bugün

bahsi geçen spor olayını icra eden sporcu veya sporcuların, belirli dozda bir mücadeleyi spor alanı içinde sürdürmesi olayıdır.
spor müsabakalarında bunun dışında sporun kurallarınca icra edilmesi ve müsabakaya dahil sporcuların spor aracı olan puan, süre, sayı veya gole ulaştığının teyidi başta olmak üzere, müsabakanın belirli kurallar çerçevesinde oynanmasını sağlayan bir hakem veya hakem grubu da müsabakada yer almaktadır.
Bir de müsabaka seyre elverişli ise, müsabakadaki mücadeleye şahit olabilmek ve bu mücadeleden ve müsabakadan keyif almak, dahası sporculara destek olmak amacıyla seyreden izleyici ve taraftarlar bulunmaktadır.
bilinenin aksine, spor müsabakalarında taraftarların müsabaka alanında olmasına dair bir kural bulunmamaktadır. Hani futbol maçında sahaya girip futbolcu tekmeleyen bir taraftar tekme atıyor diye müsabakanın bir parçası sayılmaz.
Veya taraftar-izleyicilerin spor müsabakasına doğrudan müdahil olması beklenen bir davranış biçimi değildir. Korner atan rakip takım futbolcusu ile ilgili olarak, diğer takımın futbolcusu ya korneri yamuk atması için dua eder, en fazla sorumlu olduğu bölgede savunmasını yapar. beklentisi taraftarın rakibinin kafasına fırlatılabilitesi olan türlü maddeleri atması değildir.
Bir de spor müsabakalarının sonucunda, galibiyeti olduğu kadar mağlubiyeti de sindirebilmek önemlidir. Karşı takımın basketbolcusunu dövdüğünüz zaman size yumruk başına bir sayı eklemezler.

Yazmak ve belirtmek istedim ki, bu tarz şiddet görüntülerinde insanlar ama ile başlayan cümleler kurarken biraz dikkat etsin. Sadece aynı takımı tutuyor diye başkasının ortaya koyduğu terörü savunmanın ne korkunç birşey olduğunu belki algılamaları kolay olur. Çünkü cehalet en korkunç zayıflıktır.

izi baki kalması açısından
(bkz: 17 haziran 2009 fenerbahçe ülker efes pilsen maçı)