bugün

ilk okulda yapılan eylem.silgi sıraya sürtmek suretiyle küçük silgi parcaları olusturulur.onlar tekrar silgi yardımıyla uc uca eklenerek uzun bir hede oluşturulur.ne kadar uzunsa okadar karizma yaparsınız sınıfta.kalınlığın bir önemi yoktur yanlıs anlamayın.sonra o saklanır.bakayım derken yanlıslıkla koparan dövülür ve olnla bir daha konusulmaz, adam yerine konmaz..silgi bitti diye baba kızar...şimdiki ilk okul ögrencileri yapıyormudur bilmem ama o zamanlarımız akla gelice yüzde tebessüm oluşturur.. (bkz: 90 larda cocuk olmak)
ilkokulda bir arkadaşımın işi psikopatlığa bağlayaraktan bu tozları uhu yardımıyla birleştirerekten ve sonra bunu buzdolabında soğutarak kalıplaştırması sonucu tekrar silgi olarak kullanmasının beni hayrete düşürmesini hatırlayıp *** kendisiyle karşılaştırınca rutin bir şey olarak gördüğüm ve hiç de garipsemediğim olaydır.
okuldan kaçma yöntemlerinden birisidir. birleşen silgi tozları kalorifere bağlanır ve diğer ucu da pencereden dışarı salınır. Ona tutunarak okuldan kaçılır. *
ufalanan silgi; hamur haline getirilerek, binbir çeşit heykel yapılır... ilkokul, ortaokul kafasıyla, ergenlik döneminin de girmesinin etkisiyle yapılan yegane heykeller, bir takım cinsel uzuvlardır.

not: sanat sanat için midir, yoksa toplum için midir?
bu birleştirme işleminden sonra, silginin ufak ufak koparılarak önündeki çocukların kafasına atılması suretiyle, parçalanmış silginin çocuğun saçlarının diplerine doğru ilerlemesi; haliyle çocuğun kıpırdanmaya başlaması izlenerek sıraya kapanılır. * * *
neden bütün çocuklar bu gerizekalılığı yapar diye beni kara kara düşündürten eylem.istisnasız her çocuk mu yapar nedir yani.
bi de bu silgi tozlarını birleştirdikten sonra parfümlü suyun içinde bekletirler. neymiş efendim kokulu silgi olacakmış. ulan ne alaka arkadaşım hayret bişi yaa.*
o kadar denedim ama şu silgi tozlarını birleştirip silgi yapmayı beceremedim.

sabahtan akşama kadar bütün derslerde silinen silgiler toplanır , hatta daha meraklıları, defterden koparılan sayfanın kenarlarını ataş ile birleştirerek bunu muhafaza etmek için küllük de yaparlar,akşam bu küllüğe bütün silgi parçaları koyulup eve gelinir, evde işlem devam eder, her yer batar anne kızar ve asla silgi formuna ulaşılamamıştır. insan emeğine mi işittiği azar mı üzülsün bilemez...
(bkz: çocukluğum)*
Ele bir parça uhu veya bally sürüp sümük süsü vererek kızları iğrendirmek gibi bir ilkokul çağı eylemi.
(bkz: börek)
(bkz: konuşanları tahtaya yazan nöbetçi)
ilkokul dönemlerinin vazgeçilmez uğraşı.
ilkokul zamanlarında yapmayan yoktur diye düşünmekte olduğum eylemdir. biz bir de ilerletmiştik işi, ekip halinde çalışıyorduk. teneffüslerde dört - beş sıraya arka arkaya dizilinir, herkes sıra veya defter üzerinde toz biriktirirdi, tabi farklı renklerde silgiler tercih edilirdi ki değişiklik olsun. sonra efendim biz bu silgileri haftalarca biriktirdik. en son bir kutunun içinde üstlerine uhuyu basıp bir çubuk vasıtasıyla da harmanladık bunları. sonra da o zamanlar şeffaf plastik silgi kapları vardı onların içine tıkıştırıp, bölüştük ve akşam buzluğa attık. o kadar uğraşıp uğraşıp tozlardan yine silgi yatık anlayacağınız. ulan ne çocuklukmuş be. (bkz: 90larda çocuk olmak)
akabinde iki ucu birbirine birleştirilir ve halka küpe yaratılır. sonra da kulağa takılır, çok mutlu olunur.
çocukluk döneminde yapılan eylem. genellikle amaç, silgi tozlarından yeni bir silgi yapmaktır. ne yazık ki sonuç her zaman hüsran olacaktır.
hamurumsu bir silgiye kavuşmakla biten eylem.
onu kalemle açıp kapatıp adeta bir yufka gibi ardından kalemtraşın bıçağıynan da çeşitli şekiller vermek suretiyle yapılan işlemlerdi, güzeldi lan güzeldi.
ilk okulda teknoloji tasarım dersinde haftalarca düşüne düşüne tasarladığım aletin yegane amacı. sonra bir pok olmadı tabi. zat-ı muhterem hocamız tasarımımı gördü ve beni yılın mucidi ilan edip 45 puan ile ödüllendirdi.
pelikan marka silgiyle yapılır. oyun hamuru halini alınca artık istediğiniz şekli verebilirsiniz.
küçük hüsamettin de benim arkadaşımdı. onu bir kalemin ucuna takıp yurttaki herkesle tanıştırmıştım. sonra kaybettim. tüh.