bugün

* Artık nasıl bir noktaya geldi ise hayattan haz almıyorum..
* Çok uzun saatler çalışmak bana yapılabilecek en büyük işkencedir..
* Şimdiye kadar yanı başımda sevgilim olmadı..
* Şuan itibari ile lanet işimden ayrıldım..
* Bazen aileme yalan dolu kutular armağan ediyorum..
* Herkes gibi hayattan zevk alan biri olmayı çok isterdim. Hemde çok...
Film banyoda calisa calisa butun duyularim gelişmeye basladi god bless karanlik oda.
on birinci nesil yazar ifadesinden rahatsız oluyorum. sizler kısa donla sekizinci nesil yazar iken biz buralarda nam salmıştık. *
sabahtan akşama kadar içtim, sonra tanıdığım bana meili olan bi kızı çağırdım, bize gittik kız biraz sarhoştu, ben eşşek gibi sarhoştum, kız vermedi bende evden kovdum.
arada koyuyor ayrılmak sözlük. kavgalı olduğumuz halde gidip hediye almıştım ona. hediyeyi veremeden ayrıldık. duruyor şimdi masanın üstünde o hediye, daha ne kadar durur bilmiyorum. iade edip parasını alabilirim ama bana parasından daha değerli gibi geliyor.
eurovision ile ilgilenirim fakat gay değilimdir.
yaklaşık 2 yıl önce başlayan platonik ilişkim bugün de sona ermedi. tabii ki arada ayrılıklar oldu bi küstük barıştık sanki ağlayıp gülüştük sonra ama bunların hepsi benim ütopyamda yaşandı. yani somut anlamda aramızda hiçbirşey geçmedi ama soyut olarak güzel bir 2 yıl geçirdik. söylemeye korkuyorum eğer söylersem bu platonik aşkın sonu olacak. bunu göze alamıyorum. bu söylediklerim kimilerine çok saçma gelecek ama bence böylesi daha sorumsuzca. hem kimsenin kalbi kırılmıyor ve ben istediğimde çekip gidebilirim veya aldatabilirim, aldatmak güzel birşey değil evet biliyorum ama bunu yapsam dahi vicdanım rahatsız olmaz. sanırım en iyisi bu şekilde devam etmek olacak.
öğretmenlik yapmaktan nefret ediyorum.
Her şey 2010 ekimde faceden basit bir arkadaşlık isteğiyle başladı. Profiline baktım,kesinlikle tanımıyorum tipi desen ilgimi bile çekmedi. Neyse pek de önemsemiyordum zaten kabul ettim,sonra unuttum bile kim olduğunu paylaştığı şeylere bakıp ne kadar aptal birisi diye düşünüyordum. Sonra bir gece geometri sınavıma çalışırken facede sohbete baktım bu da açık ama saat 3 falan canım da sıkılıyor,bu yazdı bana konuştuk biraz uyudum. Sonra ne oldu bilmiyorum sürekli konuşmaya başladık,kafamdaki fikirler aniden yağan dolu gibi pat pat değişmeye başladı. Telefon numaraları falan.. Bütün gün konuşmaya başladık ben o zamanlar deli divane başkasını seviyorum diye ortalarda geziyorum. Konuşmalar zaten askerlik arkadaşı tadında bkz. Hacı naber,moruk nasılsın vs. Aramızda çok iyi bir iletişim vardı şimdi iki kelime konuşamadığım adamla her konudan konuşuyorduk. Neyse efendim,aradan iki yıl geçtikten sonra ben hoşlanmaya başladığımı anladım. Saçmalama dedim duygularıma,kapa çeneni o senin arkadaşın ya. Çok zorladım o iki sene boyunca olaylar,olaylar zaten... Ama geçen sene yani üniversite sınavına hazırlanırken arkadaşlarımın yoğun baskısı ve seviyorsan git konuş bence nidalarıyla konuştum onunla. Onun da bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyordum. Hissediyordu,hissediyordum ama bu bir şey olması için yeterli değilmiş. Çok acı tecrübe etmiş oldum
O önce hayır olmaz dedi işte sen çok iyi bir kızsın,ben doğru kişi değilimler... Sonra o da sevdiğini söyledi. ilk zamanlar müthişti,bulutların üstüne triplex villa yapmış orda şen kahkahalar atıyorduk ve insanlar buna gök gürültüsü diyorlardı. Mesafe ne ki diyordum sürekli uzak mesafe ilişkisi yürümez tamam ama biz farklıyız. Bok farklıymışız. Yüzünü görmediğim,kokusunu bilmediğim insanın sesini özlüyordum. O hep beni üzüyordu ama özür dilediği anda ben her şeyi başa sarıyordum. Sonra sınav stresinden olduğunu sandığım kavgalar ediyorduk,sınav bitti kavgalara devam ettik. Yaz tatilimde iki gün aramız iyiyse üç gün konuşmayarak dengemizi sağlıyorduk. Üniversiteyi kazandım sen çok değişirsinler başladı. Hayvan herif etrafımda o kadar kişi var benim gözüm senden başkasını görmüyor ki. Yarım dönem bitti üniversitede yine doğru düzgün konuşmuyoruz. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil,bunu söyleyemese de o da biliyor. insan seviyorum dediği bir insana sonra bana güvenme ne yapacağım belli olmaz seviyorum derim sonra bir şeyler olur falan böyle aptalca kelimelerden oluşan cümleler kurar mı?Dengesiz eski sevgilisiyle buluşmuştu,kızlarla mesajlarını görmüştüm. Ama artık sineye çekemiyorum. Sürekli ben burada çok bozdum deyip devamını söylemediği cümleler beni çok yıprattı. Aramızda ülke sınırları varken farklı ülkelerdeyken ben her türlü sınırı aşmış sevmiştim,hâlâ da seviyorum. Ama belirsizliklere tahammülüm kalmadı artık. Bitirmeye cesareti yok ama beni bitiriyor. Eylemsizlik kararı aldım ben de. Artık konuşmak yok. Ağlamak yok. Ona daha önce defalarca veda mektupları yazdım. Bu devirde kim mektup yazar lan sırf bunun için üzmekten çekinmeliydi beni. Bu sefer son kesin kararlıyım dediğim 254 karar aldım,her sabah daha çok severek uyandım. Ama ben bu sene bir şeylerin farkına vardım. Kalbimi put sanıp da kıran buymuş ibrahim. O kalbimi kırarken elalemin çocuğu beni bir kere güldürmek için peşimden koşuyordu,utanmadım bana beni sevdiğini söyleyen çocuğa bile onu anlattım. Aptalsın dedi,yüzünü bile görmemişsin. Boynuzlanmama ihtimalin yok. Bütün bunlara göğüs gerdim ben. Ne için peki,senin için. Değdi mi bilmem ama pişman değilim ben elimden gelenin fazlasını yaptım ben olmazı oldurtmak için her yolu denedim. Ama sen ağzını açıp tek kelime söylemedin. Çok bencilsin,seni benden daha çok seven biri olur mu bilemem ama benden daha aptalını bulamayacaksın. Kimse seni bu kadar önemseyecek. Ne demiş sezen aksu " ben senin hayatından gittim oğlum hadi yerime koy birini koyabilirsen.."

ve acı elbette sonsuza dek sürmez ama senin pişmanlığın hep sürecek çünkü ben vazgeçmedim,sen yaptın bunu.
her gün bu başlığı görmekten gına geldi.
üç ablam da evli, hatta son ablam evleneli bir yıl oluyor.

eski sevgilimin eski sevgilisi nişanlanalı bir yıl oluyor, en son eski sevgilim de nişanlanmış.

ben biraz sona mı kaldım ne?
*ayva ya da yeşil erik yedikten sonra üzerine hemen soğuk su içerim..boğulur gibi oluyorsun ve ben o hisse bayılıyorum (mazoşist bir yanım var kabul).

*yemeğin son lokması ile içeceğimin son yudumu denk gelmezse acaip moralim bozulur.

*üzerine parfüm boca eden insanlardan nefret ediyorum..hele sabah sabah asansörde kokuya boğulursam direk söverim (migrenim var zaten yapmayın yahu).

*sevmediğim insanların eşyalarına dokunamam..her yeni işe başladığımda mouse \'mu kendim alırım.

*alışveriş için saatlerce dolaşmaktan nefret ederim..ihtiyacım olanı gider alır çıkarım hemen..denemem bile..ama iş kitap bakmaya gelince saatlerim geçebilir kitapçıda.

*kendi tükürüğünde boğulabilen insanları çok iyi anlıyorum.

*günde 2 ya da 3 saat uyku ile yetinebilmeyi öğrendim, buradan bana sen androidsin diyen arkadaşıma slm ederim.

*bu madde yalnızca annem içindir siz okumadan geçebilirsiniz de; küçükken balkondaki güzelim çiçeklerini yola saçan bendim aslında, çünkü sen o gün yine beni dinlememiştin.

*son olarak ne olacak bu fenerin hali yaw.
dün sabaha karşı 5'ten beri murat başaranın nankör klibini izleyip kopuyoruz. ali ağaoğlu diye bir gerçek var klipte. izleyin, izletin.
şarkılara ve şehirlere hep aynı muameleyi yaptım. içinde kötü şeyler yaşadığım şehirlerden , anıları anlatan şarkılardan nefret ederdim.

dim diyorum çünkü bunun ne kadar saçma ve ne kadar anılara saygısızca olduğunu anladım.

mesela istanbul. sadece vapuruna binmek bile beni mest etmeye yeterken istanbula 7 ay küs kaldım. lanet ve nefret ettim.

istanbulu bi kaç ayda sevmiş ama 1 seneye yakın nefret etmiştim.

gitmemiştim. onca fırsatım olmasına rağmen.

gittiğimde içindeki insanı hırsıma kurban ettiğim gibi istanbuldan da nefret edercesine davranıyor. gece gidiyor sabahın ilk ışıklarında dönüyordum.

ama işte dedim ya istanbula haksızlık ettiğimi anladım. seviyordum seviyordu ki beni mutlu ediyordu istanbul. barıştık. eskisinden daha iyiyiz .

istanbul bana öyle ders oldu ki aynı muameleyi ankaraya yapmadım.

ankaraya hırslanmadım ve küsmedim. nefret etmedim. edemedim.

ankara hala sevdiğim şehir. ve gider kızılayında içer eğlenirim. yine yaparım.

insanların hatasını şehirlere mal etmeyin. şehirler güzel. şehirler acı da çekseniz sizi mutlu edecek başka şeyleri sunuyor.

martta yine geliyorum ankara ama önce eskişehire gidicem. sahnem var da. ordan yanına geçerim.

aylak yaşam , zula , efes nefes , eylül vs hepsine selam söyle . öptüm boynunun soğuğundan.
Hayatı kendime zorlaştırma konusunda çok yetenekli olduğumu düşünüyorum.

Şuraya bir gün tam olarak aklımdan geçenleri, düşündüklerimi, hissettiklerimi, korkularımı, isteklerimi, beklentilerimi, doğrularımı, yanlışlarımı yazmak istiyorum ki ne kadar ruh hastası bir adam olduğum tam olarak belirlensin.

ya Yanlış olan bir şeyler var bende, ya da gerçekten inanılmaz zekiyim ve insanların beyinlerini, düşüncelerini, hislerini falan okuyabiliyorum.
benim içim dante dışım da alucard geriye kalan her şey neroya.
hayatım boyunca sınavlarda kopya çekemedim çünkü yemedi.
- bilgi içerikli entry girecek kadar bilgili hissettiğim hiç olmadı. O yüzden genelde bu sayfaya yazıyorum. Sanırım iyice günlüğe dönüştürmeden sözlüğü bırakmalıyım.

- sürekli yalnızlıkla ilgili entry giren yazarları acınası buluyorum. Ama gel gör ki şu an ben de kendimi yalnız hissediyorum ve bunu diyerek o yazarlardan biri oldum. Artık kendime de acıyorum.

- Dış görünüşe önem vermeden bir insana aşık olabilmeyi isterdim.

- Fotoğraflar benim gözümde yanıltıcıdır.Kişiyi olduğundan farklı gösterir her zaman. Benim neredeyse hiç fotoğrafım yok. Anı ölümsüzleştirmek gibi bir derdim de yok. O yüzden fotoğrafları gereksiz bulurum. Twitter, facebook , instagram vs. yerde sürekli fotoğraf güncelleyen insanlar.. sizden ve beğenilme çabalarınızdan nefret ediyorum.

- popüler olan her şeye antipatim var. Eğer farkında olmadan popüler olan bir şeyden etkilenirsem kendimi özenti gibi hissedip anında bırakırım.

- Rezil olmak yerine ölmeyi tercih ederim. Bütün okul hayatımı etkileyen düşüncem bu sanırım . Sözlü sınavlara karşı fobimin olmasının sebebi de bu. Sırf bu yüzden çalışkan bir öğrenci olmuş bile olabilirim.

- insanları daha az takarsam daha mutlu olurum ama pek mümkün değil bu.

- Bazı konularda çok cahilim.

- Bere takan erkeklere tavım. Çok alakasız oldu bu buraya neyse silmiyim kalsın swh

- Çevremdeki hiç kimsenin benden önce ölmesini istemiyorum. Nefret ettiklerim de dahil. Yok oluşu kabullenemiyorum.

- Olur da aşık olursam o kişinin benden önce öleceğini biliyorum. Sadece bir his.

- Önyargıyla yaklaştığım çoğu insanı tanıdıktan sonra da fikrim değişmedi. istisna olan 2 kişiyle de şimdi çok iyi dostum. Ayarım yok sanırım bu konuda.

- Bir şeyi ne kadar çok istersem o kadar olmaz. Evrene mesajlarım tersten gidiyor olmalı.

- Sanırım hiç aşık olmadım. Çok kişiden hoşlandım ve o sırada hep aşık olduğumu sandım. Şimdi düşününce hepsini ,aşk bu kadar basit olamaz diyorum. Belki de avunma çabamdır bu, bilemiyorum.

- Hayatta en fazla utanç duyduğum olayı birkaç gün önce yaşadım. Belki de hiçbir zaman o kadar küçülmeyeceğim. Neyse eğer okuyorsan ne olduğunu anlamışsındır. Beni kovduğun için teşekkur ederim.Neyin peşindeydim de bu kadar direttim bilmiyorum . Bu arada seni bunalttığım için de kusura bakma. Geç de olsa anladım doğru olanı.

- Yaptığım itiraflar bile gizli kapaklı, okudum da yazdıklarımı az önce tamamen saçmalamışım, neyse uzun diye okunmaz zaten . Ben de ilerde okuyup ne salakmışım ya diye gülerim swh
Yerinde olmak isteyen onca kişi varken,
Senin defolup gitmen de ayrı bir marifet tabi ki...
itiraf ediyorum hiç aşık olmadım. aşk nedir bilmiyorum 24 yaşındayım ama hiç kimseyi sevemiyorum.
(#22779994)

sayenizde istatistiklere girdim. eksi oyunu benden esirgemeyen değerli sözlük uuserlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
şu an toplamda beş kişinin falan kullandığı sözlük hesabını kullanıyorum, belki arada başka kullananlar da olmuştur. şizofren gibi durmayayım diye eski entarileri teker teker sildim amk. heriflerden biri akp'li, biri chp'li öteki ayrı bi sik, birbiriyle çelişen entryler girmiş pezevenkler; ulan iyi ki üşengeç adamım, yeni hesap açma işlerine girmedim ama mesaj kutumdaki "senin zihniyetine sokayım" minvalindeki mesajları okuyunca kendime kızıyorum. nick altımda da "troll" falan yazıyor, allah'tan hesabı kullananlar karıya kıza sarkmamış da nick altıma başka şeyler yazılmamış. hüh.
Özgüven artırıcı filmlere ihtiyacım var . Bilen yazana dua ederim, yeter ki ışığımı yaksın..
Bugun baktimda insanlar olarak ne igrenc yaratiklariz. Kimimiz baskasinin duygulariyla oynuyoruz kimimiz siddet uyguluyoruz. Zarar gorecegimizi anladigimiz anda ne lafimizi esirgiyoruz ne siddeti....
Her ilişkimde masum insan rolüne yatıyorum hepsinde ilk defa opusmus gibi yapıyorum suana kadar hepsi beni ilk öpen kişi olduğunu sanıyor. Kezban diyin ne derseniz diyin bu numarayı yiyen yine sizsiniz.