bugün

stephen kingin muhteşem kitaplarından biridir,sinema uyarlamasıda yapılmıştır başarısız bir şekilde.aile içerisindeki bireylerin aslında''birey''olmaktan vazgeçmediğini,insanın asla aşamayacağı yalnızlık hissini,sevilen birini kaybetmenin insana ne çıldırtıcı şeyler yaptırabileceğini inanılmaz zarif bir kurguyla anlatmıştır.çok korkunç olmasının yanında,çok da hüzünlü bir kitaptır.yüz kere okusam doyamam herhalde.
defalarca okunası stephen king kitabı.
fakat kitabı okuduktan sonra izlenen sinema uyarlaması açıkçası pek bişey ifade etmiyor insana.
Stephen King
"Kutsal mezarlığına gömülen ölüler, kısa sürede yeniden hayata dönerler."
Bir Kızılderili inancı
Dr. Louis Creed ve ailesi, Maine Eyaletindeki Ludlow'a taşınırlar. Burada, Louis'in "dostum" dediği ama babası gibi gördüğü Jud Crandall'la tanışırlar. Karısı ve çocuklarının olmadığı bir gün, kızı Eileen'in çok sevdiği kedisi Churc'e bir araba çarpar ve öldürür. Evlerinin yanındaki Hayvan Mezarlığına Jud'la beraber kediyi gömmeye giderler. Fakat Jud, kediyi biraz daha uzaktaki Kızılderililerin Hayvan Mezarlığına gömmesi için Louis'i götürür.
1989 yapımı o dönemin en tartışılmaz etki altında bırakacak filmi.eğer bu filmi 15 yaşlarında izlemişseniz yıllarca etkisinden kurtulamazsınız. vay be ne filmdi diye! oyuncular çok başarılı fakat çocuk oyuncu * aşırı derecede iyi bir performans göstermiştir.filmde bir seçim vardır ve düşünürsünüz hep! ben olsaydım hangisini seçerdim?
daha ayrıntılı bilgi için;
http://www.beyazperde.com/film/1125
tema olarak bir filmle benzerliği vardır, bir diğeri için;
(bkz: the good son)
izlenildiğinde tırsma etkisi yapan güzel bir stephen king filmi.
amerikan yazarlarının, özellikle stephen king tarafından başlatılan modern tarz gerilim olgusunu kullanmasının şahane örneklerinden biridir. uyanıklık yapılıp önce filmini seyretmek kitaba haraket olur belirtelim. aynen yeşil yol romanının da filminde iki kat daha güzel olması gibi* yapılacak gereksiz hatalardan biri olur. romandaki gerilimi okurken hissetmenin uzunluğu göz önüne alındığında bir çırpıda okusanız bile bir-iki gün kendinize gelemezsiniz.
gunduz de izlense, arkadaslarla da izlense tirstiran filmdir.
çelişkileri bile hayran bırakan stephen king şaheseri. çocuk elinde bıçakla koşarken, yüzündeki masum gülümseme amacına tam bir tezattır.
her ne kadar ismi hayvan mezarligi olsa da, hayvan mezarligi ile ilgisi olmayip, mik mak kizilderili mezarligindaki gizemli olaylari anlatan kitap ve filmdir.
türkçe' ye ilk çevriminde adı gecenin pençesi olan ve bilinçaltımıza bıçak darbeleri indiren bence en ürkütücü king romanı. filme de alınmış olan kitabı okurken , arkaya sık sık bakmak zorunda hissediyor insan.
Rammstein'ın klavyecisi Flake'nin şarkının sahibi ramones ile düet yapmışlığı da olan parçadır. Sözleri de aşağıdaki gibidir.

pet sematary

under the arc of the weather stain boards
ancient goblins, and warlords
come out of the ground, not making a sound
the smell of death is all around
and the nights come and the cold wind blows
no one cares and nobody knows

i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again

i'll follow victor to a sacred place
there ain't no dream i can escape
molars and fangs and clicking of bones
spirits moaning among the tombstones
when the night has come and the moon is bright
someone cries and something ain't right

i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again
oh no

the moon is full, the air is still
all of a sudden i feel a chill
victor is grinning, flesh rotting away
skeletons dance, i curse this day
and on the night when the wolves cry out
listen close and you can hear me shout

i don't want to be buried in a pet cemetery
i don't want to live my life again
oh no
stephen kingin de ufak bir rol aldığı kitabı kadar tat vermeyen film
bıyıklarında mavi çöp poşeti kırıntısı, patilerinde çamur izi bulunan kedinin kitaptaki performansı sonrasında gördüğüm her kedinin patilerini ve bıyıklarını kontrol etme sebebim olan eser.
8 yaşında izleyerek çocukluğumun hatasını yaptığım film.
'sometimes dead is better' repliği ile klasikleşmiş olan 1989 amerikan yapımı korku filmi.
doktor louis'in "peki oraya hiç insan gömülmüş müdür" sorusuna yaşlı adamla aynı tepkiyi verdiğim * inanılmaz sürükleyici eserdir.
'ölümden sonraki yaşamı merak etmek onlara pahalıya mal olacaktı..'

yine büyüler stephen king bu romanında..kapagını siyah bir kedi süsler..

(bkz: pet cemtery)
(bkz: negro-zoo fili)*
stephen king in en sevdiğim kitaplarından biri.Zaten bu adamın kitapları filmi çekilince daha bir sevilir.Medyum da bunlardan biri.Bazen ayrıntıları abartsada...
insanı harbiden korkutan sayılı filmlerden bir tanesi.
filminin izlenmesinden ziyade kitabının okunmasını tavsiye ettiğim stephen king eseridir. kitap günümüzde yazılan çoğu eserden farklı olarak sadece korkutmak için yazılmamıştır.zaten kitabın gerilimli kısmı da ilerleyen sayfalarda çıkar karşımıza. ama sonlarda da olsa bekleneni verir ve tırstırır.
kitabı okumadım ama filmdeki;
-bazen, ölüm daha iyidir
repliği hafızama kazınmıştır.
stephen king'in ilk okuduğum ve hayran olduğum kitabı. bu kitabın sonra filmide çekilmiş, lakin kitapla hiç alakası olmayan bir eser ortaya çıkmıştır. daha sonra kitaba sadık kalınarak başka bir film daha çekilmiş, bu olayı tutturmuştur.
arayıp da bir türlü bulamadığım film.baskısı malasef durmus ayrıca hayvan mezarlığının 2. de çekiliştir.*
orjinal adı pet sematary olan stephen king in romanından uyarlama film.
17 yaşında okumuş olduğum kitaptır. okuduktan sonra tam bir ay geceler bana zehir olmuş, korkudan sabahladığım zamanlar olmuştur.sinirlerimin gerilip kopacağını bile hissedip paniklemişimdir zaman zaman. filmi ise kitabın onda biri kadar bile etki bırakmamaktadır insanda.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar