bugün

girdiğim entrylere eksi veya artı oy aldığımı nerden öğreneceğimi daha yeni tesadüf olarak öğrendim sözlük. bu kadar zaman boşuna üzülmüşüm kimse takmıyo diye **
--spoiler--
Kendim olmaya başladığım an karşıma muhteşem bir üçlü çıkıyor; yasağı ile devlet, günahı ile din, ayıbı ile aile...
--spoiler--

edit: bir insan itiraflarına nasıl spoiler verir aklım almıyor....
Yapmayacağım şeyleri yapacakmış gibi kendimi programlayıp hiçbir şey yapmadığım ne kadar çok zaman var.
bugünlerde hayatı sorguluyorum. nasıl oluştuk, dünya nasıl meydana geldi? sürekli bir arayış peşindeyim... ama aradıkça da huzur buluyorum, ve mantıklı cevaplar bulana kadar da araştırmaya, okumaya devam edeceğim ! Söz !
söylemek istediğim yüzlerce kelimem dururken sadece susmanın dayanılmaz ağırlığını yaşıyorum.
kalbime baskı yaptığı da bir gerçek..* *

belki hafiflemenin yolu tek bir şeyden geçiyor ama, mümkün değil pek şimdilerde..
kendime anlatmalıyım cümlelerimi tek başıma , sadece kendime.
şu sıcak yaz günlerinde şakacı bulutlar adını vereceğim yeni ürünüm hakkında uyumadan önce hep hayal kuruyorum sözlük. mesela istiklalde yürürüken sıcaktan bunaldığım anda beni ıslatan bir bulut olsa ama ansızın benim haberim olmadan.. neyse ben kafamı buzdolabının buzluk kısmına biraz sokup bekleyeyim.
panik atak geçiriyorum galiba.
panik grubunun diskotek şarkısı değil lan, bildiğin kalp sıkışması. allahhımm sana geliyorum.
çaylak cezası aldığımda eğlence olsun diye hefeweizen adlı yazarın entryleriyle başka başlıklara kopyala yapıştır yapmıştım.
kendime söylediğim en büyük yalanım sadece 5 dakika daha uyuyacağım demek ti.
yanlış anlamalardan nefret ediyorum. hatalı olmaktan da, özür dilemekten de. bir daha hata yapmayacağıma dair kendime söz verdim. umarım tutarım.
sözlük her şeye rağmen hiç yıkılmıyorum.
Gerçekten bir gladyatör gibiyim.
Ne kadar düşsem de ölümle yüz yüze gelsem de yıkılmıyorum.
Bu özelliğimi çok seviyorum sözlük.
Hayata duruşumun hep böyle kalmasını diliyorum Allah'tan!
eskiden sırf ingilizcem gelişsin diye yabancılarla kontak kurar, -bazen çevirmen programı yardımıyla- muhabbet ederdim.
hayat cok boktan insanlarsa acimasiz ve dusuncesiz.
Aşağı inerkenki spor aşkı, yukarı çıkarken yerini asansöre bırakıyor.
çabuk etkileniyorum. iki film izledikten sonra senaryo yazarı olmaya karar veriyorum. çok kararsızım galiba, korkarım ki hiç bir şey yapamadan son bulacak ömrüm.
şu dünyada abartacak kadar yediğim tek şey karpuz.burdan yetkililere sesleniyorum karpuz feci bir nimet yeteri kadar değer verilmiyor sözlük. *
kulak temziletmenin hastasıyım. O boruyu sokup içerideki pislikleri çekiyor ya tatlı tatlı. Sırf onun için doktora gidebilirim.
bonibon'dan çıkan bir harfe ağladım sözlük.

(bkz: bonibon un kapağından çıkan harfe ağlamak)
her hangi bir yere gittiğimde masada beraber oturduğum insanların (yazar burada kadın kısmını kastediyor) sürekli birilerini kesmesinden müthiş rahatsız oluyorum. hele ki bu kişi yakın arkadaşım falansa ağzına ağzına patlatasım geliyor tokadı.
itiraf ediyorum; teoman ın dediği gibi sürekli inanç ve inançsızlık arasında gidip geliyorum. bu durum beni çok yordu. çoğu insan gibi bende tek bir düşünce üzerinde yoğunlaşmak istiyorum. aslında şu koskaca evrenin bir yaratıcısının olduğu fikri bana çok mantıklı geliyor. ama dünya neden kötüye gidiyor. '' tanrı olsaydı dünya kötüye gidermiydi? '' sorusunuda kendime sormadan edemiyorum.

kimse tanrının var olduğunu kanıtlayamaz. ama yok olduğunuda kanıtlayamaz.

hepimiz öldükten sonra bu iki seçenekten birini görecez.

tanrı yoksa kötü insanların yaptığı yanına kar kalacak.
varsa adalet yerini bulacak.

not: allahın olmasını isterim.
elifamasya nın kapısına kırmızı gül bırakan şahıs benim. Çözülsün artık şu sorun, herkes mutlu olsun, savaşlar bitsin.
bu başlığı her açtığım da ilk entryi her defasında okuyorum.
sevgili sözlük sana içimden günlük demek geliyor. her günümü yazıyorum çünkü sana.
şu anda faceimde barda olduğunu etiketleyen ama velakin yine faceimde çevrim içi olan arkadaşım var. *
evet ve benim arkadaşlarım hep iş başında.