bugün

Hiç bir şey hakkında olan bir Onur Ünlü filmi. Filmin akışı içersinde herhangi iki olayı birbirine neden sonuç ilişkisi kapsamında birbirine bağlamak imkansız. Filmi üç kişi izledik ve üçümüz de filmden hiç ama hiç bir şey anlamadık. Zaten Onur ünlü’de anlaşılmak için yaptığını söylemiyor ama bakın dikkatinizi çekerim filmin bir kısmına falan anlam veremiyor değiliz, ilk dakikasından son dakikasına kadar hiç anlamlı bir şey yok .
bir seinfield mottosunu araklayıp cilalamamıştı onur ünlü. onu da bunla yapmış. bravo.
onur ünlü'nün filmi. karmakarışık ve gergin. filmle ilgili o kadar fazla seçenek var ki kafamda olay örgüsü adına hangisi doğru hangisi değil bilemiyorum.
filme girmeden hemen önce filmin özeti niteliğinde bir olay yaşamış olmamın da gerilmemde etkisi olabilir mi bilemem tabi...
değeri bilinmeyen hatta fazlaca yerilen çok örüntülü, biraz deneysel ama oldukça başarılı underrated bir filmdir.
şimdi burada "e be dalyarak!" diye girizgah yapıp ağzıma geleni yazsam şık olmaz, değil mi?

"hayatımı satıyorum" adlı sitesinde onur ünlü'nün hayatındaki abuk subuk objelere çok parası olup da keriz gibi silkelenmeyi ve sikilmeyi seven cihangir solcusu mallar para verip almış. sırf bu filmi izlemek için 3 aylık sikik abonelik zımbırtısına 29 tl vermeye razı olanları gördüm ekşi'de. yalnız abonelik zamazingosunun 404 page not found olduğunu gördüm. herif bildiğin milletle billur geçiyor.

put şeylere adlı filmi toplasan memlekette 5000 kişi ya izlemiştir ya izlememiştir. topal şükran'ın maceraları da öyle. ideolojisinden nefret ettiğim bu herifin kafası sırf farklı çalışıyor diye filmlerini izlerdim. aşkın gören gözlere ihtiyacı yok'tan sonra zaten battıkça battı. boktan, türk düşmanı cihangirli kankalarıyla film çekip kendi kendilerine eğleniyorlar.
nihayet hayatımı satıyorum adlı sitede ücretsiz olarak 5 bölüm halinde izlemenin mümkün olduğu film veya mini dizi. link veriyorum.

https://www.hayatimisatiy...0/put-seylere-1-bolum-121

izlemesi gerçekten zor bir film. mide kaldıran sahneleri var. çokça sembol içeriyor.

şimdi ise spoiler vereceğim. izlememiş olanlar okumasın.

--spoiler--

filmde ensest, din ve toplumsal normlar birer tabu olarak görüldüğü için yıkılmaya çalışılmış. aykırı ve marjinal bir film evet. hiçbir ahlaki kaygının olmadığı distopik bir dünyanın içine girdiğimi hissettim.

öykü karayel ve öner erkan'ın kablolarla birbirlerine bağlı olmaları ve biri ölünce diğerinin de ölmesi, günümüz insanının sorunlu ve saplantılı bağlılığını simgelemiş bence.

sezgi karakterini canlandıran türkü turan'ın, babasının elinden kamerayı alabilmek için parmaklarını kestiği sahne ise insanların en basit konularda bile maddeyi tercih edip insanları önemsememelerini ve bunu normalleştirmelerini sembolize ediyor olabilir. ayrıca insan kolu pişirip yedikleri sahne bana gıybeti hatırlattı. hucurat suresi 12. ayette belirtilen şey. gıybet etmek ölmüş kardeşinin etini yemek gibidir.

iki doktorun hastanede seks yapması ve sara krizi geçirmiş adamı hastaneye getiren kızın buna hiç şaşırmaması da zinanın apaçık ve sıradan bir hal almasıyla ilgili.

kibirli kadın başkomiserin (feride çetin) gerçekten putun önünde secdeye varması ve lezbiyen olması da nefsin ve benliğin insanı getirdiği hali simgeliyor.

--spoiler--

devam edeceğim ama kısaca bu filmin bir ahir zaman filmi olduğunu söyleyebiliriz.
Çılgınca bir film. Gerçekten sabır ve dikkat gerektiriyor. Hiçbir şey anlayamadan ilk bölümde bıraktım.
Kolay kolay izlenebilecek bir film değil. ilk bölümdeyim. iki kere sigara molası verdim. Bu gece uykum olmadığı için bu filmi durdurarak da olsa bitireceğim.

Çok acayip ve sınırları olmayan bir filmin Türk yapımı olması gayet güzel ve ilginç. Bundan 20-30 yıl sonra Ömer Kavur'un 80'lerin sonunda çektiği bunalımlı filmler gibi kült olacağını düşünüyorum.

Ayrıca sürekli sorun çıkan, ana karakterin sorunları çözmeye çalıştığı, aşık olduğu klişenin dibi filmlerin amına koyim. Çok net. Artık farklı şeyler söyleyecek senarist ve yönetmenler gerek.
insanı dizginleyecek şey nedir diye sordurttu bana. Otokontrolü nasıl sağlıyoruz? Bir baba öz kızıyla birlikte oluyor ve üstelik bu herif namaz kılıyor. Demek ki din bir yere kadar etki ediyor. Fakat öte yandan puta tapan Hacer başkomiser, taptığı putun önünde hemcinsi ile ilişkiye giriyor. O halde samimi bir dini inanca da ihtiyaç duyulabiliyor.

Peki burada filmin derdi nedir? Bence şudur: aklın olmadığı yerde din, dinin olmadığı yerde akıl ahlakı korumak için işe yaramaz.
Yazılanlardan tırstığım için izlemeye cesaret edemediğim film. Türk yapımı srpski film gibi bir şey olduğunu düşündürttü.

Olm nolur bak aşırı merak ediyorum. Doğru düzgün açıklayın amk.
Bu filmi srpski film denen rezillikle kıyaslamak bu filme hakarettir. Çok derin ve derdi olan bir film.

18 yaş üstü için uygundur. Öyle çok korkunç sahneler yok ama rahatsız edici olduğu kesin. Daha sonra başka yorumlar da yapacağım. Psikolojik gerilim filmi olduğunu söyleyebiliriz.
Hakkında çok şey duyup merak ettiğim filmdir. Mutlaka izleyeceğim ama belli ki sakin kafayla düşünerek izlemek lazım.
Filmi nihayet izledim. Deneysel ve Türk sineması için oldukça farklı ama her şeyi anlatayım derken bir bok anlatamamış.