bugün

bazen tüm değişkenler en uygun değere gelse de başarısız olmanız için imkanınız varmış. buna şans diyorlar. ben göz önüne almayı unuttuğum ya da göz önüne alamadığım, ölçemediğim bir başka değişken diyorum.
Bi iki demet akalın başlığı gördüm de aklıma geldi şimdi edeceğim itiraf. Demet akalının aslında erkek olduğu, cinsiyet değiştirdiği gibi birşey duymuştum bi arkadaştan veya okumuştum bi yerlerden. Kaynağı şu anda hatırlamıyorum. Sonra kadının resmine bi baktım öğrendiklerimin ışığında ve bildiğin erkek olabileceğini düşündüm ve itiraf ediyorum hâlâ şüpheleniyorum o tartışmalı kadından sözlük.
Bi iki demet akalın başlığı gördüm de aklıma geldi şimdi edeceğim itiraf. Demet akalının aslında erkek olduğu, cinsiyet değiştirdiği gibi birşey duymuştum bi arkadaştan veya okumuştum bi yerlerden. Kaynağı şu anda hatırlamıyorum. Sonra kadının resmine bi baktım öğrendiklerimin ışığında ve bildiğin erkek olabileceğini düşündüm ve itiraf ediyorum hâlâ şüpheleniyorum o tartışmalı kadından sözlük.
Sözlükteki aşırılaşan m.kemal karşıtlığına dayanamıyorum.
buraya hiç itiraf girdim mi hatırlamıyorum. pekte önemli değil. girdiysem girmişimdir. * işin özü şu. ben kötü müyüm değil miyim?

beni yargılamayı cüret etmişler, etme. ben kendi yokluğumda kendi yalnızlığımda içimde bıraktığım sesle kalmaya mahkumum. gün gelecek

bu işler bitecek son nefes gelecek. o son nefeste ben tek bir isim fısıldayacağım. dönmem ama ölmek var dönmek yok bizde. yoruldum,

sıkıldım, neden denmesinden sıkıldım. bana inanılmamasından sevgimin sorgulanmasından beni yapmadığım şeylerden sorumlu tutup

eleştirilmesinden geçmişi her fırsatta olmayan şeyleri yüzüme vurulmasından bıktım. kaçtım belki de. ilk defa bir şeyden kaçtım,

kaçıyorum, kaçacağım. son nefesime kadar bu iş böyle gidecek. üzgün müyüm? evet. halsiz miyim? evet. benim kimseyi avutacak gücüm yok.

çok denedim bir ara başardım ama ellerinle boğdun. ölen şey canlanmaz, sönen kül ateş almaz. ben görevimi yaptım eksik gedik iyi kötü

yaptım ama bunu bil. sorularının cevabı içinde bende değil. ben gözünde vicdansız, kalpsiz hatta şerefsizim. olsun öyle durayım.

sevdiğin biri olmak inan iyidir. çünkü bu bana değil sana zarar verecek. güzel şeyler gördüm hayatım boyunca unutmayacağım, hayatım

boyunca hatırlayacağım şeyler. bitti perde kapandı ve ben öldüm. ölüyle uğraşmayı kes çünkü sen zararlı çıkarsın. hayaletle savaşma

sen yanarsın. son olarak vicdan demiştin. evet ben vicdansızım onu gömeli çok oldu. yolun açık olsun. evet...

http://www.youtube.com/watch?v=rkeiisBgf4I
Yalnız yaşıyorum. Sürekli yalnız olmaktan yakınıyor olmama rağmen kapımı biri çalınca ışıkları kapatıp saklanıyorum.
bazen intiharı düşünürüz yaşamak ağır gelir kimilerine. bana yaşamak ağır gelmiyor aslında, beni korkutan o acı sonlar. dile getiremediğim ve yakıştıramadağım, kabullenemediğim ölümler. siz hiç anneniz halı silkerken, cam silerken düştü düşecek diye korktuğunuz oldu mu ? yahut babanız evde yalnız bıraktığınızda bişey olursa diye endişelendiğiniz ? ben bunları hep yaşıyorum. tuhaf, çocukken daha saçma ama masum korkularımız vardı. şimdi ise gerçekler biz büyüdükçe daha bir korkutucu hal alıyorlar. sevdiklerimizden önce gitsek ölüme olmaz, daha çok parçalarız onları. ama onlar gidince biz ne olacağız. ben kendi adıma bunun planlarını yaptım gidicem, bi hayalet olup kaybolucam, herkesten herşeyden kaçıp geride kalanları bırakıcam. sokaklarda yatıp kalkıcam. şüphesiz benim bi mezar taşım olmayacak...
bir gün allah korusun ailemden biri ölürse ve tüm cenaze işlemleri bana bakacak olursa kesinlikle mevlüt okutmayacağım. senin acını asla hissedemeyecek gereksizlik abidesi bir sürü insan toplanmış kim ne giymiş onu incelerken dua okuyorlar. öyle duadan hayır mı gelir? mevlütte okunan duaların yararı olduğuna inanmıyorum kesinlikle. dedikodu ortamından başka yerler değil mevlüt okutulan yerler. vasiyetime de yazacağım bana mevlüt okutmayın diye. herkes duyunca saçmalama diyor ama ciddi ciddi yazacağım bunu vasiyetime. mevlütler ölü evinin sahibini sinir etmekten başka bir ortam yaratmıyor.
ulan kaç gündür bizimkilerle sahura kalkıp, oruç tutmuyorum ve onlar beni tutuyor zannediyorlar.

vicdanım rahatsız oluyor artık amk.
ağzını şapurdatarak yemek yiyenleri, burnunu çekenleri ve dişinin arasında kalan yemeği nırç nırç diye almaya çalışırken çıkan sesleri çıkaran insanları öldürmek istiyorum.
1 senem var abi. Şu odtü'yü bi kazanıyım sikicem ortalığı valla bak. Yeter lan artık.
yalnızlık karakterin temelidir. bütün karakterimiz ondan ibaret iken hayatımızı han gibi kullananların gelmesiyle yeni ruh durumları eklenir. kimileri kıskançlığı getirir, kimileri sabrı götürür, biri çıkar bedeni zorlar kimi ise asıl karakterinizi ortaya çıkarır. sizi yalın kılar. tüm eklenenleri siler süpürür. güveni götürür.
yalnızlaşırsınız.
şarkılar gelir, şiirler gider, kitap sayfalarının uçları kıvrılır, bir gün birine söylemek umuduyla altını çizersiniz diğerlerinin arasından süzülüp içinize akmayı başarmış bir cümlenin. bir daha gidecek olana söylemek üzere kapatırsınız kitabı ve umudun da olmadığını görürsünüz.
karakteriniz yalnızlıktır. asıl olan budur. bilirsiniz de biri gelir.
kapıyı çalar \" varsa bir limon\" ister gibi ister asıl karakterinizi, yalnızlığınızı.
inanmamak doğrusu olsa da inanmak daha mutlu edeceğindendir inanırız. arkasından ilgi yağmuru başlar. önce mesajlaşmalar.
* ilk mesaj günaydındır ve o dediği içindir ki gün daha dinamiktir. siz daha bir fingirdeksinizdir. suratınızda ki aptal ifadeyle makyaj yaparken o gün içerisinde ne yapacağınızı sorarak \" bak ne yaptığınla ilgileniyorum, önemli\" imajı çizer. yersiniz. yeriz.
* ikinci mesajlaşma öğle molasındadır \" aklımdasın \" imajı da böylelikle çizilmiş olur.
* üçüncü mesajlaşma gün sonudur. \" arkadaşlarla buluşup batak atacağız cnm haberin olsun \" diye gelir ki buda \" bak ben sorumluluk sahibiyim. nerede olduğumu bildiririm .\" imajını da çizmiş olur.
bir kaç gün sonra buluşulur..
ilk 15 dakika gergin sonra gayet keyifli olan görüşmeye giderken muhtemelen yeni ayakkabı alınır, giyineceğiniz kombin yakın çevreniz tarafından tam onay alana kadar geberilir, akşamdan oje sürülür sabah fırsat olmaz diye gel gör ki gecenin heyecanından ter basar ve sabah duş alınır. ojenin uçları son kez düzeltilir ve gidilir.
harika vakit geçirilir ve aslında ne kadar aptalca şey varsa hepsinden olan anılar anlatılır malca gülünür. hepsi tadına doyulmaz anlardır.
bir kaç görüşme, bir kaç temas sonra tamam dersin.
can, beden, ten, ruh, kalp ister.
akıl \" sen yalnızsın. unutma. \" der.
hayaller ise o cümleyi buharlaştırır.
bir iki güne sevgili olacağınıza siz ve yakın çevreniz eminsinizdir.
sabah face şöyle bir göz atayım dersin.
\"ilişkisi var\" diye ilişki durumu güncellemesi görürsün. kişi sen değilsindir.
adam sevgili yapmıştır. ikinizle aynı anda görüşüp onu seçmiştir.
heh işte.
hatırlatayım. asıl olan yalnızlıktır. karakterimizdir.

itirafımdır.
bunu yaşatan insan evladının gelmişine geçmişine her makamdan türlü türlü göndermelerde bulunduğum yetmiyor birde bir daha seks yapamaması için bildiğin dua ediyorum. inş kalkmaz.

itirafımdır.
yaşadım. üzülmeyin tek yaşayan siz değilsiniz.

bir aile büyüğümün dediği gibi;
siki orda durur taşakları burada oynar. işte bu tip insanlar çoktur. dikkat et.
sabah namazını kılıp yatacağım.
çok değil, 3 saat önce çok güzelken her şey, şimdi paramparça oldu, ve bu sefer, bir şey yapıp bunu engelleyemiyorum da.
çok, çok sevdim, o da gitti, ben sevmeyi mi bilmiyorum?
o kadar kırgınım ki, bir o kadar da kızgın. hayatımın en kötü gecesini yaşıyorum. dimdik durmak için elimden geleni yapıyorum ama olmuyor, yapamıyorum. gözyaşlarıma sözümü geçiremiyorum. bunca seneden sonra ben artık dayanamıyorum. bu kadar genç yaşta yaşlanmış olmamalıydım. bu en büyük korkumdu ve gerçek oldu. bir genç kızın bedenine sahip; tutsak, çırpınan, yaralı ve inatçı bir yaşlı oldum. ne bir adım öteye ne de bir adım geriye gidebiliyorum. tek dileğim buradan kaçmak. evet artık "kaçmak" diyorum buna. adı kaçmak oldu çünkü artık dayanamıyorum. bu mutsuzluğu izlemeye da-ya-na-mı-yo-rum. çok eskilerde, beş-altı yaşlarındayken belki de tatmıştım son mutluluğumu. sonradan olan her şey yapay bir mutluluk arayışı oldu. sürekli hayatımdan zevk alıyormuşum gibi davranmak iğrenç hissettiriyor. ben mutlu değilim. ben kocaman yaşlı bir kadınım.
o kadar çok su içtim ki sahur vakti , şu an karnım hamileymişim gibi şişti.
kul hakkı yediğim oldu evet. ama bir sebebi vardı. en kısa sürede çaktırmadan bunu telafi edeceğim.
sol frame'de an itibariyle 15 adet "tavsiye" başlığı var. * ne meraklıymışsınız tavsiye vermeye.

edit:19 oldu, ha gayret az kaldı tüm sol frame'i kapatmaya.
Unutmaya çalıştığım anlarda ve hiç beklemediğim halde mesaj atıyor ya umutlanıyorum... unutamıyorum...
En berbat geçecek doğum günümü yaşayacağım uyanınca... izin dönüşü olduğu için iş yerine zorla gideceğim. ramazan olduğu için pasta falan kesilmeyecek allah'tan. akşam arkadaşlarımın yanına gidip yapılan güya sürpriz doğum gününe şaşıracağım yüzlerine yalandan güleceğim ve sonra eve gelip odama girip kapıyı kapatıp ağlayacağım...
sanırım onu tamamen kaybettim ve çok üzgünüm.
çok şey yazıp yazıp sildim. şu an ne ben kendimi anlatabilirim ne siz beni anlayabilirsiniz. dibe vurdum lan bildiğin.
Birdaha tırnaklarını kes diyenin yüzüne çizik atıcam. Ya-kış-mı-yor! Herkes hayran sen kasıyorsun ya sana noluyor. Bakımını yapıyorum sürekli.

iyi yine hepsini kesmedim.

Ayrıca "bilmeyerek" çizdiğim antipatik insanların sayısını bu tırnaklara borçluyum. *
yediğim önümde yemdiğim arkamda her şeye sahibim sözlük ancak bir türlü mutlu olamıyorum. Bir insan sevdiceği olmadan nasıl mutlu olabilir ki? Bir sevgilim olsun istiyorum sözlük onu ne öpmek ne elini tutmak nede onunla sevişmek istiyorum tek istediğim ona sarılınca tüm dertlerimi unutabileceğim bir insan. Onunla hava atmak değil isteğim onunla oturup sabahlara kadar sohbet etmek tek dileğim. Ne para istiyorum ne pul benimle yaşlanacak biri olsun yeter...
kendimi bir halt zannediyorum.