bugün

sabah cabucak bir kahvaltı hazırlayıp, cocugunu uyandırıp, giydirip okul için hazırlamak, kocasını uyandırıp kahvesini vermek, o arada gidip 2dk da giyinip makyajını yapıp ailece evden çıkmak. işe gitmek. işten donunce alelacele ortalığı toplayıp yemek hazırlamak. cocukla ve eşle ilgilenmek. sonra bulaşıkları yıkamak. kısaca annelik yapabilmek.
anneye has,anneye özgü olan başka kimsenin yapamayacağı ya da yapmayacağı şeyler.*
evladı için canını, kanını vermek.
edit:ayrıca, evladı söz konusu olduğunda, yılan fobisi olmasına rağmen gerektiğinde yılanın bile kafasını koparabilmesidir.
anneden baska kimseye 'karnim acikti bana hede hodo yap' diyemessiniz..ha dersiniz de amaciniza ulasamassiniz.
(bkz: elmalı pasta)
başınıza kötü bi olay geldiğinde suratındaki saf acı. çıkarsız ve nedensiz olarak kimse suratına saf acı yerleştiremez.
hasta yatarken başında dönen, elinden gelse çocuğunun yerine hasta olabilecek melektir. (evliler çok iyi bilir bu durumu)
yaptığı her türlü şeye rağmen yavrusunu yine de bağrına basmak,
çünkü o bir melektir.
ilk etapta dogurmak. * * * * *
100 metre öteden terliği fırlatıp kafaya nokta atış yapmak.**
ne kadar atılmaması gereken eşya varsa onları atmak. *
evlat 65 yaşına da gelse, sabah kahvaltıda yemediği yumurtayı arkasından hatırlatmak için, kendini balkondan yarı beline kadar sarkıtıp, bağırarak, bütün mahallenin evlada kıçı ile gülmesine neden olmak.
evladın tabağında yarım bıraktığı pilav için 'bak yemessen arkandan ağlar' diyerek, küçücük bir çocuğun, rüyasında kendisini 'beni ye beni yeeee' şeklinde, hüngür hüngür ağlayarak kovalayan, yenmemiş, minik, beyaz pirinç taneleri görmesine neden olmak.
evladı ona ne yaparsa yapsın gene onun iyiliğini düşünmek.
koşulsuz fedakarlık.
eğer kulakları duymayan bir anne ise çocuğunun başında uyumak,onun bedene başını yaslayarak beklemek,en ufak bir hareketinde uyanmak...
içerisinden size süt ikram etmek.
maaş almadan, emeklilik hakkı olmadan, istifa mektubu vermeden, yıllık izine çıkmadan, günde yarım saat uyuyup, öf bile demeden, çocuğunun yediğiyle doymak, gülüşüyle gülmek, hastalığıyla hasta olmak, ameliyathane kapılarında dua etmek, yoğun bakımın merdivenlerinde sabahlamak, bazen de, kalp ameliyatı olmuş yavrusuna zarar vermemek için bir kere bile sımsıkı sarılamamaktır.
hava durumunu tahmin etmek.
çocuğunun arkasından terlik atıp, reload yapmak için geri istemek daha sonrada denk getirdiyse üzülmek.
birini karşılıksız sevmek.
avuc icini oksayarak uyutabilmek, huzur vermek, güvende hissettirmek.
hem huzrun hem huzursuzlugun kaynagi olabilmek.
ne yaparsanız yapın sizden vazgeçmemesi, sizi sonuna kadar sevmesi ve bunu anladığınızdan emin olması. *
hastalanacağınızı önceden bilebilmesi.