bugün

nazım hikmetin Vera Tulyakova için yazmıs oldugu 7 sayfalık bir şiiridir. insanda varsova, moskova ve pragı görme isteği uyandıran, bir bayanın sarısın olmak istemesi için yeterli bir sebep olabilecek muhtesem siirlerinden biri.
saçları saman sarısı kirpikleri mavi...

saman
sarısı belâsı, başımın.
şiirin en çok dikkat çeken kısmı;

ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
sesini yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cıgara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cıgaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi diyemem
tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı

durduk yere adamın ağzına eden şiirdir.
bir buhran anının ürünü olduğunu düşündüğüm enfes şiir. onlarca kez okusan yine de yetmez. hiç eskimeyen kadife bir perde gibidir, açılır habire gözlerinin önünde açılır düş bahçelerinin ardına kadar külden kapıları. öyle ki insanın düşleri ete kemiğe bürünür, geçer karşısına oturur. sonra aşık olmak istersin, en vakitsiz bir zamanda. usulen de olsa sevmek istersin ama beceremezsin. çünkü sevilmek bu kadar yakışmamıştır daha önce hiçbir kadına...
işte böyle saçları saman sarısı kirpikleri mavi
iri iri damlalarıyla yağmur, üzüm salkımıydı doğum gününde senin;
şaşkın ve sırılsıklam durdum önünde, senin;
altın kubbeli bir ağaçtın denizin ortasında,
ilk ergenlik düşümden geliyorum sana,
bu şehrin bana verdiği en tatlı yemiş; en akıllı söz; en insan sokaksın,
günlük güneşlik, rüzgarım benim;
saçları saman sarısı kirpikleri mavi, karım benim.
harika bir nazım hikmet şiiridir. ntv tarih dergisinin temmuz2010 sayısında ek olarak verilen cd de nazım hikmetin kendi sesinden hali bulunmaktadır.
'sen yoksun
yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri boşaldı
içinden elini çektiğin bir eldiven gibi boşaldı.'
türküdeki gibi, "osmanımın mendili saman sarısı"dır.
--spoiler--

çünkü inandım onun bütün inandıklarına
sevdim seveceği bütün kadınları
yazdım yazacağı bütün şiirleri
yattım yatacağı bütün hapislerde
geçtim geçeceği bütün şehirlerden
hastalandım bütün hastalıklarıyla
bütün uykularını uyudum gördüm göreceği bütün düşleri
bütün yitireceklerini yitirdim
saçları saman sarısı kirpikleri mavi

--spoiler--
belki de dünyanın en güzel şiiridir.
Bu aralar saman sarısı saçlarımı salıp kirpiklerime mavi rimel sürdüğüm doğrudur. Ama bir nazım bir kez gelir. Kimsenin saçları saman sarısı kirpikleri mavi kadını olamadık.
En ideal duvar boyası.
nice song..

https://youtu.be/r8kS_NOohnA
Emir can iğrek’in en son çıkardığı güzel parçadır.
çocukluğumuzun yaz mevsimleri böyle tarif edilebilir. o zamanlar yaz mevsimi saman sarısı yaz gibiydi, öğle uykumuz ayrı bir tatlıydı. şimdi o tür uykular çok nadir, uykuyu bulduğum anda da o saman sarısı yaz havası canlanır zihnimde.
Ben deniz olsam da sen ankarasın.