bugün

çok sosyal bi tipi elimine etmek istiyorum. çünkü yaşam enerjisi sinirimi bozuyor.
sözlüğe ilk geldiğimde entry girmeyi bilmiyordum, hala öğrenemedim sanırım.
dolabımdaki hariboyu yemeyi unutmuşum. tam iki aydır ordalar ve bugün şimdi yiyeyim diye ağzıma atmamla dişlerimin darbe alması bir oldu. bildiğin marşmelov taş gibi olmuş lan. hariboyu taşlaştıran tek insan benim herhalde...
seviyorum merkez...
unutamıyorum sözlük,onu,beraber içtiğimiz sigaranın dumanını,o soğuk günde sıcak çayın buharını,o müthiş istanbul manzarında kutsal bir din gibi taptığım yüreği,gözlerinde ki büyük hayaller ülkesini,gülümsemesinde yanaklarında oluşan beni hapseden eden çukurları...çok özlemedim be sözlük
seviyorum merkez...
seviyorum sözlük...
eski sevgilimin yeni mixtape'ini dinliyorum. çok iyi lan yapmış yine yapacağını şerefsiz.
bugünkü nöbet arkadaşlarım başka bir hastanenin başhemşire ve muavinleri. bildiğin yaşlı, lacivert giyimli makyajlı teyzeler. 24 saat burdalar. çünkü lisans tamamlama bölümünün stajını yapıyorlar. stajer hemşire yahu. ocağıma düştüler. hasta odasına giriyorlar biz stajer hemşireyiz diyorlar siz hemşiremi olcaksınız diye soruyor hastalar. yok zaten 20 senedir hemşireyiz deyince o zaman doktor mu olacaksınız diyorlar. bizim bildiğimiz stajerler 17 yaşında filan olur diyenler olmuş gücenmişler gülmüşler. çok tatlılar tabi birde kendi hemşirelerine sormak lazım. zira bana bizimkiler pek tatlı gelmiyor.
soranlara bir şeyim yok iyiyim desem de nisan yağmurlarında ıslanmak, bir dağ başına çıkıp herkesin görebileceği büyüklükte ateş yakmak, ceplerime çakıl taşlarını doldurup denizi taşlamak gibi deli düşünceler kuşatıyor içimi , nedense çılgınım galiba sözlük.
sözlük yalnızım. kendi tercihim ama işte bazen kötü oluyor. ayrıca benden bana gelsin : (bkz: baba zula aşığım galiba)
birisinin, kendi hayatına dair üzücü entrysini okuyunca çok beğensem bile oylayamıyorum. mesela sevdiği bi insanın öldüğünü anlatmışsa, beğensem bile oylamak istemiyorum. o entrynin oylandığını görünce acısı tazelenecekmiş gtibi geliyo bana. o entryde geçen ne varsa unutmasını, bi daha hiç hatırlmamasını istiyorum.
facebook ta serdar ortaç ı seven ve 'ben bu adamı boşuna sevmiyorum helal sana yaa' diyen arkadaşım var...
laf sokmayı yaşam biçimi haline getirebilmeme rağmen, çok patavatsız olmama rağmen, bana sataşanlara sırf dalga geçmek için karşılık vermeme rağmen yani tüm bu kötü huylarıma rağmen aslında ben pek bir sevimliyimdir pek bir neşeliyimdir valla bak.
annemi korkutmaya bayılıyorum. her seferinde mutfağa sessizce girip arkasından "höh" diyerek korkutmak ve her seferinde korkması hoşuma gidiyor.
anne biliyorsun ben öyle çok duygularını söyleyebilen birisi değilim ama belki sözlüğe girer okursun falan. Seni çok seviyorum...
iki tane adam var, onları görünce "allah'ım diyorum, hani benim malzemeye de biraz daha koysaydın da, onlar gibi olmasa da az tipim düzgün olsaydı."
sonra "lan diyorum ölünce onlar da toprak olacak sen de için güzel olsun"
sorun orda işte amk, içim de güzel değil, ne yapacaksak?

ha o iki adam;
mehmet günsür,
brad pitt
bazen doğuya giden bir geminin güvertesinde batıya doğru koşan maLmışım gibime geLiyor. ya da gemi fena haLde yanlış yöne gidiyor.
bazen ona bişeyler yazarsın, yazar silersin. yazar silersin. o hiçbirini okumamış olur; ama sen hepsini söylemiş olursun. *
rabia diye bir kız vardı. yüzü aynı angelina jolieyi andırıyordu. incecik vücudunu saran elbiseler kısacık, çizmeler memeleri sıkıştırıp öne çıkaran kemerler filan takardı. her geldiğinde uyuz olurdum. ama elime düşmemişti. sonra bir gün benim mekanımda çalışma gafletine düştü. çalışma arkadaşım rabia hanıma neskafe koyar mısın dedi. sanki ben çaycıyım neyse dedim hepimize hazırladım. oda o sırada kolları kavuşturup degajeden memelerini fışkırtmakla meşguldü. adamı kesiyordu. kahveyi karıştırmak için bir şey istedi. pipet verdim kağıdıyla bardağa soktu. sonra yapış yapış dudak parlatıcısı bardakta iz yaptı. kendi bardağını yıkamasını söyledim. bozuldu. hiç çekemem güzelleri. sonra derya vardı. çalışma arkadaşıma doğru eğildi, bilgisayardan birşey gösterme bahanesiyle memelerini gösterecekti gözlerimi kızın memelerine diktim. anladı doğruldu. gerçi sonra arkadaştan fırçayı yedim. sonra ece vardı onada derya için böyle güzel şöyle bilmemne diye aralarına nifak soktum. yok ona ayrı muamele ediyorlar filan. hihihi hiç çekemem hiç.
utanıyorum söylemeye ama ukte nasıl verilir bilmiyorum.
az önce ellerimi kapatamadan hapşurdum.monitörün de önündeyim.ehiehi.*
bu başlığa bu kadar entry girilmesinden tek sonuç çıkarıyorum bu da insanlar itiraf etmeye ne kadar da ihtiyaçları varmış tuhaf...
anneannemi jelibonlara bakarken yakaladım sözlük.
(bkz: kırışık yüzlü genç ruhlu anneanne)**
malım ha. çok fena. hep biliyodum da. şimdi daha bi farkındayım.
farkındalık iyi bişi ama.
bencilce davranabilmeyi istediğim zamanlar oluyor. ama yapamıyorum o ayrı.
bugün gelip 5 yaşında çocuğun benim bilgisayarımı benden seri kullnamasına feci içerledim ben.hayır benim yok,hangi ara facebook açmış kendine.
romayı ben yaktım.
birileri beni hatırlasın ve beni ben olduğum için sevsin istiyorum sözlük. benim için bir şeyler yapılsın istiyorum be sözlük. çok şey mi istiyorum?