bugün

cahil ve kendi dunyasinda yasayan insandir.
evde hiç üşümemiş soğuk olduğu için banyoya girmeyi bir gün ertelememiş insandır. (bkz: yüzyılın icadı kalorifer)
sobanın hemen dibine tüneyip uyumanın tadını da bilmeyen insandır. kalorifer o keyfi vermez zira.
yeni nesil kombici gençliktir kendileri. sobayı bilmedikleri gibi sobanın üzerinde kestane pişirmeyi, ekmek kızartmayı, pazar günleri banyo yaptıktan sonra sobanın yanına geçip bizimkiler izlemeyi, annenin soba üzerinden güğümle su ısıtmasını da bilemezler bu gariban bünyeler. anca "anne üşüdüm su kombiyi ekonomiğe getirmezmisin lütfen" tipinde günümüz türkçesi replikler kurarlar.

acıdım lan !
sobanın yanında hiç yatmamış kedidir.
sobanın nimetlerinden faydalanmamış insandır örn:sobada kestane pişirmek, sobada ekmek kızartmak vs vs..
(bkz: yok böyle bir insan evladı)
çok şanslı insandır. soba evin sadece bir odasında yandığı için diğer kısımlar çok soğuk olur. kalorifer ise her yerde yanar.

ayrıca (#2709860)
aynı zamanda hiç baca tütmesi yaşamamış, eli yüzü is olmamış, evin salonunda annesince pişirilen kestaneyi yememiş, üstüne konan mandalina kabuklarının yarattığı doğal tütsünün keyfine varamamış insandır. yarımdır.
yeni nesil gençlerindendir ayrıca durumu iyidir ki dünyadan bihaber yaşamaktadır. doğal gazın yaygınlaşmasıyla daha da artacağını düşündüğüm kişilerdir.
bir zamanlar çocuklar duymasın dizisinde çocukların annelerine "anne soba ne?" sorusunu yönelttiği acaba bunlar mı yanlış yerde yaşıyor yoksa ben mi gibi beni derin düşüncelere daldırmış sonunda rüya olduğuna kendimi inandırdığım bir durumdur.
odunun yanarkenki çıtır çıtır sesini duymamış, soba üstünde kestane pişirmemiş, özellikle gece sokakta kartopu oynayıp kızak kaydıktan sonra eve geldiğinde donuna kadar ıslanan kıyafetlerini çıkarıp sobanın üstünde kurutmamış, bir tarafta onlar kururken kendisi de sobanın kıyısında kedi gibi yer edinip sobada demlenmiş çayı içmemiş, elini hiç sobada yakmamış, yazık insanıdır.
bi de maşınga görmemiş versiyonu vardır ki, o; anlatılmayacak kadar kötü durumdadır.
acilen anlatılması gerekir.

bak kuzen şimdi soba dediğimiz cihaz demirden bir düzenekten müteşekkil dışı bizi içi kendini yakan bir karmaşadır.

bunun bacası felan vardır böyle duvara girer,sonra o duvardan teee apartmanın tepesinden çıkar.. rüzgarlı havalarda ise bu baca dumanı çekmez ve tam akisen odanın içine içine hüfürür *. odun olur,kömür olur,mazot olur,kağıt olur,el olur ne bulursa yakar. daha sonra içi dolar simsiyah küller felan anlayacağın bayağı meşakkatli..

üstüne kolonya dökersin casır cusur ses çıkarır cossss casssss gibi.üzerine kestane atarsın pişer bir güzel yersin,şaka mahiyetinde bir tanesini yarmassın kestanenin o da bi güzel pottttaaaaadanak patlar ehi kii gülersin.. elektrikler gider sobanın alevi halıya yansır izlersin. kartopu oynar gelirsin eldivenlerini sobanın demirlerine asarsın..

odunu kömürü çok dayarsın lokomotif gibi ses çıkarır bodo bodododod gibi.. korkarsın.. sonra ev hamama döner bütün kapılar açarsın,kombide hiç yaşamadığın kadar sıcak günleri yaşarsın don atlet evin içinde gezersin..

havalar güzelince(evet güzelince) sobayı kaldırırsın kömürlüğe bir dahaki kışa kadar kendini hazırlasın diye..

soba böyleydi ben küçükken...
ilgili şahsın, borusu olan kaloriferi hayal etmesi. hımm bu şimdi, dışarıya suyu borudan mı veriyooooor şeklinde diyaloğa sebep kişidir.
hayatında hiç sobada film izlememiş insandır. sobada yiyecek saklamadığı da aşikardır. ayrıca kahveyi de sobadan içmemektedir.
doğduğundan beri kaloriferli evde yaşayan, ailesinin ve çevresindekilerin refah düzeyini aştığı açıkça görülen insan tipidir.
birol güven çocuklar duymasındizisinde havuç a dedirtmiştir..dizide konu soba dan açılır:
-baba soba ne demek?
(sahneyi bölerek kapıdan içeri elinde bir sepet çürük domatesle zack girer)
zack:oha..birol çıkar lan şapkayı..açılın çocuklar sizde..
gelsin bana sorsun dediğim insandır.
fanusta yaşayan insandır.
sobanın üzerinde kaynayan güğümün çıkardığı hoş sesi duymamış, sobanın üzerinde kestane pişirip o nefis kokuyu almamış, sobanın üzerinde ekmek ısıtıp -hele ki yanmış ekmek ise- o manyak kokuyu içine çekmemiş, sobanın içindeki kömürün yanma sesinin verdiği huzuru hissetmemiş, şanssız insandır.
fakir olmayan insandır.
soba derken?
buyursun bize gelsin misafir olsun teklifini yapabileceğim insandır. bu kişi annesiyle hiç soba kovasını dökmediği için tartışmamış, kestaneler çabuk pişsin diye hiç acele etmemiş insandır. buyursun gelsin içeride hala yanıyor soba.*
çocukken, geceleri sobanın üzerindeki yuvarlak deliğin tavana yansıttığı şekilleri, hayallerindeki güzelliklere benzeterek uykuya dalmasından yoksun olan kişidir.
ah evimiz sobalı olsada üstünde kestane yapsak, üstüne mandalina kabuğu koysakta evimiz güzel koksa demeyi bilmeyen bunu söyleyenin ne güzel şeyler yaşadaığını anlamayan insan.