bugün

sensizken ki mutluluğum senleyken ki mutluluğumu alt edemiyor.
şu yaşıma geldim, hala makarnayı seviyorum lan!
napıyım, bide salçalıysa ooof. yeme de yanında yat.
5 yıl aradan sonra tercih yapacağım fakat izmir ege üniversitesi mi yoksa eskişehir anadolu ünivesitesi mi diye karar veremedim artık karar vermek istiyorum.

yazar arkadaşlarında önerilerini beklemekteyim bu arada.
kpss tercihi yaparken tüm tercihlerimi yaptım, birini beğenmedim değiştirmek istedim, değiştiremedim, tercih zamanı bitti dedi sözlük saf mıyım neyim.
bi bakıyorum halıya her yer saç. saçıma götürüyorum elimi elimde bi tomar saç. kel kalcam diye çok korkuyorum sözlük.
nedense barzani, talabani, kaddafi gibi isimleri çok sempatik buluyorum isimlerdeki ahenk beni cezbediyor keşke böyle bir ismim olsaydı diyorum sözlük.

edit:siyasi açıdan hiç bir alakası yoktur böyle biline.
klasik müzikle ilgili iki yeni açılmış başlık görmüştüm, aceleden çıkmam gerektiğinden okuyup artılayamadım, gece yaparım dedim. sol çerçevede 49 sayfa taradım bulamadım. çok üzgünüm. bunun bana verdiği mesaj gelecek için değil şu an için yaşa ve bunu her eyleminde gerçekleştir.
merak edip etmediğini deli gibi merak ediyorum sözlük. ama tabi ki sormayacağım. merak ediyorsa sorsun bir "ne yapacaksın?" diye. çok mu zor?
son bi kaç gündür garip hallerdeyim sözlük. hayat adeta yavaşlamış gibi. bu gün ne yaptın dese biri sadece 1 şey diyebilirim. son 12 saattir dizi izliyorum.
Game of Thrones ve Spartacus: Gods Of The Arena bitti. ondan önceki 12 saat uyudum. ondan önceki 6 saat bruce lee'nin 5 filmini de izledim.günün geri kalanı da bi bok yapmadan geçti. ondan önce 15 saate yakın uyumuş ve ondan da önce 30 saatten fazla uyanık kalmıştım.
bugün gittiğim salak düğünde eski sevgilimi görüp üzüldüm lan.
- olur olmadık kafayla söz vermemek lazım. geri adım atma huyunuz yoksa özellikle.

- eğer kalıbımın adamı olmasaydım, insanlara duymak istedikleri şeyleri söyleseydim, gerçekte ne düşündüğümü ve hissettiğimi hiç söylemeseydim; ya da daha kötüsü yanlış söyleseydim, elimde fırsat olduğu halde insanları manipüle etmekten kaçınmasaydım, yalan söylemekten hazzetseydim, gerçekten elde edemeyeceğim hiçbir şey yoktu bu dünyada. tanrı bu kadar tehlikeli bir şey yaratırken bir güvenlik mekanizması koymak zorundaydı sanırım.

- eğer bu kadar kola sever bir insan olmasaydım sanırım bugün sağlam bir midem olurdu.

- gözlerimin bozuk olmasından nefret ediyorum. gözlüğe ya da lense ihtiyaç duymadan dünyayı berrak bir şekilde görebilen herkesi kıskanıyorum. gözlüklerim olmadan yarasa kadar körüm. yolda babamı görsem tanımam.

- grup halinde hareket etmek kadar nefret ettiğim bir şey yoktur sanırım. mutlaka saçma bir şeyler oluyor. grubu ben yönlendiriyor olsam rahatsız olmam da...

- bağımsızlığıma çok düşkünüm. bana kısıtlama getirilmesine dayanamam.

- her ne kadar şahıslarını sevsem de, birlikte organizasyon yapmaktan nefret ettiğim arkadaşlarım var. ya satarlar, ya çok uyuz zamanlarda müsaittirler, ya da adamlarla bi ağız tadıyla gezemeyiz bir b.ku beğenmediklerinden.

- hiç esaslı bir doğumgünü kutlaması yaşamadım.

- messenger vardı bir zamanlar ya, vay arkadaş. şimdi bakıyorum da, bir alışkanlık ölmüş.

- kendimi bildim bileli yalnız uyuyorum. sevgiliyle uyumak ne zaman nasip olacak merak içindeyim.

- david tennant'ın üzerine doktor*, pierce brosnan üzerine james bond tanımam. açık ve net.

- hayat beni bencil olmaya zorluyor.

- hala futbolu sevmiyorum, sevemedim. bu kadar holigan varken çok zor oluyor.

- yukarıdaki maddeye istinaden, pes'i de sevemedim. oğlum ben fifa 99'la bi yüz yıl giderdim herhalde. en azından onda zamanında tepki veriyordu adamlar, tuşa bastıktan beş asır sonra iş yapmıyordu.

- "bilgisayar oyunu çocuk işidir" mantalitesindeki insanlar, lütfen kendiliğinizden ölün, beni uğraştırmayın.

- elektro gitara hep hevesim oldu, onu guitar hero ile idare ettik de; piyanoya çare yok gibi...

- sevgilimle yapmak istediğim şeyleri yazmak isterdim ama, özel olsun lan, her yerde söylemeyeyim. hem nazar felan değer. gerçi değen değmiş .mına koyim.

- and you always seem outnumbered, you dont dare make a stand... make your stand...

- sesimin de iğrenç olmamasını dilerdim. belki şarkı söylerdim. belki de kart sesime rağmen benimle şarkı söylemeye her zaman gönüllü olacak biri olur bir gün...
ailemi çok seviyorum sözlük, belki hiç söylemiycem yüzlerine ama ne yaparlarsa yapsınlar çok seviyorum.
onu hatırlayınca gözlerim doluyor.
aydındayım ama dinlediğim müzik beni aldı şuan italyaya getirdi.... gökyüzü, yıldızlar ve italya. muhteşem bir gece.
itiraf ediyorum sozluk bir entry girdikten sonra ben butonundan arti eksi oy veren var mi kontrol ediyorum once arti oy veren var mi diye bakiyorum yoksa ulan bari biriniz eksileyin diye geciyor icimden hic kimse oylamamissa ulan kimse okumadi herhalde ne isim var benim burda diye hayiflaniyorum. cunku ben sozluge sadece geceleri girebiliyorum sozluk online sayisi 100 un altinda oluyor hep onlarinda bircogu bilgisayari acik birakan lavuklar herhalde diye kendi kendimi avutuyorum hep.
babanın garip huyları başlığını okumak acayip hoşuma gidiyor.
sanki hepsini ben yazmışım gibi hissediyorum.
bu da babam pekiyi pek güzel, bu da lan, evet evet bunu hep yapıyor, bunu yapmazsa olmaz zaten... derken; tüm entrylerde babamı görüyorum sanki. * *
babamın 5 yıllık telefonunun ekranında, benim ve kardeşimin 5 yıl önce çekinmiş olduğumuz bir resim var. hayır yani resimde orta okula gidiyorum, tipim bir değişik, çocuğum lan yani. neden resmi değiştirmemekte ısrar ediyo babam hala anlamadım. sanırım kabullenmek istemiyo ama artık büyüdüm.
hiç bir şey düşünmeden,küçük çantamı yanıma alıp, ağvanın yolunu tutup,yine küçücük o derme çatma barakalarında kapısını kapatıp, sadece dalga sesi duymak istiyorum...varsın durduk yerede melankolinin bi tarafına koyduğumu sanıp dursunlar.bırakınız yapsınlar.hadinin ordan!*
dürütlüğün bir boka yaramadığını anladım sözlük. ne kadar orospu gibi hareket eden hatun varsa, hepsinin alnından öpmek istiyorum. sadık olmayan, yalan konuşan, aynı anda 5 kişiyi idare eden herkese saygılarımı sunmak istiyorum. öyle bir insan tanıdım ki, kendi tabiriyle dürüstlüğe kurban olan, ancak hayatında dürüst adam istemeyen. neyse siktir edin...
dün hiç uyumadım. dirhem uyku girmedi gözüme. 1 aydır böyleyim. gebermek üzereyim. içmek sıçmak da işe yaramıyor. bu kadar kötü haldeyken, bir de güzin ablalık yapıyorum. cuma günü karşılamam gereken birileri artık yok. neden? hayatına orospu almaya karar vermiş. sinirlerim gergin. birileri olsa da sataşsam diye bakıyorum.
polyanna oynamaktan nefret ediyorum.
sadece bir yemek için,salya akıtan öküzlerden nefret ediyorum.
dostluğu kulaktan dolma sözlerle sonlandıran, sikindirik karılardan ve erkelerden nefret ediyorum.
evlenelim diye yapışan hatunlardan, hayır denildiği halde ayı çiçek böcek gönderen erkeklerden de nefret ediyorum.
eski sevgilileiryle ilşkilerini ballandırarak anlatıp, iş size gelince kaçan kişilerden iğreniyorum.
sevdiğim tek şey var;

balık
rakı
kavun
beyaz peynir...

hayatta, kim kimi kırıyorsa, hakkında konuşuyorsa, kandırıyorsa, sevgilisi varsa yahut evliyken yuva bozmaya çalışıyorsa;

alayına sokayım
son günlerde üst üste yaşanan kötü olaylar ve en önemlisi dayımın kızının kendini asarak ölmesi beni iyice huzursuz biri yaptı. gece uyurken kalbim hızla çarpıyor ve tüm vücuduma bir titreme geliyor, o titremeye uykudan uyanıyorum. dün gece o titremeye yanımda uyuyan kuzenim de uyanmış.

mantıklı biriyim hurafelere, ruhların gezdiğine ne babamın ne de dayımın kızının gelip beni korkutacağına ihtimal vermiyorum ama demek ki bilinç altım öyle demiyor.

babam vefat edeli bugün 29 gün oldu. ama dayımın kızı babamı da bastırdı. en azından babam uzun yıllar yaşadı, bizim büyüdüğümüzü gördü, ben pek mutlu günler göstermesem de babama yine de beni çok sevdiğini biliyorum.

dayımın kızı daha minnacık bebeğini bırakıp, gencecik yaşta nasıl böyle bir şey yaptı bilmiyoruz. ama şunu biliyorum ki erkekler insanın hayatını mahvediyor. kocasının ilgisizliği kadını intihara sürükledi. bana çok güzel bir ders verdi dayı kızım. kimse için yaşamayacaksın hayatını, kendin için yaşayacaksın. hele bir de bebeğin varsa...

kötü günler geçiriyorum, çok zor günler. iyi ki eskişehirdeyim, iyi ki akrabalarım var. kuzenlerim var. yıllardır neden onlardan kaçtım ki? şımarık üçlü bir araya geldi. * emme*, enis ve ben. *
yine eski günlerdeki gibi bunca acının içinde gülüş bağrış bir ekmeği bölüp paylaşıyoruz. sabahlara kadar oturuyoruz.

çok uzattım ama insanın ailesi gibi yokmuş. teyze, dayı, kuzenler... kimse ama hiç kimse onlar kadar değer veremez. çünkü seni her şeyinle kabul ediyorlar. gidip sarılıp ağlayabiliyorsun. desteğin onlar oluyor.

aynı kanı taşımayan bir insan seni ne kadar sevebilir ki?
cinsellikle ilgili her başlıkta; "kız değil yav kadın kadın ehehe" diyen yazarlara çok hayranlık duyuyorum. onlar bunu dediği zaman algılarım açılıyor, önümde yeni bir dünyanın kapılarının açıldığını hissediyorum. vay be ne farklı açıdan bakmış olaya, müthiş bir zeka diyorum. ben bunu nasıl düşünemedim diyip kendimden soğuyorum. * * *
Kararsızlık cok kötü bi şey ama bir de hayal kırıklığı, ondan ummazdım hissi var ki.. her ikisine de sahip olduğum için mutlu falan da değillim.
lan babam beni yukarıda önemli işler yapıyor zannediyor , bense orada burada dolanıyorum...
Aldatıldım. Evet aldatıldım. Ve bunu defalarca kez yaşadım. Her defasında affettim ama ilk seferde yapılan hata affedilmemeliymiş şimdi öğrendim. Çok geç kalmışım meğerse.
Hemen hemen bir yıllık bir ilişkide yaşanılan onca güzel şeyden arda kalan şey nedir?
Aldatılmak mı? Evet aldatılmak...
Bir insan neden aldatır çok merak ediyorum. Verdiğim sevgi mi az, aşk mı az. Yoksa az mı düşündüm seni. Az mı ilgilendim de her defasında onu aradın...

itiraf ediyorum ben senden başkasını düşünmedim. Senden başkasına dokunmadım.
bana küs olan sevdiceğimi, beni affetsin diye ödemeli aradığımdan dolayı çok pişmanım sözlük. harbi yaptığım sığırlık.