bugün

Tim ve Daisy adlı iki karakterin Marsha Klein'ın evinde bir oda kiralamalarıyla başlayan maceralarını ingiliz usulu mizah ile harmanlayan kral dizi..maalesef iki sezondan ileriye gidemedi..
Başrollerde Simon Pegg ve Nick Frost oynamaktadır..
(bkz: hot fuzz)
(bkz: shaun of the dead)
Popüler kültür göndermeleriyle dolu olan bir ingliz komedi dizisi,bir televizyon yapımı.Hot Fuzz ve Shaun of the Dead gibi filmlerde altımızı ıslatmamıza neden olan Simon Pegg,Edgar Wright,Nick Frost üçlüsü yine bulunmakta,aynı zamanda prodüksiyonda hem yazar hem oyuncu olarak bulunan Jessica Stevenson da dizide yer alıyor.2 sezonu ve toplam 14 bölümü olan yapım,bir apartmanda yaşayan çizgi roman sanatçısı Tim,bağımsız yazar Daisy,Modern sanat yapan garip adam Brian,apartman sahibi ve kızıyla problemleri olan Marsha,Tim'in silah meraklısı arkadaşı Mike'ın yaşadıkları ve yarattıkları komik olayları anlatıyor.Dizinin ülkemizde yayınlanması neredeyse mucize olacağı için dvdlerini edinmeniz sizin için daha kolay olur.
ingiliz soğuk espirisine mükemmel örnek olan dizi, çünkü bu ingilizlerin komik olmayan komedisinin biraz güldüren nadide eseridir.

ayrıca abd yapımı bir çok diziye ilham vermiştir, acayip bir çelişki var ama daha çözemedim lan.
ilk sezonun 6. bölümünde bir disko sahnesi vardır ki, club sahiblerine ders niteliğinde gösterilmelidir. bir mekan bu kadar eğlenceli olamaz.
simon pegg ve edgar wright'ın mükemmel yapımıdır . hâlâ arşivimde bulunur , bilgisayarımda hazır olarak bulunur , art adlı bölümünü milyonlarca kez izlemişimdir .

skip to the end adlı spaced belgeseli indirilip , izlenilesidir .
Amerikalılar tarafından çakmasyonu yapılmaya çalışılmışsa da elde patlamıştır.

(bkz: Bunu yapan bunu da yaptı)
(bkz: shaun of the dead)
(bkz: hot fuzz)
ingiliz komedisine aşina olmayanların asla izlememesi gereken dizi. ev arkadaşları olarak hep beraber izlemeye başladığımız, sadece bir arkadaşımın katıla katıla güldüğü ve benim esprileri anlamadığım için aptal olduğumu düşündüğüm dizidir. ayrıca imdb puanı 9.3'tür.
ingiliz dilindeki ince zekaya dair bazı kalıntılarında olduğu muhteşem dizidir,sırf jessica için izlenir.sevmeyenler de recep ivedik tarzı şeyler bekliyor herhalde.
aralarında en komik karakter tyres o'flaherty dır.
güzel bir aerosmith parçasıdır. ancak nedendir bilinmez nirvana'yı andırır. yazar açısından hep böyle olmuştur bu. olsun o da güzeldir.
bir simon pegg harikası. arkadaş bu dizi iki sezon çekilmişken siktiğiminin türk dizilerinin 5-6 sezon çekilmesine gönlüm el vermiyor arkadaş. şimdi sinirden kendimi sikicem.

bu diziyi kaçırmayın, tadı damağınızda kalacak.
çok zekice işlenmiş espiriler ve göndermeler barındıran, tüm zamanların en komik dizisi. brian favorim.
Black Books'u izledikten sonra, herhalde daha iyisi yapılamaz demiştim. Spaced'i izledikten sonra bu fikrim kısmen de olsa değişti. Black Books'tan iyi diyemem, ama kötü de diyemem. Hatta kıyaslayamam bile. ikisinin de yeri ayrıdır. Black Books da Spaced de dizi tarihinin kıymeti bilinmeyen şaheserleridir. Black Books Dylan Moran'ı sevdirdiyse, Spaced de Simon Pegg hayranlığını başlatmıştır.

Birbirinden harika göndermeleri, birbirinden absürd karakterleri ve olayları ile tam bir şaheserdir. Hayır bir de sadece dizideki daimi karakterler değil bir iki bölümlük yan karakterler de harikadır. Özellikle dizideki kapı gıcırtısına oynayan adam efsanedir. Bu yorumlar çok abartılı gelebilir belki ama gerçekten harikulade bir dizidir. Öyle ki, "güzel, mükemmel" gibi sıradan sıfatlarla niteleyemeyiz bile. O kadar harikuladedir yani.

Ha bir de referans falan gerekiyorsa, leyla ile mecnun'un absürdlüğünü, farklılığını beğenenler bir dakika bile durmasın izlesin bu diziyi. Zaten sadece 14 bölümü var, ki zaten izlemeye başladığınızda bitmesin diye izlemeye kıyamazsınız.
her tekno club vs benzeri müzik duyduğumda aklıma malum sahneleriyle gelen dizi. bu kadar kana işlemiştir.
adamın biri zenginleri ısırması için köpek eğitmiş, uzun süre böyle eğlenmiş. bir gün piyangodan para çıkmış, bunu sezen köpek adamı yemiş. sonra kayıplara karışmış, rivayet edilir ki bilmemne parkı civarında gezermiş.

böyle bir dizidir.
Her izlendiginde farkli bir tat verebilen kisacik dizi.
bazı bölümleri zerre komik değilken bazı bölümleri dehşet komiktir.
gelmiş geçmiş en iyi diziler listemi alt üst etmiş sadece 14 bölümlük mükemmel dizi.
sanırım daha iyisi bir daha yapılamayacak.
aslında pek özel bir yanı yoktur. tek özelliği çekilmiş en güzel dizi olmasıdır.

"güzel" derken bunu güzellik belirleme komitesi'nden tasdik ettirmedim pek tabi. dizinin çeşitli yanlarını kişisel algı süzgeçlerimden geçe geçe bu çıktıya ulaştım ve şu an sözlüğe döktüm.
özlediğim dizi. Zamanında acayip kıskanırdım, kimse bilmesin izlemesin, bana özel kalsın diye tavsiyede bile bulunmazdım. komik gençlik dizisi önerin var mı diye soranlara friends (o zamanlar tbbt falan yoktu tabi) der sıvışırdım, gel gör ki spaced bin tane friends'i ve nice komedi dizilerini cebinden çıkartacak kalitededir görsel

simon pegg'e hayran olma sebebi. Tüm karakterleri şahanedir* ama tim başka. Sarı kafalı kuş gibi civciv gibi bir şeydir kendisi görsel en çok da star wars hassasiyetine hastayım. Böyle uçuk biri ile tanışıp aynı eve çıksam dünyanın en mutlusu olurum. birlikte video oyunları oynar, çizim yapardık, akşamları içmeye diye çıkıp aksiyondan aksiyona koşardık. Mike'ı da yanımıza alıp paintball oynardık, sabahlara kadar gevezelik yapıp koltukta sızardık. Temizlik sonrası keyif sigarası yakardık.. ingiliz mizahını sevdiren ve ingiliz aksanına hayran bırakan güzel yapım.

Yine aklıma düştü, kamera arkası dahil her kaydını izlemeden duramadım. Çok kısa sürmüş olmasına o kadar üzülüyorum ki! Neden güzel şeyler kısa sürer? Yoksa kısa sürdüğü için mi bu kadar güzel oluyor? Mesela az malzeme ile yaptığım, anca bir kişiye yetebilecek yemeğin tadı efsane olurken, aynı şeyi bol malzeme ile tekrar yapınca o tadı vermiyor. Buna murphy kanunları mı deniyordu? Üzüntüden ne dediğimi bilemiyorum şu an..