bugün

milliyetçi türküler seslendiren, oldukça tok bir sesi olan büyük ağabey. iyi de eserleri vardır.

(bkz: ya türkistan neden ağlar)
asik sefai diye taninir genellikle sag gruba hitap eden bir halk ozanidir.
bayraksızlar

bayraksizlar bayraksizlar
yere düsse bayrak sizlar
nerden bilsin kiymetini
soysuz sopsuz bayraksizlar

ne olurdu yazmasaydim
ben bu kara yaziyi
bilmeseydi namert soysuz
içimdeki siziyi

yildizlarin isyani var
hilal tasiyan felek
damla damla kan akiyor
delik desik bu yürek

al rengine kara baglar
yastadir deli gönül
asik'in olmusum senin
hastadir deli gönül

renginde sehitlik gizli
hilalinde mana var
yüregimde saklamisim
kurbaninda kina var

topraga düsse yigit
olüm güç verir bize
inancima teslim oldum
zulüm güç verir bize

ugrunda ölen yigit
kim ne bilsin ne kadar
geriye ne can kaldi
hepsini kurban adar

yamacinda gezindigin
simdi daglar aglasin
bayragim hançerlendi
simdi çaglar aglasin

bayrak yere düserken
alkislayan piçleri
kahredecek turk milleti
destek veren güçleri

susmayin ey milletim
bayraksizda ar olmaz
susar ise yigitler
vatan bize yar olmaz

basi bozuk yaylada
pusulari kurdular
iki yasinda yigit
kursad'imi vurdular

bundan gayri düsmanim
bayraga ters bakanlar
artik hesap vermeli
dagi tasi yakanlar

meleküt aleminde
destan olan can bizim
dalgalansin bayragim
ustündeki kan bizim

dört aylik bebeklere
kursun sikan nerdesin
nereye gidersen git
olecegin yerdesin

hükmü ilahi varsa
belki korur yaradan
kan düsmani olmusuz
cekilsinler aradan

bu vatanin ekemegi
gözünüze durmali
yigit bir can gelmeli
sizden hesap sormali

sefai'yem yasamak ki
bundan gayri ar gelir
ay yildizli bayraga
bu yeryüzü dar gelir!*
muhteşem bir sese sahip halk ozanı. bayraksızlar ve bu hesap sorulacak şiirleri akıllara zarardır.
bu adamı dinleyipte gaza gelmemek mümkün değildir. özellikle bu hesap sorulacak şiirini dinledikten sonra insanın elinde ipiyle imralı yoluna düşesi gelir. ayrıca deli sefai de derler kendisine.
ozan arif ten bile daha gaza getirici bir ses tonuna, vurguya sahip şair.

(bkz: köppek!)
(bkz: sorgu/#4239535)
baba dostu güreşken insan. **
bu hesaptir sorulacak apo denilen kopekten şiirini mükemmel seslendirmiş şahsiyet.
aşık sefai sağlam ülkücüdür. seviyoruz kendilerini.
bir şiirinde geçen "vatan mı istediniz lan beşikteki bebekten" sorusunu apo denen canlıya bizzat sormayı çok isterdim.

ama "evet" derse ne yaparım bilmiyorum.
şiirinden bir dörtlük:
"Şehit analarının gözündeki yaş dinsin
vatanımın üstünden kara bulutlar gitsin
asın gardaş bu iti şehitler rahat etsin
bu sefai deli oldu senelerdir demekten
bu hesaptır sorulacak apo denen köpekten"
aşık sefai/bu hesaptır sorulacak apo denen köpekten şiiri
hala duyduğumda tüylerim diken diken olur...
Beni böyle deli eden,
Yarin acı sözü imiş.
Sırat sırat dedikleri,
Bir çift ela gözü imiş.

Ateş saranda her yanı,
Canana vermişim canı,
Bu garibin kabristanı,
Ayağının izi imiş.

Sefaiyem bismillahım,
Hem ezelim hem ervahım,
Kıblegahım secdegahım,
Nazlı yarin yüzü imiş.
Fransada bir kilise görevlisi ile aşağıdaki diyaloğu yaşayan aşık.

Aşık Sefai: Bu kilise kaç yıllık?

Görevli: 145

Aşık Sefai: Bizim Köyde 120 yasında adam var!
"...bu allah’ın davasında
bu türklük davasında
bu vatan davasında
biz kaldık sevdiklerimizle beraber

senelerce dert sofrasından
bal yedik ekmeksiz
allah’ın davasıdır dedik
diyet istemedik
eğilmedik
kırıldık defalarca
erkekcesine öldük
yigitcesine öldük

ipe giderken satmadık sevdiklerimizi
kaldırdık hilal sancagını
yasadık
yasadık bozkurt töresini..."
http://www.youtube.com/watch?v=F1dxHf7Snyw
allah vergisi güzel bir sese sahip. dolu ozan.
http://youtu.be/3o26Eunds4g
ayşem..
kimi annaya, bellaya, kimi mariaya
kimide kızıl saçlı nataşaya yazdı
oysa ben bir türk yiğidiyim
türk'e sevdalı olduğum için
ayşem sana yazıyorum...
ben seni kongo'da ölen sevgilisini
istanbul'da arayan teksaslı bir dişi gibi değil
aşk eşittir burjuva güzellerini
diskoteklerde arayan zübbeler gibi değil
hele kafalarındaki kirli duyguları
nataşa adlı rus kızında sembolleştiririp
kızıl ruble arayanlar gibi aramıyorum ayşem...
ben seni; belki bir ana ceylanın
vurulmuş yavrusuna su aradığı gibi...
belki bir anadolu delikanlısının
kaçırmak için güzel zeynep'ini
gecenin alaca karanlığında aradığı gibi seni arıyorum
ayşem...
ama muhakkak bütün iyilikleri bütün güzellikleri
bütün özlemlerimi sende bulacağımı bilerek
engin denizin kudurmuş dalgaları gibi
önümdeki engelleri teker teker aşarak
yüce allah'in izniyle seni arıyorum ayşem...
seni kaybettiğim dünyalarda bulmak istiyorum.
o dünya;
hz. fatih' in kılıcının altın kapması
estergon dönüşünün gönülleri yakması
veyahut tuna'nın bir itri bestesinde
musiki gibi çağlayıp akması olabilir
geçtiğim yıllardaki parlak aynalar
geleceğimi aydınlatır benim
bir elim geleceğin milliyetçi türkiye'sinde ise
yavuz 'un beyaz atının yelesindedir öbür elim...
seni kaybettiğim ve şimdi aramaya çıktığım dünyalarda
ayşem; ne meyhane tezgahları ardında mum gibi
yanıp sönen kızlarımın gözlerinin karası
ne yoksulluktan ve fakirlikten
ölen yiğitlerimin verdiği yürek yarası
nede başı kabak; yalın ayak dolaşan insanımın ciğerlerini
hilton gecelerin de içkilerine meze yapıp yiyen
kahpelerin ağız kavgası var...
seni kaybettiğim ve şimdi aramaya çıktığım dünyalarda;
bir kuran, bir kiliç ve bir bozkurt
üçünün ördüğü koca bir dünya koskoca bir tarih var
ayşem...
tut ki seni karanlığın ta ötesinde bir yere hapsetsinler
ömründe güneşi hiç görmeyeceksin;
ama ben o güneşi yanıma aldım
seni kurtarmaya geliyorum ayşem...
ne sezar, ne hitler, ne posbıyıklı stalin
nede fare suratlı mao; çözemez, çözemez,
çözemez senin derdini ayşem...
senin derdini; batılılık delisi sömürge aydınları
robert koleji mezunu özgürlük budalaları
ve kafalarını çirkin kapitalistlere satmış
deve kuşlarıda çözemez...
senin derdini ayşem;
senin gibi konuşan
senin gibi düşünen
senin gibi yaşayan
velhasıl kelam bizler
ülkücüler çözeriz senin derdini...
anamın anlattığına göre
koca türk dünyası'nın küçük bir köyünde doğmuşum
senin için doktor yada ilaç
ekmek yada su ne ise benim için
milli devlet, kizil elma ülküsü odur...
sen benim için; kırım' lı bike
azerbaycan'lı aybala, yerköy'lü fadime
hepiniz bizim için birsiniz.
çünkü
bizim kanunumuzda akvaryumlu meyhanelerde
sevgilinin kömür karası gözlerine şiir yazmak yok
biz çoktan erittik ülkü denen nazlı gelinin duvağında
sülün gibi kızların göz bebeğini ayşem...
bizim kanunumuzda geri bıraktırılmış insanımızı
esir milyonlarca soydaşımızı
tutsaklıktan kurtarmak için
bu geri kalmışlığa son vermek için
birlikte mücadele etmek var...
bu; ne benim sana ağlayarak
nede dizlerine kapanarak bir yalvarışımdır...
bu; parmakları çelikten
yürekleri estergon demirinden
yüz binlerce, milyonlarca müslüman türk ülkücüsü'nün
sana durdurulmaz emridir...
kendine dön, kendine dön ayşem..
büyük ülkücü ozandır.
(bkz: gözlerin cennet çiçeği)
ekseriyetle akşamları balgat'ta osmanlı kafe'de görünen güzel insan.

geçtiği yerdeki tüm herkesi selamlayacak kadar mütevazi.

ben ilk görüşümde elim ayağım titredi, reis ben, ben senin şiirlerinle büyüdüm diyebildim. sarıldık sırtımızı sıvazladık.

daha sonra bağrı yanık bağlamasıyla bir şiir okudu. ciğerim yandı.

(bkz: uykular geldi de kovdu mu gözüm)
milliyetçi türkücü.
an itibariyle radyoda suna boylum ile kendisini hatırlatmıştır.

kozan, kadirli yöresinde hayranı epey var sanırım.