bugün

çoğu insanın başına gelen durum. o kadar çok sevdiğini düşünürsün, ama elde edince sakız kadar değeri kalmaz.

karşı taraftan duymak ise bazen kırıcı olabilir. ama haklıdır. çünkü o böyle düşünüyorsa içten içe siz de böyle düşünüyorsunuzdur.

bir kız arkadaşımın sözünü aklıma getirdi;
"sevgili olmak için sevmeye gerek yok ki..."
(bkz: sevgilinin aslında sevmediğini anlamak)
onun sevgili değil sevgisiz olduğunu ortaya çıkaracak durumdur.
(bkz: aydınlanma anı)
Aslinda zor bir durumdur eger sevgili sizi seviyorsa onun acisindan kotu bir durumdur. Bu duruma dusmemek icin birisine sevgilim olur musun demeden once hislerden emin olmak gerekir.
yenisini bulduğun andır. maalesef çoğu böyle anlar.
otuzbirin değerini anladığın anlardan yalnızca biridir.
iki türlüsü vardır.
1. bir adam/kadın uğruna ölecek kadar çok sevilir. sonra bir sabah bir bakmışsın ki, artık uğruna ölmek istemiyorsun o adamın/kadının. bitmiş işte, ötesi yok..
2. bir adamı/kadını sevdiğini sanmışsın, denemişsin belki de. sonra bir sabah bakmışsın ki, aslında sevmiyormuşsun.
hangisinin daha zor olduğu tartışılmaz elbet, kim neyi yaşıyorsa o daha zordur ona göre. ama ikisinin de çözümü aynı: ayrılmak.
çünkü hayat, sevmediğin biriyle harcamak için çok kısa.
sevmek de bitebilir birgün. alışkanlıklar, özlemler ise kolay kolay son bulmaz.