bugün

penelope cruz'u beğenmeyen insanların bi siktirip gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
dün gece saatlerinde sevdigim kız beni satıp kuzeniyle kaçıp evlendi bende akrabasından duydum. o kadar üzgünümki birinin mesaj atıpta teselli etmesi gerek yoksa bu gece ciddi ciddi intihar edecegim öyle bir durumdayım ki çıkmaza girdi herşey sevdigim kızı kaybettim bu gün öldü benim için her şeyi geçtim kuzeniyle kaçmış birde amcasının çocugu ile ben satılacak adammıydım seni 4 sene sevdim allah belanı versin adi kız seninle evlenecektim ben ama beni ölmeden mezara gömdün sen be hain kız. her şeye ragmen yaşadıgım 4 yıl içinde bu kızı çok sevdim gözüm başkasını görmedi beden olarak biraz uzakta olsamda ruhum hep yanındaydı gölgem hep yanındaydı canımdan bir parça vermeye bile hazırdım üstelik bu adi kız böbrek hastasıydı böbregimi vermeye bile razıydım lan ben böyle aşık oldum bu entryi girerken gözlerim yaşardı ama sütten agzım yandı bundan sonra bana seni seviyorum diye yalvaracak olan bir kızı dahi kabul etmeyecegime yemin ediyorum bütün onurum güvenim haysiyetim namusum beş paralık oldu bana yaptıgıyla senelerce övünsün ben ona güzel bir aşk bıraktım çocuklarına anlatabilecegi anlatırken yaşayabilecegi. denizlerde iş buldum gemilerde çalışacagım istanbula veda edecegim artık acısıyla tatlısıyla 22 senem geçti zengin çocukları gibi şahşalı hayatım olmadı hep fırtınalı aşk yaşadım hep üzüldüm hep sırtımdan vuruldum hançer yedim bu yarayla yaşayamam belkide bir gün ölürüm. bu arada uzun uzun yazdıgım için kusura bakmayın size bir abi yada kardeş tavsiyesi kimseye güvenmeyin.

Yaktın beni sena elveda boncuk gözlü eski sevgili dilerim hayatında hep mutlu olursun inşallah üzülmezsin .
Yakari olsa da izlesek.
yaz gelsin. eski arkadaşlarımı göreyim.
yilmak istemiyorum ama %90 kaybettigimi hissediyorum. isin kotu yani yillarca hatta omrumun sonuna kadar bunu unutamayacagim belki de.
Çocukluğumdan kalan bir şeyler var cinsellik anlayışımla ilgili sanırım sözlük.
istemediğim halde çok sarıp öperlerdi. Kim olursa olsun yanına Gitmezdim ama rahat bırakmazlardı. Kabustu nerdeyse misafirliğe akraba ziyaretine gidilen zamanlar.
Aşık olduğum bir kişi oldu ama onla bile cinsellik olmasa da olur gibi bir şeydi. Yine de en yakın hissettiğim oydu.
Annemle bile uyumamıştım ben onla uyudum ama sırtımı dönerek.
Sarmaş dolaş olmak sıkıntı veriyordu.
Yabancı bir erkek koluma yanlışlıkla değse içimden küfürler ediyorum, tiksiniyor korkuyorum.
Bilinçaltıma inilmesi gerek hakikaten.
Bazen bileklerimi kesip kahkahalar atarak veda etmek istiyorum bu kahpe dünyaya..

Hayat çok berbat ama yaşamakda bir o kadar güzel sanırım..
Her erkeğin aklını başımdan alabilecek kapasiteye sahibim. Dişiliğimi de cazibemi de beynimi de iyi kullanırım fakat bazı erkeklerin karşısında hiçbir şeytanlık düşünemiyorum. Yani hiç bişii... Sanırım onlar da benim aklımı başımdan alıyor. Lanet olsun.
>>gora<< filminde karşıdaki ne diyor da? arif "evet tarafından.." diyor.

sahne şu:
arif'i uzaylılar kaçırıyor. arif de bir arkadaşını arıyor. (atmosfer dışından)

tek başına yaptığı diyalog da şu:
-
amerikan başkanı dahil herkese haber verin. uzaylılar tarafından kaçırıldım?
ne?
evet tarafından..
itiraf kelimesinin anlamını bilmeyenlere cok üzülüyorum. Evet.
ne yaparsan yap, zamanla herşey unutulup gidiyor.
ikinci hayat,ilkinde ihanete uğramak değil
ilkine ihanet etmekmis.
herkes ikinci bir şanstan bahseder ama kimse kotulugun kapısına ilk defa nasıl girmiş hatırlamak istemez.
Bugün benim doğum günüm..
paranoyak, kindar ve kıskanç biriyim.
Bugun insanlar cok sey ogrendim. Ozellikle insanlar arasindaki enerji konusunda. Eger bunu okursa o kisiye tesekkurlerimi iletiyorum buradan.

Benim icin onemli olam yine de kucuk seylerden mutlu olabilimem hala,
Hala kucuk cocugu kaybetmemis olmam,
Hala odamin kosesinde duram ayiya dertlerimi anlatabiliyor olmam.

iyi geceler sozluk..
Yangın merdevinde sigara içiyorum.
apartmandaki ibne yangın merdiveninde sigara içiyor bi gün bahçe hortumuyla dövücem ibneyi.
ağır ruh hastasıyım. Kısaca paranoyakım.

Hiç gerçekte olmayan şeyler üretiyorum. Sanki tüm insanlar beni konuşuyormuş gibi geliyor.
birisi var hayatimda. cok hos birisi lan. seviyom yani. baya baya. sozlukten hemide. yalarun.
bazi seylerden nefret ediyorum, bazen herkesten. iyi gibi gorunup bana dolayli yoldan zarar veren insanlardan nefret ediyorum (bkz: kiskanclik gibi durumlara sebep olma ve beni zor duruma sokma). final haftalarindan nefret ediyorum.

amerikada olmaktan nefret ediyorum. en az bir sene turkiyeye donemeyecek olmaktan nefret ediyorum. en iyi arkadaslarimin erkek olmasindan nefret ediyorum. gecelerce bilgisayar labinda bunlardan bir ya da birkaciyla proje veya assignment yazarken sabahlamaktan nefret ediyorum.

su an bu arkadaslardan birinin (hintli kendisi) suratima bakip beni anlamaya calismasindan ve ekrana bakip anlayamamasindan nefret ediyorum. bu kisinin bana karsi duygularinin olmasindan ve onun potansiyel en iyi arkadasim olmasindan da nefret ediyorum. nisanlimi ozleyip ona ulasamamaktan nefret ediyorum.

saat farkindan ve cografi konumumdan nefret ediyorum. yanimdakinin balik burcu olmasindan ve surekli benimle ilgili sorunlarda aglayip zirlamasindan nefret ediyorum. benim odevlerimi, projelerimi yapmasindan nefret ediyorum, su an yine agliyor olmasindan ve birsey yapamiyor olmaktan da.

bazen ben haric herkesin amerikali olmasindan da nefret ediyorum, zombi gibi gezdigim bugunlerde turkce konusmakta bile zorlaniyorum zira.

ailemi ozluyorum, onlara veda ederken bunun boyle uzun soluklu bir veda olacagini geldikten sonra ogrenmis olmaktan nefret ediyorum. hayat boyle kompleks degildi eskiden.
sözlük şu sıralar çok pis dönemeçteyim nabıcam bilmiyom.

aile içinde beni tanıştırmak istedikleri bir kız var. hani uzaklardan bir akraba bu kız. inatla aramız olsun istiyorlar. ben istemediğimi söylediğim halde hem de.

sonra okul mevzusu var. şuan son sınıftayım. üniversite bittiği gibi sudan çıkmış balığa dönücez. o yüzden karar verdiğim üzre ales değil kpss dershanesine gideceğim. ama önce üniversite bitmeli.

bitirme ödevi yani tezim için hoca nisan 13 son gün dedi. ben ise pek başladım diyemem. oturup hunharca teze yoğunlaşmam lazım ama gram istek yok. vizeler önümüzdeki 23 martta başlıyor ama 5 dersin sadece 2 sine hazırım...

anasını satayım fakirlik kanıma işlemiş geçen 20 lira çıktı eski hırkamdan. oturdum napsam napsam ne alsam diye düşündüm birşey almaya gerek yok ne de olsa fakir olucam diyip cüzdana koydum. her gün bulgur yemekten artık ciğerim soldu. yeter eren bıktım artık bulgur yapmayalım çorba da içelim elma da yiyelim dedikçe hunharca bulgur yiyoruz. öğrencilik hayatımız bu kadar fakir geçmemeliydi.

telefonsuz kaldım sanırım. sözlükten çok delikanlı bir yazarın gönderdiği iş görür telefon da arama yaparken cızırtı yapıp aramayı kapatır oldu. arama yapamıyorum... sanırım ağustos 2014 den beri yaptığım gibi yeni bir telefona daha ihtiyacım var.

telefon numaramı değiştirmek istedikçe sürekli bir engel çıkıyor. önce müşteri hizmetlerinde sadece 3 numara önerisi yapıldı, sonra bayiiye gittim sadece son 4 hanesi değişebilir denildi. ben ise tamamını değiştirmek istiyorum. numara annemin üzerine olduğu için anneme dedim git bizim ordaki vodafone'a orada tamamını değiştir dedik ama gitmemiş. giderse ve son 4 hane değişecek muhabbeti dönerse, şu sıralar kafamı şişiren eski sevgililerime koyduğum atar da yalan olacak. kısacası bu numarayı değiştirmek zorundayım. ve son dört hane de 1905 olmalı kesinlikle. işte mevcut numaram dahilinde bu imkansız şimdilik. o yüzden annemin bayiiye gidip tamamını değiştirmesini bekliyorum 2 gündür.

son olarak da kız mevzusu. ya bişey anlatmadan geçemicem. bak şimdi günlük ben şu duygular bağlamında çok değişik tavırları olan biriyim. mesela bir kız düşün, yaşadığın şehrin en güzeli, ya da en zengini, ya da en tatlısı, ya da en bilmem nesi. kısacası senin asla ama asla hayır diyemeyeceğin kalitede bir özelliği var. eğer bu kız bana beni değersiz hissettirirse kendimi ondan soyutluyorum. illa birilerinin hayatının merkezinde olmak istiyorum değil, ama en azından kendimi aşağılanmış ezilmiş ya da değersizleştirilmiş görmekten nefret ediyorum. son zamanlarda başıma 2 kez geldi. hem de bu iki kişi de bana 'benim için değerlisin' dedikleri halde. ben bu değeri göremediğim, hatta aksini gördüğüm anda karşımdaki dünyanın en güzel zengin tatlı ahlaklı masum dinibütün kızı da olsa yok abi olmuyor. bana ben olduğum için değer veremeyenlere karşı tavrım da hep kırıcı oluyor.

belki yakışıklı değiliz, zengin değiliz, kaslı değiliz, hatta uzun boylu bile değiliz. cool veya karizma hiç değiliz. ama ne bileyim lan bana ben olduğum için, göz bebeklerim için ya da yanak çıkıntılarım için değer verilebilirdi. işte bu olmayınca kötü biz oluyoruz.
ben "gitmek" bilmiyorum, gidememem ondan olsa gerek
liseliyim ve yarın ygs ye gireceğim.

(bkz: işte itiraf budur)
yeniden üniversiteye başlasam daha çok gezer eğlenirdim ne çabuk geçti günler insanlar özlüyor mınakoyım.
hayat berbat. onceden bildigin konuda okula gidersin kimse bilmez. sinav zamanina kadar seni iplemezler. sonra sinav gunu en iyi arkadasin olurlar.