bugün
- 26 haziran 2024 çek cumhuriyeti türkiye maçı22
- manyak olmaya karar verdim9
- arda güler19
- cenk tosun12
- galatasaray lobisi11
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı8
- barış alper yılmaz14
- gideon reid morgan jj28
- anın görüntüsü18
- bel çantası kullanan erkek13
- diyanet işleri başkanlığı24
- kazara evlilik teklif etmek9
- türkçe ezan zulmü13
- sözlüğün en hanımefendi yazarı48
- karınızın kapanmak istemesine ne dersiniz31
- etle beslenmenin her zaman ucuz olması19
- kuranda tomurcuk göğüslü kızlar ifadesi geçmiyor14
- butun erkeklerin ayni olmasi22
- özgür özel'in giydiği akp ceketi18
- true yu izmir'e bırakıp kaçmak8
- ismi uğur olanların uğruna inanmak11
- kimseyle konuşmak istememek19
- et yemesinler ot yesinler diyen gurbetçi9
- arkadaşlar sizce bu pantolon nasıl8
- yürürken kollarımızı niçin sallıyoruz8
- astrolojiciler bi bitmediniz amk10
- zengin bir kayınbaba bulup piyasadan çekilmek8
- menemen soğanlı mı yenir soğansız mı14
- sporcu motorcu müzisyen uzun boylu olmayan erkek10
- hacca gitmek çok mu önemli19
- sevgilisi olduğunu belli etmeye çalışan insan15
- rafa silva9
- bik bik ve insan olmaya ceyrek kala dansı16
- bir isme yazılmış en güzel şarkı10
- hangi dizinin başrollerinden olmak isterdiniz8
- onu çok seviyorum ne yapmalıyım14
- cennette ne var15
- okumak istediğiniz kitaplar9
- en sevdiğin pozisyon8
- whatsapp da engellenen kişi durumu nasıl görür9
- geri dönülmek istenen tarih10
- düşün ki o bunu okuyor8
- bayanlar hakkında bilmedikleriniz10
- ekonomiden bir bok anlamayıp önüne gelene sallamak11
- tekno faşizm çağına herkes uyanmalıdır15
- erkeklerde ses tonu14
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır15
- kasap dükkanına saldıran koyun11
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz25
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile12
Geçtiğimiz günlerde Hint bülbülleri üzerinde yapılan bir araştırmanın yayınında kimyasal yollar ile genetik engellemeler sağlanarak sinirsel aktivitelerin baskılandığını ve bu yöntemle ses oluşumunun beyinde nasıl kontrol edildiğine ilişkin bulgulara ulaşıldığı belirtiliyordu.
Beynin Arcopallium bölgesindeki sinirleri genetik yöntemler ile susturan araştırmacılar Hint bülbüllerinin neredeyse tamamen ses üretememe veya kısmi olarak ses üretebildiklerini gözlemlediler. Beynin Arcopallium bölgesinin ses oluşumunun merkezi olduğu daha önceden biliniyordu. Fakat önceki çalışmalardan farklı olarak bu bölgedeki sinirler bir takım gen baskılayıcı kimyasallar tarafından işlevsiz hale getirildi. Bu yöntemle daha önce sadece kimyasallar kullanılarak etkisiz hale getirilen örneklerin aksine sesin tamamen yitirilmediği buna karşın kuştan kuşa melodilerde farklılık oluştuğu rapor edildi. Ayrıca, melodilerin zamanlaması ve sırasında herhangi bir anormallik saplanmadı. Bu teknik sayesinde sinir gruplarının ne kadar doğrululukta baskılanabileceği hakkında bulgulara da ulaşıldı.
insanlarda sesin oluşumu ise bir takım gönüllü ve reflektif hareketlerin birleşimi ile oluştuğu düşünülmektedir. Dolayısıyla bu koordinasyonun sağlanmasında ileri düzeyde gelişmiş sinirsel bir devrenin olduğu bilinmektedir. Araştırmacılar bu sinirsel devrede rol alan sinirlerin hangi ölçüde işlevsel olduğunu anlamak için bir takım kompleks görüntüleme teknolojileri kullanıyorlar fakat bu teknikler ile bölgelerin hangi fonksiyondan sorumlu olduğu anlaşılsa da, bu bölgede görev alan sinirlerin hangi oranda işlevsellik gösterdiğini anlamak çok zordu. Bazen sadece bölgedeki sinirlerin yüzde 5nin aktif halde olması bile fonksiyonu gerçekleşmesi için yeterli olabiliyor. Kimyasal yollar ile yapılan genetik kontrolü sayesinde sinirlerin ne oranda aktivite içinde olduğu anlaşıla biliniyor. Bu tekniklerin kullanılması araştırmacılar arasında son on yılda yaygın hale geldi.
Bu teknik daha önce fareler üzerinde de uygulandı ve sonuçlar Hint bülbülleri ile paralellik gösteriyordu. Temel olarak bu teknikle genetik metotları kullanarak sinir hücrelerini bir ilaca veya kimyasala hassas hale getirebiliyorsunuz, böylelikle kimyasalınızı bölgeye ulaştırdığınızda sadece kimyasala karşı hassas olan sinirleri pasifize edebiliyorsunuz. Bu sayede daha önce bölgesel olarak uygulanan toksinler ile işlevsiz hale getirilen bir çok çeşit sinirlerin yerine, özel olarak hedeflediğiniz sinirleri pasifize edebilir ve onlara kalıcı zarar vermekten de korunmuş oluyorsunuz.
Çalışmada Hint bülbüllerinin kullanılmasının nedeni, daha önce ozellikle ses oluşumu üzerine iyi çalışılmış bir model olması ve beyin anatomisinin çok iyi bir şekilde biliniyor olmasından ötürüdür. Araştırmacılar kimyasallar kullanarak genetik değişiklik sağlayan yöntem ile belli sinirlerin pasifize edilmesi ile ses oluşumunun beyindeki koordinasyonu hakkında bulgulara ulaştılar. Çalışma kendi başına çok önemli gibi görünmese de bu yeni nesil metodun beyin fonksiyonların sinirler tarafından nasıl kontrol edildiğine yönelik daha detaylı bilgileri yakın bir gelecekte araştırmacılara sağlaması bakımından önem taşımaktadır.
Bu çalışma Okinawa Bilim ve Teknoloji Enstitüsü (OIST), Tsukuba Üniversitesi Uluslararası Uyku Tıbbı Enstitüsü (WPI-IIIS) ve Harvard Üniversitesinden araştırmacılar tarafından yürütülmüştür.
http://www.sciencedaily.c.../2015/01/150126112354.htm
http://onlinelibrary.wile...F069B1F5F5F3042E30.f02t01
Beynin Arcopallium bölgesindeki sinirleri genetik yöntemler ile susturan araştırmacılar Hint bülbüllerinin neredeyse tamamen ses üretememe veya kısmi olarak ses üretebildiklerini gözlemlediler. Beynin Arcopallium bölgesinin ses oluşumunun merkezi olduğu daha önceden biliniyordu. Fakat önceki çalışmalardan farklı olarak bu bölgedeki sinirler bir takım gen baskılayıcı kimyasallar tarafından işlevsiz hale getirildi. Bu yöntemle daha önce sadece kimyasallar kullanılarak etkisiz hale getirilen örneklerin aksine sesin tamamen yitirilmediği buna karşın kuştan kuşa melodilerde farklılık oluştuğu rapor edildi. Ayrıca, melodilerin zamanlaması ve sırasında herhangi bir anormallik saplanmadı. Bu teknik sayesinde sinir gruplarının ne kadar doğrululukta baskılanabileceği hakkında bulgulara da ulaşıldı.
insanlarda sesin oluşumu ise bir takım gönüllü ve reflektif hareketlerin birleşimi ile oluştuğu düşünülmektedir. Dolayısıyla bu koordinasyonun sağlanmasında ileri düzeyde gelişmiş sinirsel bir devrenin olduğu bilinmektedir. Araştırmacılar bu sinirsel devrede rol alan sinirlerin hangi ölçüde işlevsel olduğunu anlamak için bir takım kompleks görüntüleme teknolojileri kullanıyorlar fakat bu teknikler ile bölgelerin hangi fonksiyondan sorumlu olduğu anlaşılsa da, bu bölgede görev alan sinirlerin hangi oranda işlevsellik gösterdiğini anlamak çok zordu. Bazen sadece bölgedeki sinirlerin yüzde 5nin aktif halde olması bile fonksiyonu gerçekleşmesi için yeterli olabiliyor. Kimyasal yollar ile yapılan genetik kontrolü sayesinde sinirlerin ne oranda aktivite içinde olduğu anlaşıla biliniyor. Bu tekniklerin kullanılması araştırmacılar arasında son on yılda yaygın hale geldi.
Bu teknik daha önce fareler üzerinde de uygulandı ve sonuçlar Hint bülbülleri ile paralellik gösteriyordu. Temel olarak bu teknikle genetik metotları kullanarak sinir hücrelerini bir ilaca veya kimyasala hassas hale getirebiliyorsunuz, böylelikle kimyasalınızı bölgeye ulaştırdığınızda sadece kimyasala karşı hassas olan sinirleri pasifize edebiliyorsunuz. Bu sayede daha önce bölgesel olarak uygulanan toksinler ile işlevsiz hale getirilen bir çok çeşit sinirlerin yerine, özel olarak hedeflediğiniz sinirleri pasifize edebilir ve onlara kalıcı zarar vermekten de korunmuş oluyorsunuz.
Çalışmada Hint bülbüllerinin kullanılmasının nedeni, daha önce ozellikle ses oluşumu üzerine iyi çalışılmış bir model olması ve beyin anatomisinin çok iyi bir şekilde biliniyor olmasından ötürüdür. Araştırmacılar kimyasallar kullanarak genetik değişiklik sağlayan yöntem ile belli sinirlerin pasifize edilmesi ile ses oluşumunun beyindeki koordinasyonu hakkında bulgulara ulaştılar. Çalışma kendi başına çok önemli gibi görünmese de bu yeni nesil metodun beyin fonksiyonların sinirler tarafından nasıl kontrol edildiğine yönelik daha detaylı bilgileri yakın bir gelecekte araştırmacılara sağlaması bakımından önem taşımaktadır.
Bu çalışma Okinawa Bilim ve Teknoloji Enstitüsü (OIST), Tsukuba Üniversitesi Uluslararası Uyku Tıbbı Enstitüsü (WPI-IIIS) ve Harvard Üniversitesinden araştırmacılar tarafından yürütülmüştür.
http://www.sciencedaily.c.../2015/01/150126112354.htm
http://onlinelibrary.wile...F069B1F5F5F3042E30.f02t01
güncel Önemli Başlıklar