bugün

orta halli ve de dar gelirli insanın sahip olabildiği spesifik olmayan pezevenkliktir.

bi düşün herhangi bi lüksün yok. dar gelirlisin. bol gelirliler gibi akşam yemeğini şık balık lokantalarında yiyip sonrasında da bebekte "eller havaya"'ya gitmek gibi lükslerin yok. kuru üstü pilav yanında da cacık yiyip dizleri hanidir giyilmekten bolarmış pijamanı bir kez daha giyerek haberleri izleyeceksin. seksi karıların olduğu dizileri bekleyeceksin. maç varsa ne ala memleket!

mesai insanısın... sabah 9 akşam 5 prensiplerine göre yaşayan 657'ye tabi bi devlet memurusun. ya da ne bileyim badi buyuldinkçide hocasın, ya da ya da güvenlik görevlilisin, bekçisin ve sair. bütün gün sana ayrılan kabinde o caaanım internet bağlantısını sadece ve sadece online tavla ve okey oynama amaçlı kullanıyorsun. hayatın bok gibi, maaşın az, bekarsın, karı kız ayağın yok.

n'oluyor? haliyle elizabete adıyorsun o hayatı. cenabet olman kaçınılmaz. banyo senin için bir kaçış. benim için de öyle. orada yalnızsın. çırılçıplak soyunup vücuduna bakıyorsun aynada. çeşitli orantısızlıklarını keşfediyorsun. sikini kaldırıp büyüklüğüne-küçüklüğüne, inceliğine-kalınlığına dair fikirler yürütüyorsun, sivilde asla deneyemeyeceğin saç stillerini kendine yakıştırıyorsun, banyo arenasında.

şampuanın, yeşil arap sabunun, annenin ördüğü 45 yıllık yün lifin hazırda bekliyor. ohh, mis murokoiyim! yaşadığını hissettiğin tek yer banyo. soner arıca'nın beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar klibini yeniden çekiyorsun. hem de canlı kayıt. banyonun akustiği kimselerin beğenmediği sesini billur bi ses yapıveriyor.

sıcak suyu gönlünce aç, orası senin mekanın... istediğin kadar kal suyun altında. taşşaklarını yak suyun sıcaklığıyla. tam sefa pezevenkliği morukoiyim! gel keyfim gel. yarın yine bekçi kulübesinde online okey, tavla partileri seni bekliyor. gelen geçene kimlik sor dur artık bu krallara layık banyodan sonra... sikerim böyle davayı murokoiyim!.