bugün

Düzensizliğe ilerleyen bir evrende her şeyi kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Aptal mısınız yoksa fazla mı cesursunuz, anlamak güç.
Çok mutsuzum sözlük.kalabalıkların içinde yalnızım.kurdugum hayallerde gercekleşmeyince kendimi çok önemsiz hissediyorum.
Hasta olmama rağmen aylardır ilk kez bu kadar mutlu olduğumu hissediyorum. Ev arkadaşlarım enerjimden rahatsız oldu o derece. Mutluyum diye alnıma yazsam bu kadar belli olmazdı zaten. Artık bir şeyler yoluna girsin mi bence girsin ya. Bence yeter. Bir de arkadaşım fal baktı hissettiklerimi biliyor olması normal de böyle ailevi haberler gelecek güzel güzel diye söyledi. Çıkarsa herkesi sevindireceğim öyle büyük sözüm var.
sosyal yönden berbatım. insanlar beni soğuk bulup yanıma gelmiyorlar. Kimseyle yakınlaşasım gelmiyor. Hep yalnız kalıyorum. halbuki yalnız olmak istemiyorum ben. değişik ya ne bileyim. Yalnız kurt imajı mı yapsam acaba? hahaha. Neyse.
görsel
Demek istiyorum lakin yok.
Bazen yok olmak istiyorum. Tüm duygularımdan arinmak...
Bazen hiç kimseye anlatamadiklarimi buraya yazıyorum. Hani biliyorum anlatsam destek olurlar ama anlatamıyorum işte. Tanımadığın insanlara anlatmak çok daha kolay geliyor. Bu nedenle burası benim için çok değerli. Özel mesajdan dönen beni dinleyen insanlar da oluyor. Tavsiye verenler falan. Gerçekten rahatlıyorum.
çok hissizim sözlük. çok haksızlık ettim insanlara. kullandım. üzdüm. ben de bir şeyler hissedebilecek miyim bi' gün?
"kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler" meğer. oysa ben 15 yaşıma kadar "aşkımızı bürdüklerini" zannediyordum. "neden bürsünler? nasıl oluyor o aşk bürme? kuzu çevirme gibi, kağıt buruşturma gibi... nasıl ya?" gibi içseslerle dinlemeye devam ederdim. ne zamanki bir elektro gitar aldım ve ilk bu şarkıyı çalmaya karar verdim, o zaman öğrendim işin aslını. utandım. demin dinlerken de aklıma geliverdi işte.

başka sefere de musalla taşını piknik masası sanmamı anlatırım. o daha rezil.
son 1 haftadir koyun gibi tek tek siciyorum.
yalnızım demek veya mutsuzum demek itiraf değil, dökülün arkadaşlar, neden nasıl falan. itiraf sonuçta. örneğin ben, nefret ediyorum kendimden; çok sevdiğim karımın arkasından bir sürü iş çeviriyorum. aslında bir sürü değil, tek şey; aldatıyorum, mütemadiyen.
Sabah sabah dertlenmişsek vardır hala canımı yakan bişeyler demekki. Hayır hala canım yanıyorsa düüşündüğüm gibi hiç birşey hissetmiyor değilmişim. Ben akıllı ben erkek arkadaşımı sevmediğimi düşünüp ayrılmak istediğimi söyledim. Sonra o istemedi. Benden uzaklaşsın diye bir ton kötü şey yaptım. Sonra gittii. Ee şimdi üzerinden tam 1.5 yıl geçti ben hala köpek gibi onun yokluğunda boğuluyorum iki lafımdan biri hala. Birwz önce bir öğretmen arkadaşla konuşuyoruz bana diyor ki ee artık bir sevgiliniz olsun sizi tanıdığımmdan beri kimse yok hayatınızda. Bir konuşmaya başladık dediki niye yazık ettin size. Bilmemm dedim. Hayır rahat battı bence bana hayatımda beni bu kadaar iyi anlayan ruhuma eş biri varken neden ayrılmıştımki. Gündüz vakti dertlendim anlaatırken gözlerim doldu yüreğim şişti tükürükler düğümlendi de düğümlendi. Sonra bana dediki git ara onu o gelecektiir. Olmaaz ki hangi yüzle olacak bu. Ben olsam beni istem3zdim o neden istesinki. iş yerinde hastalara bakasım yok oturdum saf saf bakınıyorum duvarlara. Bir an geliyor yok diyorum bitti bir an geliyor ölüyorum diyorum. O da öyle büyük ihtimal hala canı yanıyor. Üzerimdeki bu ağırlık ne zaman gidecek ne zaman hafifleyeceğim ne zaman oda bende mutlu olacağız. Mutlu olacakmıyız ki. Bir az önce bir öğrencinin annesiyle konuşuyoruz evlenmiş kızının babası yani. Boşanmışlar. Lisede bir çocuğu seviyormuş ama görüşmemmişler birdaha. Bir gün karşılaşıyorlar. Adamda evlenmiş boşanmış. Sonra ikisi evleniyor. O kadar mutlu ki. Kadın şuan işitme kayıplı ve konuşması anlaşşılamayacak derecede bozuk. Adam ise çok iyi bir mevkide ve herşey normal. Amaa sevgi yıllaar sonra onları birleştirmiş. Kim bilir belki gün bizde biyerlerde karşılaşırız.
Bu başlıktaki entryleri en çok banyodayken okuyorum. Maksat vakit boş geçmesin.
görsel
Efkarım birikti.
Giyimini sevgisinden üstün tutuyormuş. Allah affetsin...
görsel
ahlaksız diziler de niye çekilmiyor, televizyonda ahlaksızlığı işleyen, mizahını yapan dizi film niye gösterilmiyor diye düşünüyorum.
mesela masum bir aşkın zamanla sevişmeye dönüşebileceğini gösterebilmeli. ya da araya başkaları da girmeli, beklenmedik bir anda. acı çekene kadar yormalı karakterleri; çöküşlerini, hastalanıp öldüklerini görmeliyiz kiminin de. sonra, yaşayanların (hayatta kalabilenlerin) mutluluklarını da görmeli. yalnız konuşurken değil, susup bakarken ya da uyurken de tanımalı, sevilebileceğini anlamalı. görmenin, gözleriyle yutkunur gibi olduğunu, renkleri tadar gibi olduğunu düşünmek de en çok çıplak bedenleri izlerken
parklarda oturduğunu, paltosuna sarılıp kollarını bağlayarak oturuşunu, sigara içişini hatırlıyorum. şapkası da vardı. gözleri yok gibiydi, başını öne eğmiş, eğilmiş az ilerde kadın arkasına yaslanmış ayakkabısının (botlarının) topukları kalın siyah uzun topukları yere vuruyor. başını öne eğmiş bakıyor adam, kadının göğsünde çiçeği var, sümbül ya da menekşe, uzakta kalıyor baktığım yere. kürekleri geri geri çekiyorum. toprağın uğultusu duyulur oluyor tabanlarımda acıyla gülüyor acıya gülüyor şimdi bana bakıp. gözleri kara çukurlarında parlıyor

yavaş yavaş, hiç farkına varmadan yırtıcılaştığımı, yabanileştiğimi söyledi. kafamın içindeki ses söyledi. sanki yıtmaya, delmeye, deşmeye çok meraklıymışım gibi, ama bilerek korkunun üzerine gidebildiğimi. bir anda nefret etmeyi, savaşmayı nefesimin ritmi değişmeden parlamayı zor görmüyorsam, sonrasında dert etmiyorsam da, buna sebep verecek şeyleri daha olmadan bitirebilecek duruma gelmem için çok kavga ettim eskiden.
fuck buddymin deli gibi sevdiği bir sevgilisi varken eninde sonunda soluğu bende alması bende aşşşşırı bir ego yaratmıyor değil.
Bazen Kendimi Aciz Bazen kendimi
Güçlü hissediyorum Bazen Duyarlı bazense Aşırı umursamaz Oluyorum
Kendi Kendime Bazı anlar Doğduk Yaşıyoruz Öleceğiz diyorum Kara Toprağa Kimler gitmedi ki Diyorum Peygamberler güç ve irade de zirveye çıkmış efsane imparatarlor Krallar ve daha Niceleri... Ve bir gün Benimde öleceğim aklıma geliyor Tuhaf biçimde Rahatlıyorum çünkü Bence Kendimi ait hissetmediğim dünya mekanından ayrılacağım Ve inandığım gibi tanrıma Kavuşacağım Zaman gelecek (bkz: inananlar için Yargı günü) ve sonra diğerlerini Düşünüyorum Tüm insanları Hayatı bitmek bilmeyen bir para ve güç hırsı ile Yaşıyorlar Mana Veremiyorum... Sorarım Sizlere Sonunda Ölüm Olan bir Hayat için Hak yiyerek insanların kalbini kırarak güçlü ve Sağlam yaşamak Ne kadar Onurluca ? Hayatın Özü Birgün Öleceğini bilerek yaşamaktır O yüzden ister müslüman olun ister ateist veya başka bir inanç mensubu Ama günahıyla Sevabıyla Onurluca bir hayat yaşayın bilinçli hareket edin kalp kırmayın Mazlumun ahını almayın Son nefesinizde vicdanınız Rahat olsun.
Dışım içime içim dışıma uymuyor. Karekterim yok galiba benim.

Ama amacım dışımı içime uydurmak.
Tanrı benim belamı versin. Evet, sen biliyorsun benim neden buraya bunu yazdığımı.
kimse ikinci bir şansı haketmiyormuş.
bitmeyen itiraflar, bitmeyen yaşamlar ve kaybolan insanlar arasında yaşanılan bir geçmiş yoruyor fazlasıyla bünyemi.
bugün ruhumun enerjisi mağmaya inmiş sözlük. az önce farkettim. bi anda. kendime de o esnada itiraf ettim evet.
Tüm hafta bu günü beklemiştim, sabaha kadar the walking dead izleyeceğim. 7. Sezonu komple biriktirdim ki arka arkaya seyredebileyim.
Aynı anda miden başın dişin ve kalbin ağrır mı?
Ağrıyor be kardeşim...