bugün

aslında uyumam gerekirken yahut da ders çalışmam, sıkıntıdan yine sözlüğe geldim. psikolojik sorunlarım var sanırım. hadi hayırlısı.
bugün bankaya gittik arkadaşla. sırayı beklerken taş gibi bankacı hatunlar geçti önümüzden, kıskandım. arkadaşa, lan biz de bankacı olak dedim. oluruz dedi.

bankacı olcaz.
öldürmek istediğim herkesi öldürdüm...yüreğimde.
kaf am şu andaa bir millyon amk.
geçen gün rüyamda kahkaha attım. ablam kalk kalk diye uyandırdı ve uydum tekrar kahkaha attım kendi kahkahamla uyandım. acayip tuhaftı. tırstım resmen.
cemal süreya'ya, yahya kemal'e, özdemir asaf'a aşığım. yaşasalardı keşke diyorum. bir kerecik tanışsam yeterdi... ama... ühüüüü.
korkağım.
an itibariyle mutlu değilim sözlük..
hafızam gidiyor! çok kısa bir an deli gibi korkuyorum neredeyim, yanımdaki kim ve burada napıyorum diyerek kalıyorum. tabi bir kaç saniye içinde her şey normale dönüyor. 10 seneye kalmaz 50 ilk öpücük filmindeki kıvama gelirim herhalde.
bir dakikalığına sadece bir dakikalığına moderatör olmak istiyorum sözlük. yönetici ve idareci vasfım olmamasına rağmen bir kereliğine oralarda ne işler dönüyor görmek istiyorum gözüm yüksekte değil ruhum serzenişte anlasana!
gün gelecek, o; ulu sözlükte ki ben bu yazıyı sana yazdım başlığını takip ederken gözüne bir entry takılacak. aa aynı bizi anlatmış diyecek. sırf bana ulaşmak için sözlüğe üye olup benimle iletişime girecek diye aptal saptal hayaller kuruyorum lan. sonra da o kadar uğraşmaz lan arayıp sorar heralde wolwerine senmisin diye kendi hayallerimi kendim suya düşürüyorum aliminyum... hayat ne tuhaf vapurlar filan
an itibariyle ağlıyorum sözlük..
çalıştığım şirketin yönetimini bu gece, tek bir darbeyle ele geçireceğim. gece 4'te alacakları telefon sonucu ofiste toplancaklar. 4,30 da orada olacağım. ışıklar kesik olduğu için florasanla idare edecekler. önce ayak seslerim duyulacak, bu loş ortamda görülmemin ardından, bütün hisselerin satın alındığını ve şirketle ilişkileri kalmadığını ilan edeceğim**.
lisedeydim. okulun en üst katında heykel yapan bi bayan arkadaş vardı. aynı sınıftayız, ne yapıyo diye bi kaç kişi bakmaya gittik. sonra millet gidince yalnız kaldık.
ben sırtındaki önlükteki yazıları okumaya çalışırken biraz aşağılara eğilmişim. * o sırada buna bişey sordum. "evet" demeye çalıştı kendince. sesi "hooauua evet" şeklinde çıktı. galiba fazla yanaşmıştım ve tahrik olmuştu. korktum, sıvıştım. kız da güzeldi bi de...

evet itiraf ediyorum, kaçtım lan!
incisözlükte yerine göre ayar veren herifleri kıskanıyorum. hatta ayar verdiğini zanneden ezik büzükleri de o kıskandığım heriflere havale etmek istiyorum.
Eksilendiğim yazılarımı değiştirmeye ve daha ağır bir üslup kullanmaya bayılıyorum. O eksi oyların hakkını vermeye çalışıyorum. Biliyorum ki eksileyen arkadaş veya arkadaşların, yazdıklarımı sonuna kadar okuyor anlamını çıkartıyor ve kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum.

Haksız olduğumu düşünüp eksiyi basıyorlar ise ne ala fakat sırf idrak edebilme kabiliyetinden yoksun oldukları için eksileyen yazarlara yok teşekkür felan. Kumda oynasınlar.

Edit: Ekleme.
3 gündür güzel sanatlar sınavları için edirne'deydim. sözlük o ne biçim şehir lan. otogarında bile oynak insanlar eksik olmuyor. tabii sözlükteki edirneli cefakar kardeşlerimi tenzih ederim ama. yaşasın istanbul! sınav kötü geçti biraz, pis edirne. ama kazanırsam bu konuyu yeniden konuşuruz.
arkadaşım birasını döktü. başka da biramız yoktu. elimdekinden bir yudum çektim ve kendisine uzattım al burdan iç dedim. birayı ikimiz içtik. çok duygusal bi andı. dostluğumuz pekişti.
anlamadım bu yaz nasıl geçti.okullar kapandı dedik ardından yaz okulu başladı. geldik gezdik ettik derken bayramdı ramazandı doğru düzgün tatil yapamadım.çok üzgünüm sözlük.ama en acısı da bundan sonra hep böyle olacak olması.oysa hayat 8 yaşındayken ne kadar güzeldi.
dengesizim..

evet bende bi ayarsızlık var sözlük ikizler burcunun etkisi şüphesiz hakim. fakat bu onu geçti artık. geri vitesi kullanmayalı kaç ay kaç gün oldu hatırlamıyorum. alabildiğine burnumun dikine gidiyorum etrafa mahalleye baskıya inat. kendi doğrularımın zafere ulaşması adına bazı insaların hatırlarını gönüllerini kırdığım da oluyor. geçen facebook denilen yerden bir kaç arkadaşı sildim üç beş yorumları hoşuma gitmedi diye. sonra skakta karşılaştım selam verdiler utandım..

bir de arasıra sinir patlaması geçirip bilinçaltıma reset atıyorum. beyin bedava değil miydi ya! kafa çalışıyor da şarj etmiyor aga.
üniversite, dolayısı ile de şehir değişikliği sebebi ile anneden 21 yıldır ilk kez ayrılıcak olmak, erkekleri dahi üzebiliyormuş.
(bkz: ben bu gün bunu gördüm)
2-3 saat kadar önce bi'kızla tanıştım. yalanlar söyledim, attım tuttum. kız çok masum çıktı, üzüldüm. mesaj attım, hiç gerek yokken herşeyi anlattım, nedense duygusala bağladım. bi'öyleyim bi'böyle. lanet gelsin bana sözlük.
2008'in bir yaz günüydü sözlük. yıllardır tavlamaya çalıştığım, fakat lise sonrası sürekli farklı şehirlerde olmamız sebebi ile faliyete geçemediğim kızlaydım antalyada. deniz kıyısında açık hava, ispanyol müzikleri çalan ve loş ışıkları olan bir bardaydık. liseden sonra 2 yıl ara ara buluşuyorduk fakat, bu kadar romantik bir ortam denk gelmemişti daha önce. anlattım her şeyi. belliki o da yıllardır bunun farkındaydı fakat korkuyordu. yılda 2 kere buluşuyorduk. "ben burda 2 sevgili gördüğüm zaman içim acımaz mı? çileden başka bişey olmaz ikimizede" dedi ve ekledi, "biraz süre ver bana, bende istiyorum ama düşünmeliyim" dedi. tamam dedim. çıktık sahilden, otoparka gittik. kaskını takıp motoruna binmeden önce vedalaşacaktık tabiki. yapış dudaklarıma dercesine bakıyordu gözlerime, elleri yere doğru, kafası öndeydi. ondan önceki 2 geceyi polonyalı hatunlarla geçirmenin verdiği bitkinliğin ve kadın tenine doyguğunluğun da biraz etkisiyle, ben sözlük, eşşek ben... sarıldım, yanağından öptüm. o kadar mesafe kaydetmişken sıçmayım dedim, efendi gibi vedalaşayım dedim. fakat sözlük, belki o gece ben onu öpseydim bu gün doğum gününü başka bir adamla değil de benle kutluyor olacaktı. sağlık olsun.
istanbuldaki yeni hayatıma başladım ve ilk kez yalnızım. etrafımda ailemden tanıdığım yani hiç kimsem yok... şuan bir kız yurdunda kucağımda laptop elimde ice tea kulağımda mp4... birazdan sevgilimle de buluşucam... ailem yok tanıdık yok hiçbir kimse yok... okulum iyi yurdum iyi...
ama yanımda hasta olduğumda bana bakabilecek bir annem yok... ya da bir sorunum olduğunda mutlu olduğumda derdimi anlatacağım her zaman yanımda olan dostlarım yok... babam.. evim.. odam..
hayır özlemiyorum. ben hayatımdan memnunum.. ağlamıyorum da... sevinç gözyaşları bunlar...
sözlükte şükela butonu varmış. şükela yazan buton nerede ? *