bugün

Hastayım gitgide kötüleşiyorum sözlük.
Ağlayamıyorum.

And all I need right now is to cry my eyes out.
Her sey iyi guzel de bi his var tam su saatlerde cokuyo icime oturuyo resmen, napiyorum ben diyorum biraz inansam yine hep bi suphelenme durumu cikiyo ortaya keske kendime tarif edebilsem. Salak olsam da anlamasam cogu seyi, sonunu bile bile yapmasam, uzulecegimi bile bile gitmesem, bitecegini bile bile baslamasam...
beresini atkısını yediğim ne güzel de koyuyor.
pes turnuvasına fırtına gibi başladıktan sonra sonuncu bitirmek nedir amk la.

öğle vakti ancak kalkarım heralde.

nedense aklıma kredi kartı borcum geldi, param olmamasından değil üşengeçlikten borç nedir amk la.
yarın yeniden felsefe etkinliklerine katılıcam sözlük ama bu sefer sunum yapan ben değilim ve önceki sunumumda o kadar tebrik etmeye gelen, "sonunda birileri anladı be" dediğim insanları görmeyi umut ediyorum. tamam büyük bişey değil bu, en fazla gelip sen o değil miydin der sohbet ederler fakat zaten çevremde bişeyler öğretip gösterebileceğim 4 insan varken oradaki 1 2 insan fazla bile gelir bana, bilmiyorum belkide birilerini tanırım zamanla. bıktım be sözlük, şu koca izmirde insan bulamamaktan bıktım. birde sürekli insanlara birşey anlatmaya çalışınca senin bundan egoistçe keyif aldığını zannedebiliyolar o yüzden size bol bol küfrediyorum ki aklınızda olsun eğer günün birinde karşıma gelirseniz ve aynı tavrı sergilerseniz sizinde..
duygusal şarkılar slow parçalar ve arebesk dinleyemiyorum içim daralıyor bunalıyorum karamsarlaşıyorum.
insanlar neden dinliyor böyle acıklı parçalar anlam veremiyorum...
Şu anda ölebilme hakkım olsa ya?
Ne bileyim ya şimdi ölüm ya da ortalama 70 senelik ömrünü tamamla diye iki seçenek sunulsa bana, şu anda ölüm en temiz derdim.
Hazır fazla günahımda yok? Cehennemde 2 - 3 yıl yanmak, sonrasında huzur??
Yok mu?
Peki.
kişisel gelişime üniversitenin katkı sağladığı doğru olmakla birlikte iyi/kötü etkisi ise bir başka tartışma konusu.

üniversite öğrenim kurumudur, eğitimsiz pek çok mezun verebilir.

işletme mezunu, iş sağlığı ve güvenliği'ne beden işçisi olarak kaydı yapılan, askerliğini henüz yapmamış bir çocuk var şirketimizde, samet, temiz yüzlü, temiz kalpli duygusal bir çocuk. Edebi ahlakı yüzünden okunan, uzunca boylu pek yakışıklı. işe girişinden dört gün sonra ağır şartlar vesilesi ile ’15 günde 1 gün tatil, sabah 7 akşam 7 mesai vesair’ bırakmaya karar verdi, bu kararını aykut bey’den öğrendim, ekonomik durumunun iyi olmadığını ve bu işe ihtiyacı olduğunu net biliyorum. ilk fırsatta kendisi ile konuşup, bir şekilde ikna ettim, tebessümle biten sohbetimiz neticesinde devam kararı aldı.

'' ben odtü inşaat mezunuyuueeeammm '' diye şirkette gezinen amiyane tabirle bir de yavşak var. Bu karaktersiz odada otururken, samet kapıyı çalıp, odaya girip fotokopi çekiyor, iyi çalışmalar deyip odayı terk ederken, ‘allah boy vermiş, gerisini… ‘ minvalinde bir cümle duyuyor, arkasını dönüp bakınca sessizlik hüküm sürüyor.

ünvan kullanıp/Walking On Air dinleyip bunun kendisini her ortamda üstün tutacağı kıvamına gelen bu pislik herifi, bu ülkedeki çıplak diplomasiden haberdar edeceğim.

Samet durumu yeni anlattı, anlatırken başını öne eğdi, yutkundu, o halde yüzüme bakınca, gözlerim doldu, odamdan çıkarken kendisinin de gözlerindeki buğuyu farkettim.

Kaygıyla, yitirmiş olduğu özgüven/özdeğer ile işini yapmaya devam etmek durumunda bırakılan çocuğun gözlerine yansıyan buğu, içimde yüreğimde bir yere dokundu da düğüm oldu da çözemiyorum sanki. ruhum daralıyor.

geçimlik düzeyde gelir için şartlar/kişiler ile mücadele eden çocuğun öz saygısını, öz değerini yitirmesine vesile olan, pozisyon gücüyle uygulanan bu zorbalığın, psiko-terörün/hiyerarşik/dikey şiddettin hesabını soracağım.

Normalde içselleştirdiğim öfkenin bunları yazarken hafiflemesi gerekiyordu lakin halen elim ayağım titriyor.

Ben bugün bu tek hücreli canlının personel şefi olarak, kendisini talimatımla karşıma alıp, en ağır içerik barındıran argümanlarımla/sözlerimle yüzünü kızartacağım. Romantik, gerçekçi epik cümleler ile hakaret edip, Vizyon yükleyeceğim o karaktersiz vücuduna,

öyle gerginim ki kelimeler ile ifade etmekte güçlük çekiyorum

bekliyorum ki saat 13.00 olsun.

yapacaklarımdan, söyleyeceklerimden endişe duyuyorum, bütün bunlar için

Rabbim beni affetsin.

edit ; artık iyiyim.
itiraf ediyorum;
hep kırmızı kalpli balerinli bir müzik kutusu hediyesi almak istemişimdir, kimin vermesi önemli değil, ne bir sevdiğim var (sevdik de bir zamanlar ne oldu, telefon numarasını bile bilmiyorum şimdi), ne de beni seven (evet kimse sevmiyor, sadece seviyor gibi görünüyorlar, yoksa ben bu itirafı etmezdim, çoktan kırmızı kalpli müzik kutusunu açıp iki küçük balerini bale yaparken izliyor olurdum).
Aşk acısı çekiyorum. Kızın kapısında sabahlamayı düşünüyorum. Birazcık para biriktirip onun olduğu şehre gideceğim.
(#26149586)

gerçek üstü kesit.
ölüm; kimseye göre biçilmemiş ama herkesin üzerine tam oturan tek elbise.
Ben hala deliyim hala sevdalı.
Ben kimim lan demedim hic kendime bilmiyorum ya merak etmedim ya da aklima gelmedi her neyse işte sormadım. Ama bugün yataktan kalktigimda nabiyon kizim sen dedim baya baya. Döndüm baktım ne kimse için ne de bir şey için yasiyorum. Okuldan gelirken yine otobusteki yerime oturdum. Hep ayni yere otururum. insanlara baktim. Onemsemem ben insanları yani hic dönüp bakmadim önceden kim napiyor. Sevgilisi,eşi vs işte çifti olan kadınlara baktım hiçbiri ben değilim. Güzel değilim, öyle sevgilicilik oynayamam, umursamazim, pasakliyim falan falan işte. Sonra arkadaşça gezen kizlara baktim benden iyi arkadasta olmaz onu da beceremem. Ben annemin babamin kizi olmayi da beceremiyorum. Herhalde tek becerdigim şey kendimi kandirmakti mutluyum diye. Ben sevilebilecek biri değilmişim. Agladim, çok agladim sakizim agzimdan düştü.
istanbul trafigini picaklamak istiyorum. Ozellikle cevizlibag- beylikduzu arasini!.
Kimseye baktığım falan yok benim. Aksine, sizden nefret ediyorum.
etrafımdaki herkesten nefret ediyorum. Bazen buna kendimi de dahil ettiğim oluyor. Kader utansin
Gesi bağlarında dolanıyorum.
facebookda kızların birbirlerinin resimlerine "harikasın ,süpersin ,çok güzelsin, dehşetsin, dünyalar güzelisin, senin güzelliğine kurban vs.vs . vs. vs. " yazmalarına gıcık oluyorum. çok itici.
idoyla evlenmek istiyorum. Ama o bana bakmaz.
evleneceğim adamla meslek ve maaş olarak birbirimize denk olmamız gerektiğini düşünüyorum. aksi durumdaki insanları hayatıma hiç sokmuyorum bile. doğru mu yapıyorum bilmiyorum.
steam'e 1 yılda 1000 lira yatırdım, annem duysa kavga çıkar.
belki de hayatımı değiştirecek onu anlamlı kılacak birine ihtiyacım vardır.
ne zaman başlık açsam başıma kalıyo sözlük. (#26153831)