bugün

Kardeşlerine değer veren ya da babalarından annelerinden kısaca ailelerinden bahsedilen yazıları okuyup duygusallaşmayı seviyorum. Ama bir yandan da sizden nefret ediyorum..
içim içimi yiyor, yapılanları kabul edemiyorum sanırım en doğrusu bazı insanları allah'a havale etmek, eminim bu feryatları o duydu.
ali ağaoğlunun kültürlü hali diye mertebe mi olur lan küfretseydiniz bari.
Yarın bayrammış öyle diyorlar ben bir kerede olsa şu yaşıma kadar bayram sevincini hissetmediğim için öyle büyük yaram varki içimde... Yoruldum artık herşeyden herkesten yoruldum vücut dayanıyorda yorgunluğa kafa yorgunluğuna artık dayanamıyorum çekilmez geliyor artık hayat sonra bunada şükür demekten başka hiç birşey gelmiyor elimden. Herkesin huyuna gitmeye çalışmaktan en sonunda ya kim ne yaparsa yapsın ne halleri varsa görsünler demeye usandı yürek... Can acısı geçmiyor geçmişte şuanda nedense hiç geçmiyor. Unutmayı isteyip unutamadıklarım olmasını isteyip inşallah olur dediğim dualarım var benim... Allahım sen görüp sen biliyorsun herşeyi beni bu hallerden uzak eyle... Amin
onu hala seviyorum.
Akcayda sıkılıyorum itirafin alasi.
Bu gidiş gelişler beynimi döndürmeye başladı. Evet.
uzun zamandır yaşamadığım heyecanı yaşıyorum, dua edin de bozulmasın.
hayat bana sürekli "al bak, böyle muhteşem bir şey, bir durum, bir kişi var ama ona dokunamazsın çünkü seninle dalga geçmek çok hoşuma gidiyor." diyor.
3 yıl önce 3 yıl sonra. Aynı duygular aynı hisler. Farklı insanlar. Yine herşey sil baştan.. hadi hayırlısı sözlük.
Az kaldı her şeyin son bulmasına. Yeni bir hayata başlıyorum. Hayatimi uzun zaman önce mahvetmis olan birinden km lerce uzakta bi yere gidiyorum . Ne de olsa gözden ırak gönülden de ırak demişler.
Anne olacağımı öğrendiğim gün sigarayı bırakacağım.
uzun zamandır uğrunda uğraştığım bir şeyi başarmama az kaldı ama her şey daha zor geliyor şimdi. her şey gözümde büyüyor. her şeyi daha çok takıyorum kafaya. insanlar bile daha korkunçlar. hep içime attığım, biriktirdiğim şeyler, hepsi bir anda su yüzüne çıkıyor. biliyorum az kaldı. sadece biraz daha dişimi sıkmam gerekiyor. evet o insanlar hep bencillerdi bundan sonra yine bencil olmaya devam edicekler yeni bir şey değil. insanlar kibirliler işlerini iyi yapmıyorlar. benim samimiyetimi sorgulayan insanlar samimi değiller. bana yalancı muamelesi yapan insanlar tek ayak üstünde kırk takla atıyorlar ve fark edilmediğini sanıyorlar. ama bunlar yeni değil. hep böylelerdi. ama hayır vazgeçmeyeceğim. ben bunu kimse için yapmıyorum kimse yüzünden de bırakmayacağım. ne kadar bunu hissedemesem de az kaldı. her şey geçer. ayrıca abartılacak bir şey yok. sadece ben fazla kafaya takıyorum her şeyi. yoksa.. öyle işte. bilmiyorum.
Cok mutsuzum lan. Kendimi evsiz gibi hissediyorum. Insan umut ediyor iste. Simdiki kaldigim yer fena degildi ama zam yapti ve kurallari olan bi yer.

Cok mutsuzum aglayabilsem iki gozum iki cesme dokulurdu simdi.
bunu hep yapıyorum.yine iyiniyetimin kurbanı oldum.duyar kasmak ya da duygusal şeyler yazıyım diye düşünmedim.yaptığım tam bir aptallıktı.kimseye güvenmemem gerektiğini bir kez daha anladım.birine olduğundan fazla değer verdim sanırım.
Bu okul bitmeyecek. 2 sene daha okuyacağıma dair hesaplar yaptım. Sinirlerim bozuldu. Kendime ayrı okula ayrı kızıyorum.
Daha once hicbir yakinimi kaybetmemistim. Uzaktan akrabalar falan vefat ettiginde de cenazelerine gitmemistim ne yalan soyliyim. Oyle aci dolu ortamlardan kactim hep.
Iki gun once kedim öldü sozluk. 3 bucuk yildir benimleydi. O kadar, o kadar, o kadar cok seviyordum ki. Ben cok sefkatli, sevecen bir insan degilimdir. Ice donuk degilim sessiz degilim soguk degilim ama, hemencecik birileriyle kaynasabilen, ama hemen sikilan, ve insanlara verdigi degerin belli bir ust seviyeyi gecmemesine dikkat eden biriyim. Gecmiste yasadigim travmalarin da payi vardir, ama buyuk olcude kisiligim boyle. Once ben gelirim benim icin.
Ya da boyle saniyordum...
Kalbimi isitti sozluk... 2 bucuk kiloluk bi hayvan, ailemin, arkadaslarimin, sevgililerimin isitamadigi kadar kalbimi isitti. Yumusatti. Bes katina cikardi, hep diyorum. Kendim sinava gircem mesela pazar gunu, tus bir de hani onemli bir sinav, persembe gecesi ben onunla veterinerdeydim. Şoka girmisti, sivi resusitasyonu falan, basinda duruyordum. Ve tus umrumda bile degildi. Sadece o iyi olsun istedim. Pek fazla dua etmem prensip olarak, ama onun icin dua da ettim pazarlik da ettim, resmen yalvardim da. Sadece iyilessin istedim...
Bir yandan kiziyorum, hani fiv pozitif oldugunu onceden bilsek daha cok vaktimiz olurdu en azindan, kendimizi hazirlardik diyorum. Simdi boyle damdan duser gibi "sensiz napariz biz, ailemizin kucuk kizi" dedikten on gun sonra öldü. Ama bir yandan da diyorum belki de boylesi daha iyiydi. Aci cekmedi en azindan.
Gecirmedigi enfeksiyon kalmadi kuzumun. Vermedigimiz ilac kalmadi. Damar yolu acip dekstroz falan takiyorduk evde artik, yemiyordu hicbir sey. Ama en kotusu sonuncusu oldu. Ensefalit oldu ve beyincik tutulumu vardi. Yuruyemez olmustu, kafasini hareket ettiremez, mamayi kokliycam derken yanlislikla burnunu sokar olmustu. Onu oyle gormek o kadar kotuydu ki. Bi de temiz hayvan kedi, ortaliga isemiyor, bagiriyor, aliyorum kumuna goturuyorum yaptiriyorum cisini geri getiriyorum. Saglikliyken gunese oturur saatlerce mirlaya mirlaya yalanir temizlenirdi. Yalanacak hali bile yok ustu basi surup olmus. Bir bucuk saat falan ugrasmistim, suruplari temizledim, tirnaklarini duzelttim, tuylerini taradim piril piril yaptim. Iyi ki yapmisim sozluk. O gece öldü.
Ama biliyo musun o gece olecegini anlamistik zaten. Ben iyi geceler diye sarildim, hungur hungur agliyordum. Dedim ona, hep guclu ol dedik ama yorulduysan birak git be kuzum. Bu yasadigin hayat degil. Ha ben sana bakarim basimin ustunde yerin var ama, yorulduysan, dinlenmek istiyosan, sirf biz seni cok seviyoruz ve seni kaybetmek istemiyoruz diye eziyet cekmek zorunda degilsin, demistim. Kedileri bilen bilir, gozlerini uzunca kirparlar bazen, ona kedi opucugu denir. Bana gunlerdir ilk kez onlari soyledikten sonra kedi opugucu atmisti. Ve biliyordum.
Sabah uyandigimda babam yatagimin basindaydi. Ben hicbir sey sormadim, oyle bir korkuyla bakmisim ki, anladi zaten. "Acilarindan kurtuldu" dedi.
Sonrasi cok tuhafti sozluk. Gittim, oyle hareketsiz yatiyor. Benim minik bebegim. Hala sicakti, tuyleri tertemizdi, ellerim titreyerek son kez oksadim ve vedalastim.
Babam arka bahcenin kosesini kazmis. Evde bir tane ortu buldum, kirmizi bisey. Birisi cicek getirmis de o cicegin sarildigi ortuymus. Baska bisey bulamadim. Onu silkeledim filan, kedimizi ona sardik. Bahceye goturduk. O kadar tuhafti ki sozluk. Hala ölüm kavramini tam anlayamamis bir cocuk gibi, kafasi rahat etsin diye orayi biraz toprakla yukseltmeye calisiyordum. Bu kedi benim koynumda yatardi ya. Her gece ayni sekilde, sirtini gogsume verir, basini koluma koyar oyle yatardi. Her sabah beni o uyandirirdi. Onu oyle topraga gommek o kadar mahvetti ki beni. Yastiklar koymak istedim o cukura. Odul mamalari koymak istedim. Hani uyanivercekmis gibi...
Eger gordugunuz tum kediler sokak kedisiyse, belki size gore tum kediler birbirine benziyordur. Kimi gel diyince gelir, kimi kacar, temelde cok da birbirinden farki yoktur, karnini doyurma derdinde sokak hayvanlari iste. Bu yuzden benim yasadigim aciyi da anlayamayabilirsiniz. "Baska kedi alsana sokakta bir suru var" diyebilirsiniz. Demeyin. Siz oyle deyince benim acim azalmiyor, sadece size saygim azaliyor, hatta kiminizden dupeduz nefret ediyorum.
En azindan aci cekmiyor sozluk. Tasmasini sakladik. Tasmasi singirdadikca sanki o kosup geliyormus gibi bekliyorum. Her odada yattigi yere goz ucuyla bakiyorum istemsizce, orda mi diye. Ama odamin balkonundan mezarini goruyorum simdi, uzerine pis, lekeli bi mermer koymus babam, kopek filan gidip de kazmasin diye.
Ben o pis mermeri cekcem ordan. Guzel, bembeyaz bir mermer yaptircam. Adini da yazdircam. Etrafina da beyaz zambaklar dikcem, bahceye cikip dolanirken hepsini tek tek koklardi cunku, severdi sanirim.
Yillar sonra sanki o hic olmamis gibi mi olcak sozluk? Acimin gececegini biliyorum. Gecmesini de istiyorum. Ama yillar sonra bile olsa onu unutmak istemiyorum. Baskalarina gore tuyleri dokulmus,zayifliktan hastaliktan kupkuru kalmis sakin bi siyam kedisiydi belki o. Bana gore bana bu tur bir sevgiyi ogretendi, kalbimi yumusatan, beni bu bakima buyutendi, ailemin bir parcasiydi, her farkli miyavinin anlamini anladigim iyi huylu, iyi kalpli, akilli minik kedimdi. Onu unutmak istemiyorum.
Bazen canım "buzdolabında donmuş nutella" çekiyor.
Değmiyor, boşuna üzülmeyin...
beni hem fiziksel hem psikolojik olarak etkileyen rahatsızlığım yüzünden çok sevdiğim sevgilimden ayrılmam gerektiğini düşünüyorum. çok üzgünüm.
Birine büyük yanlış yaptım.
Bir ortama sonradan dahil olan insanların, cinsiyetine göre, karşı cins ile tokalaşmaması en tahammül edemediğim şeydir.
Saygısızlığın hat safhaya ulaşması resmen.
Kendinize mi güvenmiyorsunuz! Anlamıyorum ki.
karşı cinsten biriyle flörtlesmeye başladığımda muhabbet evliliğe yürümeye başladıkça tedirgin oluyorum.
insanları kaybetmekten korkacak kadar zayıf olmayın. Onlar sizi ayakta si..er ruhunuz duymaz, sonra arkalarından ağzı açık bakarsınız. iyi geceler.
Yarin izmire geçiyorum.