bugün

telefonda sesi hüzünlüydü, "hayırdır" dedim, "ayrıldık abi" dedi. bir süre bir şey demedim, ne hissettiğimi biliyordu. kız arkadaşını hiç sevmezdim, zira börülce gibi bir şeydi. bilmiş bilmiş konuşur, biz ne zaman dostumla buluşsak bir şekilde sümük gibi peşimizden gelirdi. hayır dostumla şöyle erkek erkeğe muhabbet etmeyeli epey olmuştu, ve bunun suçlusu olan börülce artık hayatımızda değildi. sevindim, ama bir yandan da içim yandı. dostuma yapılır mıydı üleyn, sığar mıydı delikanlılığa. dostum üzgündü, ben de üzgündüm. "hocu" dedim, "bırak herşeyi, gel, yarın seni feribottan alırım". "peki" dedi, "sakın arama bu akşam." dedim. ben olsam arardım heralde, ama şu anda katı davranmalıydım, bekara karı boşamak kolaydı, ve ben bekardım. "aramam." dedi, kapadık telefonu.

ertesi gün iş çıkışında, markete gittim, süpersonik bir sürü yiyecek, içecek aldım, bir kaç kız arkadaşı arayıp, durumu anlattım ve akşam bana uğramalarını söyledim, ama saat kaçtan önce gelmemeleri gerektiğini de belirttim, dostumu teselli edecektik, ve yardımları gerekiyordu. oradan feribota geçtim, arkadaşımı karşıladım. omuzları çökmüştü, buğulu bakıyordu, ki ben sadece balığın buğulamasını severdim. eve gittik, bir komedi dizisi dvd'si taktım, "izle abi bunu sen, ben sofrayı hazırlayacağım" dedim. mutfağa girdim.

çipura'ları yardım önce ikiye, içine, tereyağı, soğan ve defne yaprağı boca ettim, sonra kapatıp, zeytinyağı ve kekik'e buladım onları. 2 tane balığımız vardı, ve ayrılık acısını ızgara olanı değil buharda pişeni çözerdi, biliyordum. aliminyum folyoya sardım balıkları, balkonda ki ızgaranın üstüne bıraktım, yanlarına iki de çarliston attım. döndüm, kavun kestim dolaba koydum, tam yağlı ezine'yi dilimledim, çirozları, lakerdaları, mezeleri, kaplarından çıkarıp, şık tabaklara koydum. taze soğanları, rokayı, yıkadım, kıvırcık salatayı yaptım. tabakları özenle sofraya yerleştirdim. rakı'yı, suları, buzları hazırladım, en son bardakları da yerleştirip, dostumu masaya çağırdım.

türk sanat müziği, cem karaca ve fikret kızılok eşliğinde içmeye başladık, sıklıkla haklısın, diyordum, mümkün olduğunca klişelerden kaçmaya çalışıyordum, "sana kız mı yok" hiç demedim. üçüncü kadehte, sürekli kızın kötü yanlarından bahseden arkadaşımın sırtına dokundum, "küçük insanlar kişileri tartışır." dedim. konuşma genel olarak ilişkilerin eleştirisine döndü. bu onu biraz rahatlattı. tüm kızlar aynıydı, o kız özel biri değildi, üzülmeye değmezdi. fakat bu ikinci bunalımın kapısını açtı, yeni bir kız ne zaman çıkacaktı karşısına, o da aynı olacaksa, kızsız mı yaşanmalıydı. "rakı da zararlı ama onsuz olmaz" dedim. rolümü sevmiştim, büyük laflar eden bir kızılderili reis gibiydim, beyaz adam kızlarımızı çalmıştı.

doğru zamanda, misafirlerimiz gelmeye başladı, sağolsunlar rollerini kabul etmişlerdi, onlar bugün sadece dördüncü kadeh sonrası hissedilen çok yanlızım, bunalımını hafifleteceklerdi varlıklarıyla, iyi arkadaştılar, yardım çağrısına negatif cevap vermemişlerdi. dostum oluşan ortamdan mutluydu, kız arkadaşından ayrılmış, birden kendini dört tane kızın arasında, elinde rakısı, fikret kızılok dinlerken bulmuştu. muhtemelen "hocu ben bu kızla onca yıl neden çıktım." diye düşünüyordu. istediğim olmuştu, kıvama gelmişti.

helvalar kızartıldı, türk kahveleri, nane likörleri içildi, beraber şarkılar söylendi. ve en sonunda saat 04:00 sularında komşuların uyarısıyla balkon sefası bitirildi. göbeği şişmiş, keyifli dostum koltuğa yanladı, ve sızdı. odasının ışığını kapatırken, tıpkı çocuğunu uyurken seyreden bir baba gibi hissettim. dostum dedim kendi kendime, biz birlikte oldukça, kimse yıkamaz bizi. sanıyorum ben de sarhoş olmuştum. yoksa böyle minibüs arkası laflar pek geçmezdi kafamdan.
düşene bir tekme de siz vurun taktiği: etkilidir, sevgiliden tiksinilmesini sağlar, başta çok acı verir, ama hızlı iyileşme sağlar.

- abi biz çisem'le ayrıldık
+ nasıl ya çıkıyomuydunuz siz hala ?
- evet abi
+ haydaaa
- nasıl hayda ya ?
+ e olm geçen yattık biz onla

52'ye değişmem hiç bir gülyüzlüyü taktiği : etkilidir. acıyı yayar, uzun vadede iyileşme sağlar.

- abi biz çisem'le ayrıldık
+ çisem kim lan ?
- abi kızarkadaşım, 2 yıldır hani
+ ya bırak hocu çisem misem, gel king atıyoz
- ya ama ..
+ rıfkıyı ayarlıcam olm ben sana unutturur sana çisem'i iki dakka da

kıçı ağrıyanın başı ağrımaz taktiği : etkilidir. acıya form değiştirtir, saniyesinde iyileşme sağlar.

- abi biz çisem'le ayrıldık
+ çisem'e koyiim, sana bişi olmasın
- abi ne biçim konuşuyosun
+ sus lan zibidi, karı gibi oldun iyice sende
- abi ayıp oluyo ama
+ sen bizi çisem'le tiyatroya gitmek için satarken ayıp olmuyomuydu lan it
- doğru konuş olm
+ sen doğru konuş lan, gel buraya, kırcam kafanı

entelim kuntelim şu masada dantelim taktiği : etkisizdir. acıya acı katar, ömür boyu sürer.

- abi çisem'le ayrıldık
+ ayrılmak ne demek peki ?
- abi görüşmeyeceğiz artık, beni görmek istemiyormuş
+ hmmm, sen onu görmek istiyor musun peki ?
- istiyorum abi
+ istek nedir peki ?
- abi işte, bilmiyorum yani, istiyorum
+ hedonizmi düşündün mü hiç ?
- abi bi zktir git ya
+ zktirmek .. hmmm .. enteresan
eğer teselli edilecek zat erkekse oğlum başka kız mı yok cümlesiyle başlar. fakat bu kişi kız ise gençsin güzelsin elini sallasan ellisi gibi gaz verme cümleleriyle başlar.
kesseler acımaz taktiği:

- abi çisil'le ayrıldık
+ tebrikler koçum benim
- abi nesi tebrikler kız terketti beni
+ yarasın koçuma aslansın sen
- abi terkedildim diyorum
+ sen var ya yine süper terkedilmişsindir kesin
- aslında güzel terkedildim doğru
+ tabi ya, kaplan bu kaplan
- kaplanım di mi abi

at yalanı öpeyim inananı taktiği :

- abi çisil'le ayrıldık
+ heh iyi olmuş
- nasıl abi ya
+ ya benim bi arkadaş var
- eee ?
+ kız seni çok beğenmiş, kız arkadaşı var demiştim üzülmüştü
- hadi bee, güzel mi
+ güzel güzel, ceylan gibi kız, hemen arıyım müjdeyi veriyim ben ona
- ara be abim be
+ yanlız kontürüm yok be hocu

karagöz hacıvat taktiği :

- abi çisil'le ayrıldık
+ dün çok içmişiz, yeni ayıldık
- abi nolur yapma şöyle
+ noldu olm suratın öyle
- bak çok ciddiyim ben
+ cildiyeci olsana sen
- hay senin gibi arkadaşın
+ yok mu başka sırdaşın
- gidiyom abi ben olmaz böyle
+ sinirlenme hadi gel otur şöyle
içkileri ısmarlayacaksa teselli edin. yoksa öbür türlü o mıymıymıymıymıy hiç çekilmez.
-çığıl la ayrıldık abi. ühü ühü
-haydaaa, ne oldu ki lan? ne güzel gidiyordu.
-beni seninle aldatıyormuş.
-nası yani?
-gelince anlatıcam detayıyla.
-nereye geliyorsun?
-yanına.
-dur osman, her şeyi açıklayabilirim kanka.
-bittin olum sen.
dünyanın en zor işlerinden biridir.
içkisine uyku hapı atın boş boş içeceğine bol bol uyusun.
boşuna nefes tüketmektir. yormayın boşuna verin bi kutu kağıt mendil arada "hı hı" deyin olsun bitsin. teselli edebilen varsa da mesaj atsın ilk otobüsle yanına gelicem.
dikkat dağıtma taktiği:

>abi çisille ya da bilmiyorum çisemle ayrıldık
<biliyorum
>nereden biliyorsun
<ben çok şey biliyorum
>abi sır adam gibi konuşma
<artık söylemenin vakti gelmişti ama söylemek istemiyorum
>abi nedir olay anlamadım söylesene
erkekse:yavşıyor
kızsa:ben demiştim ile başlayıp oh olsun sana ile bitirir
(bkz: depresyon)
esamesi okunmaz taktiği:

>abi çisille ayrıldık
<çisil mi o da kimmiş
>ayrıldığım sevgilim
<esamesi bile okunmaz dur sana bir şiir okuyayım
>bekliyorum abi
<sen cidden boyut değiştirmişsin
>eee... şiir tek mısra mı?
en etkili yöntem en eski yöntedir; meyhanede alkol eşliğinde arabesk veya arabesk eşliğinde alkol, adını siz koyun.
(kişi arabesk sevmek zorunda değildir, siz de sevmek zorunda değilsiniz. mesele olayı geçiştirmek)
(bkz: bir teselli ver)
asil bir davranıştır.
adam sen de taktiği:

<abi çisemle ayrıldık
>adaaaam sen de dert ettiğin şeye bak
<niye abi seviyord..
>adaaaaaaaaaaaam boşver
<abi ben onu sev..
>adaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaam sen de neye üzülüyorsun
onu teselli için söylenecek her kelime, size suçluluk duygusuyla geri dönecektir;
- ya bırak şu çivrili, tamam bitmiş işte ne güzel. * *
- üzme kendini değmez koçum ya. * *
- ya gidenin yeri doldurulur bi şekilde üzme kendini... * *
iyi striptiz yapılan bir kulüpte bir kaç b52 ısmarlanmalıdır.
- abi simin'le ayrıldık.
+ atıl rus...
- ohşşş

(bkz: evde rus beslemek)
zordur. çünkü ne derseniz deyin o sizi dinlemeyecektir hiçbir sözünüz onu sakinleştirmeyecektir, yanında olup ona mendil selpak vs. şeyler temin edip omuzunuzda ağlamasını sağlamak daha bir hoşuna gider sevgilisinden ayrılmış kişinin.
bazen arkadaş teselli edilmeyi haketmez.

- abi...
+ simay'la ayrıldınız di mi?
- evet abi nasıl...
+ senden önce o geldi. üzgündü, ağlıyordu.
- eee ?
+ hayvan herif dövmüşsün kızı.
- abi ama ?
+ sus abine zıçarım senin.

bazen'de çok karışıktır, hiç bulaşmazsınız.

- abi biz simla ile ayrıldık.
+ e, iyi olmuş, artık sibel'le ilişkinizi saklamanıza gerek kalmadı.
- ama abi aslında ben onu seviyordum.
+ olm o zaman neden ayrıldınız ?
- beni selim'le aldatıyormuş.
+ selim kim ki?
- selim, sibel'in erkek arkadaşı.
+ e ben aradan çıkıyorum o zaman, siz birbirinizi teselli edin.
- ama abi...
+ krema var bak orda, onu da al giderken.
kendisine bir mybrute sayfası hediye edilip gün boyu onunla uğraşması sağlanabilir http://hebola.mybrute.com
koy götüne rahvan gelsin be oğlum sende(!) tatsızlığında haykırmak fifti fifti teleselli ederken diğer fiftilik kısımda dayak yeme olasılığı yüksektir.

edit notu: bahsi geçen atasözünde ki rahvan kelimesi bir anlık dalgınlıkla rahman olarak yazılmıştı. düzeltildi.
karşındakini anlamaya çalışarak teselli etmek gerekir.. boşver, unut gitsin, yaramazdı zaten v.b klişe sözlerle teselli etmek doğru değildir..
yapılmaması gereken eylemdir. eğer arkadaşımsa, dostumsa o kişi beni teselli etmez. sadece yanımda olur ve benim acımı paylaşır. gözyaşlarımı silmez, benimle beraber gözyaşı akıtır. yanan yüreğime su serpmez, serpemez çünkü onunda benim için yüreği yanıyordur. beni teselli etmek için abuk subuk konuşan insanlarsa arkadaşım değil sadece tanıdığımdır. tanıdık çok var önemli olan dost sahibi olabilmek. çok şükür böyle dostlarım varmış benim. ayrılığın acısını yaşarken, dost konusunda ne kadar şanslı olduğumu farkederek mutlu oldum bir yandan hep. herkesin böylesine güzel dostlara sahip olmasıdır temennim.
sevgilisiyle beraberken arkadaşlarını ihmal eden, arayıp sormayan, ama sevgilisi terkettiği zaman dinleyecek kimseyi bulamayıp da size gelen bir arkadaşsa değmeyecek olandır.
yenge gözüyle bakılan dişiye methiyeler dizen elemanın pornografik tanımlar kullanması şeklinde gerçekleşir.