atmasın sakın bu arada.
Alkol içmeden uyuyamıyordum. Bugün ilk defa doktorumun uyumam için verdiği seroquel'den içtim. 2,5 saat oluyor. Sonuç ; Gözlerim kıpkırmızı. Kapatsamda uyuyamıyorum. Alkol her yıl en çok insan öldüren uyuşturucular listesinde sigaradan sonra ikinci sıradadır.

Abartmayın benim gibi. 2 gündür içmiyorum. Gelin bana sorun. Çok bela.
ama bir de mesela hapşırdığın zaman bütün organların dururmuş. kalbin dahi duruyor yani o esnada. mesela dikkat et abi gözleri açık hiçbir delikanlı görmemişsindir hapşırırken.hapşırık metabolizmayı bozduğu için, o yüzden söyledim abi. yoksa tabi sizin lafın derinliğine gelincede de “yarabbi şükür” demek daha mantıklı oluyor.
mağaza müdürü arap turistlerle uğraşıyodu, ingilizce biliyo musunuz diye sordu. bilmiyorum dedim banane, işsiz olan benim. hem araplara niye yardım edeyim umrumda olmaz. anlaşamayınca gittiler.
turistlere iyi davranmam. tam soracak birini bulduk diye düşünürlerken terslerim. çünkü banane, gelirken bana mı sordunuz, gelmeseydiniz.
üzüldüm falan ama iyi ki de öyle yaptın.
bitmesi gerekir bazen.
bitmez sanırsın geçmez sanırsın.
muhakkak geçer değil mi
baştan belirteyim, dağınık bir yazı olabilir.

kendimi bir parkta sırtüstü çimenlere uzanmış, küçük bulutlu gökyüzüne nüfuz etmeye çalışırken, bildiklerime geçmiş bilmediklerime gelecek diyerek hayal ediyorum. küçük bulutları cehaletimi örtmek için kullanabilirim. geçmiş ile gelecek arasındaki nitelik/nicelik/ayrım benim.

bilindik hesaplarla, spontaniteye kendimi bırakamadan, tanıdığım tüm kibirli insanlara ithafen bir kaç tümce paylaşmak isterim, ne kadar kuraldan muaf ve edim özgürlüğüne sahipsen o kadar, sözde ‘ cool ‘ görünüyorsun diye düşünüyorsun? kibirli insan profilinin suretler dünyasının simülasyondan ibaret sahte otantikliği bir kıstastır, bence. hakeza gayrîşahsiliktir de.

alaycılık bir entelektüalite, zeka, ruhsal yetkinlik göstergesi olmak zorunda değildir. alkol almak bir entelektüalite, zeka, ruhsal yetkinlik göstergesi olmak zorunda değildir. sol görüş sahibi olmak bir entelektüalite, zeka, ruhsal yetkinlik göstergesi olmak zorunda değildir. entelektüalite, hiçbir şeyin göstergesi olmak zorunda değildir.

’ yüz kızarıklığı erdemin rengidir. ’ zaman zaman yüzümüz kızarsın. ’ kendine hakimiyet ’ öğretisi bireye yaşanmışlıklar sonucu katılan enfes duygu durumundan daha fazlası olabilir.

noktalama işaretlerini çok seviyorum.

internet aracılığı ile alışveriş çok hoş, misal her ay maaşımın belli bir bölümünü kitaplara ayırıyorum, sonra geçmiş siparişlerimden okuduğum kitapları görebiliyor, yeni kitaplar, genişleyen kütüphaneme bakıp derin bir haz duyuyorum. istemsiz kitapyurdu, idefix ziyaretlerim olduğunda hakeza mutlu oluyorum.

insanın en soylusu ve en müşfikini ifade eden bir emoji var mı?

ismiyle müsemma, ismiyle maruf insanlar,

ne yazık ki hislerimi yazıya dökecek kadar vaktim yok,

milyon dolarlık bir itiraf ile bitireyim.

ulu,

yaşlanıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=lCsBbeh9uRo
beynimin bazı bölgelerinde hatlar tıkalı, algılamaya ve işlemeye kapalı.
böyle doğmuşum yapılacak bir şey yok.
Uzun zaman sonra yine tutamadım içimdeki mutsuzluğu. Kendime itiraf ettim sonunda.
Sensiz geçen gecelerin ızdırabını züe.
banyoda götümü şampuanla yıkıyorum.
bildiğiniz gibi "sözlük itirafları" başlığı altında yazılanlar, sözlüğümüzün en çok satılanları veya en çok okunanları arasındadır. bu uzun yazılar itiraf olmaktan öte mutsuzluk, üzgünlük veren olayların (iç huzuru sağlamak amacı ile) yazıya dökülmüş halidir.
okuduklarımın çok çok yüksek çoğunluğu insanın içini karartan veya bir miktar üzecek yazılardır.
bunun sebebi nedir?
neden herkes mutsuzdur?
bunu kendimce şöyle yorumluyorum. insan paylaşmak ile var oluyor. mutluluklarını herkes ile paylaşabiliyor ki yazıya geçirme gerekliği görmüyor. bu sebepten yazdıkları mütemadiyen mutsuzluk oluyor. çünkü insan mutsuzluklarını paylaşamıyor. herkesin mutlu göründüğü lakin kimsenin hakiki olarak mutlu olmadı bir çağ. elbette sosyal medyada mutlu insanlarız hepimiz. merak etmeyin. mutsuz olmak da mutlu olmak kadar doğaldır.
yalnız rica ediyorum. birazcık da mutluluklarınızı yazılarınıza saklayın. fotoğraflar kadar yazılarımıza da mutluluk essin.
haklısınız. insan, yazı yazarken yapmacık gülüp anı donduramıyor.
bugün dogum günüm. 7 yasimdan sonra hic kutlamadım bu sene anlamsız bir sekilde cok heycanlıyım. benim icin cok zor bir yıldı. tek basıma bir cok seyin üstesinden geldim kendimle gurur duyuyorum. cok korktugum seylerin aslında o kadar da korkunc olmadığını farkettim. ya da bazı seyleri ciddi ciddi aştığım icin korkmadım. yeni bir hayata başlamak üzereyim artık güzel giden seyler var ya da yine kendimi kandırıyorum her neyse bi önemi yok. hayat umarım bu sefer de biseyleri daha kötü hale getirmez yeni yaşımdan tek dilegim bu. canım kendim seni seviyorum. itirafla falan da alakası yok.
en son o kadar dolmuşum ki bu sabah rüyamda bir tanıdığıma," biliyor musun kimse beni dinlemiyor " dedim.
dinlemedi..
okul başlıyor aileden memleketteki arkadaşlardan ayrılma vakti geldi bavul yapma streside cabası ayrılıkları hiç sevmiyorum sözlük.
Lan öyle bir itirafım var ki buraya bile yazamıyorum amk. Siz düşünün artık.
Başıma art arda kötü şeyler gelince evrenin bir simülasyon olduğunu düşünüyorum. Aynı matrixteki gibi. Şu zamana kadar bunu kimseye söylemedim deli derler diye.
Benji'ye bir sey olacak diye odum kopuyor. Ama sanki o aci sona dogru ilerliyoruz.