bugün

alıcı ve satıcının karşılaştığı yer.
gençlik dilinde "ortam, alem, akılan yer".
italyanca "piazza" kelimesinden dilimize geçmiştir.
eşitsiz gelir dağılımının gerçek günah keçisinin gezindiği yer.
okullarda işletme binasının girişinde duman yükselen bir kalabalık düşünün.yangın falan değildir.sadece piyasa gençliği en ciks haliyle ders arasında sigara içip, laila vs planları yapmaktadır.
tüm dünyayı bok eden şey, tam olarak var olmayan ama var olmadığı halde varlığımızı tehdit eden icat.
tam rekabet ve eksik rekabet adlı iki türü olan ekonomik terim.
"douglass north'un yıllarca önce yazdığı gibi, iktisat kadar piyasadan bahseden ama ne olduğunu söylemeyen bir bilim daha yok.

sağ-sol farkının kalktığını savunan argümanlar genellikle piyasayı bir araca benzetiyor. piyasayı nesneleştirmek, bir mekanizma olduğunu söylemek bazı iktisatçıların sıkça başvurdukları retorik bir araç. çok nesnel bir şeyden bahsedermiş gibi yaparken her şeyden ve hiçbir şeyden bahsetmeyi mümkün kılıyor.

bu tip argümanlar piyasayı şeyleştiriyor, ona evrensel kurallar atfediyor. hatta öyle güçlü ki bu 'piyasa', kadim sağ ve sol ayrımını bile ortadan kaldırıyor. böylece analizle ideoloji birbirine giriyor.

piyasa araç değildir, çünkü;

1) piyasa üzerine yapılan ampirik sosyal araştırmaların nerdeyse tümü piyasanın bir araç olmadığını gösterir. piyasa bir iktidar alanıdır. bu alanın içeriği, emtianın sosyal evreninin özgül niteliklerine göre değişir. pamuğun ve uçağın üretim ve değişim evrenleri kategorik olarak birbirinden farklıdır. durum böyle olunca, ikisi de piyasa derseniz yanılırsınız.

2) fiyatın ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışan araştırmacılar, fiyatı piyasada oluşan bir araç değil, bu iktidar ilişkileri içerisinde üretilen ticari bir protez olarak görürler. bu tip fiyatlar olmadan piyasa aktörleri engelli aktörlerdir. her iktidar ilişkisi kendi özgül evreninde bu protezleri üretir. bu nedenle devlet ve piyasa diye tanımlanan alanlar ayrı değil, aynı yerdedir. yani devlet ve tüccar benzer politik süreçler içerisinde, ama farklı aygıtlar ve örgütlülük düzeyleriyle değişim değerlerine müdahalede bulunur.

sağ ve sol ayrımı piyasa ve devlet arasında sallanan sarkacı tuttuğunuz yerde değil, üretim araçlarının üreticilerin inisiyatifinde kullanılmasını öngören bir fikre nasıl baktığınızla şekillenir. eğitimde, sağlıkta, tarımsal üretimde vs şirketlerin kontrolünü savunuyorsanız neoliberalsinizdir, sağcısınızdır. blair'in işçi partisi gibi partilerin 'piyasanın etkinlik alanının genişlemesine yardımcı tutuma girmeleri' sağcılıktır. solcuysanız, buna dudak bükersiniz. blair ve baykal sağcı siyasetçilerdir. oran ve uras solcudur. kavramları ve pozisyonları karıştırmayalım.

imf ve dünya bankası'nın dünyaya dayattığı ve tarihin en şiddetli iktisadi deneyi olan piyasa reformlarının tam anlamıyla bir sosyal çöküş yaratmasına rağmen, neoliberal hegemonyanın ideolojik başarısı bir göz kamaşması yarattı. artık daha yoksul, daha güvensiz hayatlar yaşıyoruz. dünya bir çöplüğe dönüşürken, herkesin bir amerikalı kadar atık üretme olasılığı bile piyasalara daha dikkatli bakmamız gerektiğini gösteriyor.

yeni sağın, yani neoliberalizmin çıkış bildirgesi sağ ve sol ayrımının anlamsızlığı üzerine kurulur. son çeyrek yüzyılda bu argümanı birçok ideolog kullanıp yaygınlaştırdı. piyasayı şeyleştirmek, araç haline getirmek neoliberal ideolojinin sıklıkla başvurduğu bir retorik araç."

(bkz: koray çalışkan)
malların değerinin arz ve talebe göre belirlendiği alışveriş yapılan alan.
tam ve eksik olmak üzere ikiye ayrılır.
arz ve talebin karşılaştığı ortamdır.
Haindir.
Türkiyede çesitli işkencelere maruz kalanlar dengelerdir.
Arzın ve talebin denk olduğu piyasayada denge piyasası denir .
(bkz: eski zamanlar fiyat listesi)
piyasaya güven vermezsen, piyasaya iç karışıklıkları yansıtırsan piyasa kaçar. Piyasa korkaktır, ürkütmeye gelmez.
görsel