bugün

Bekledigim insanin o oldugunu sandim, pesinden kostum, hergece ictim. Onun icin arkadasliklar bitirip yine onun icin arkadasliklar kurdum.

Kisacasi hayatimi siktim onun icin. Haa tabi simdi soracaksiniz sizde ya ne oldu diyeceksiniz, sonuc:

Hic baslamadan biten bir iliski ve 2 sayfa neden olmayacaginin ( kendince ) aciklamasi ama en onemlisi son iki kelime

Defol git...
ileriyi görebildiğime kimseyi inandıramıyorum sözlük. mesela az sonra benim evin kapısı çalacak. mesala az sonra yazarın biri buraya naber nasılsın diye entry girecek.
nasılsın naber?

edit: ben ters adamım.
evin kapısı da çaldı şu an göbek atıyom.
neyse ya ben yatayım o zaman.
yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık bi 10 yıl önce ismail yk'nın bi şarkısını dinliyordum. http://www.bombabomba.com çok eğlenceli geliyordu. bu vesileyle, kendinizle yüzleşmiş oldunuz. siz de dinliyordunuz ipneler... niye eksi veriyosun? doğruları yüzüne vurdum diye demi...
çek çıkar elini kalbimden..
gecenin bu saatinde kalkıp, sabah işe gideceğimi bildiğim halde, sözlüğe girmek bir yandan güzel ama bir yandan da kötü. neyse ya tekrar uyurum birazdan.
artık o kadar uzak ki "o mu? bu mu?" diyenlerin biri bile onun adını saymıyor. madem o kadar uzak neden bu konuda söz sahibi olan, onu hep ben güçsüzken rüyalarıma sokuyor? birini deli gibi sevdiğimi düşündüğüm zamanlarda bile kalbimde sessiz kalan o büyük alanın onun için attığını da mı biliyor bu güç? neden bunları seninle konuşamıyorum? daha iyi olmalıydı, düzelmeliydi. öyle demedik mi? beklemek, sessiz kalmak, kabullenmek hataydı biliyorum. ama kabul et sen de ben de eski fotoğraflarda daha güzeliz.
ezan okunuyor burda, ne güzel bir huzur.**
hiç seksi sevgilim olmadı. hepsi çok güzeldi ama seksi değildi. ne bileyim bir kucak dansı, striptiz nedir bilmezdi. bu konuda çok dertliyim.

bir düşündüm de en büyük derdim buymuş lan.
çevremdeki insanlardan ikide bir arayanlardan mesaj atanlardan çok sıkıldım artık sözlük yalnız kalmak kafa dinlemek istiyorum.
küçükken annem çamaşırları asınca gider kazakların kollarındaki suyu emerdim. amk beynimde mantıklı bir yere koyamıyorum la bunu.
nerdeyse her bankanin karti bankamatigi var .
numara alırken öncelik imtiyazlarinin tadına varmak harika.
özellikle garanti bankasında krallar gibi karşılaniyorsun.
Daha fazla; uykuya, müziğe, kitaba, giysiye, paraya, sevgiye, güneşe, denize, çikolataya, sarılmaya ve kahveye ihtiyacım var.
evde prestige marka kaçak sigara içip, manitanın yanında kısa marlboro içtiğim gerçeği doğrudur.
Demin hortlatılan makarna başlığı yüzünden bir paket makarnayı yemiş bulunmaktayım, pişman değilim.
sevilimden ayrıldım. onu çok özlüyorum. pişmanım.
Giderek terbiyesizlesiyorsan hayatin ne mal oldugunu anliyorsun demektir.
hiç bir yerde olmak istemiyorum ne tuhaf.
Unutuyoruz bazen ne olduğumuzu, nereden geldiğimizi… düşünemiyoruz bazen ne söyleyip, ne yaptığımızı… tahmin edemiyoruz bazen geleceğimizi… ve en önemlisi de kaptırıyoruz kendimizi o zaman denilen hergelenin rüzgarına.
Kimi zaman dev çağlayandan akan azgın sular gibi hızlı ve hırçın, kimi zaman da cılız bir bahar yağmuru gibi basit geliyor zaman insana ama hissettiriyor kendini, ben buradayım diye fısıldıyor kulağımıza sık sık.
Geriye dönüp bakmak istememek aslında zamandan korktuğumuzdan değil aksine zamana kafa tuttuğumuzdan olsa gerek gibime geliyor bazen. Ve biz insanoğlu aslında öyle çok şeyler sığdırıyoruz ki kısacık ömrümüze, 60 lı yaşlara gelindiğinde “ömür geçiyor işte” deyip yaşanılan herşeyi hiçe sayıp ömrümüzü üç kelimelik kısa bir cümleye sığdırabiliyoruz acımasızca.

He birde unutmadan olmuşla ölmüşe çare yok, maalesef. ona göre yaşayın...
iftiracı yavşaklardan ve onlara şirin gözükmek için çanak tutan kızlardan nefret ediyorum. amk ben onların.
Kavga etmek icin bastigim yerden is gorusmesine cagirildim.hadi hayirlisi.
Bu iman işleri bana çok karışık geliyor, bazen çocukça düşünmüyor değilim. sanki bilim kurgu filminde gibiyiz. *
edit : ateist değilim.
tattoocudan randevumu almak için mail attım.
Bir edebiyat dergisine başvuru yaptım.
Allahım neler yapıyorum ben böyle.