bugün

alper canıgüz'ün vatana millete armağan ettiği güzel kitap.

bolca sipoiler içerir o kısma girmeyeceğim. 5 yaşında bir çocuğa hayranlık hissi uyandırır. okurken bir anda sesli kahkahalar saçabilirsiniz. polisiye ve aynı zamanda psikolojik özellikleriyle akıcı, okuyucuyu etkisi altına alan kitap; olaylar, kişiler, kurgu açısından ele alınırsa kesinlikle zekadan ileri gelen bir yazım biçimi ile alper canıgüz'ün kendine hayran bırakması ile (bkz: alper kamu cehennem çiçeği) almak için can atmazsan olmuyor.

ecdadını sikerim ben anaokulunun *
sonlara doğru böyle uyurdu zerdüşt kısmı fena halde sıkan, o kısmı hala bitiremediğim fakat onun dışında şahane olan alper canıgüz kitabı.
gayet akıcı, bir çırpıda sona gelinen harika bir eser. hiç beklemediğim anlarda kahkaha atmama ve yine aynı şekilde hiç beklemediğim anlarda derin düşüncelere dalmama sebep olmuştur.
iletişim yayınlarını gezerken rastladığım alper canıgüz adlı yazarın eseridir.
bir çırpıda okuduğum için şunu söyleyebilirim ki akıcılık dehası bir eser...
ara sıra gülümsüyor hatta istemsizce kahkaha patlıyorsunuz.fakat kitabın son sayfasına geldiğiniz de eğer bir damla yaş dökerseniz utanıp sıkılmayın adettendir diyelim...
filmi cekilse hayvan gibi hasilat yapacak olan kitaptir. yok ask, silah gibi mal mal filmler cekeceginize su kitabin filmini cekin de doyasiya izleyelim / izlensin.
alper kamu serisinin ilk kitabidir.eglenceli hos kitaptir.
izmir buca'da yaşanan cinayet haberini okuduktan sonra tekrar aklıma gelen kitap:

http://www.milliyet.com.t...-2-kizini-gundem-2011327/
bir alper canıgüz romanı.

tam bir günde bitirdim. biraz önce başından kalktım.
çok keyifli bir kitap. öncelikle söylemem gerekir ki, en önemli kozu bu kadar akıcı olabilip, iki üç sayfada bir önemli ve derin tespitler yapabilmesi. canıgüz zaten bir psikoloji mezunu ve birazcık da uzmanı. o yüzden karakterleri iyi inşa etmiş ve okuyucuyla oyununu iyi oynuyor. bir cinayetin önüne çekilen gizem perdesi, mizah ve absürd olaylarla şenleniyor. yaratıcı bir fikir, iyi anlatımla çok sürükleyici bir esere dönüşüyor.

--spoiler--
tek sıkıntısı, her şeyi en sonda açıklaması... holywood filmi gibi. o ne lan öyle, alper her şeyi laaps diye söyledi filan? ince dokunmuş koca 200 sayfa var elinde, birazcık hayal gücümüze bıraksana!
--spoiler--

ayrıca canıgüz, 'alev abla'daki 'alev'i bilerek koyduğunu, çünkü alev'in cinsel çağırışım yaptığını biliyoruz. anlamadım sanma; alev ve 20'li yaşlarda bir kız... seksidir işte. direkt canlanır kafada fakat genel vücut hatlarıyla kadının bir tasviri de yok. bu da karakterin özneline girmeyi kolaylaştırıyor.
süper hamle.

iyi roman. okuyunuz.

az sonra hatra gelen ekleme için edit:
şimdi kitabın sonu hakkında yazmamışım, yatağa girince fark ettim.

--spoiler--
alper'i neden cezalandırdı ki roman? yani narsisist kişiliği yüzünden dostluk ilişkilerine önem vermediği için mi?..
--spoiler--

neyse. sonda da dediği gibi: hayat sonu her durumda kötü biten bir hikâye değil midir zaten?
Güzel kiap. Ufaklığımızın babasıyla olan ilişkisine değinildiği ve babasını irdelediğimiz bölümler pek derin ve samimiydi. Oğullar derken babaları da vurguluyor aslında.
Birkaç saat içinde bitiveren kitap. Altıçizili bir sürü cümleden oluşuyor benim için. Ne zamandır bekliyordu okunmak için, kitap okuyamıyorum diye dolaşıp durduğum bir zamana kısmetmiş.
bir türlü okumaya fırsat bulamadığım, güzel bir kapağa sahip kitap.
--spoiler--

Evdeki ıstırap dolu sessizliğe son vermek için kendimi camdan aşağı atmayı planlıyordum ki zil çaldı.

--spoiler--
harika bir Alper Canıgüz kitabı. hakan'ın son mektubunun samimiyetine ağladım. valla bak.
Gece hepimizi korkularımıza, acılarımıza daha bir yakınlaştırır.
Alper kamu gibi sinir bozucu derecede büyümüş de küçülmüş bi veledi özlediğimizi hatırlatmıştır seneler sonra. teşekkürler toz zerreciklerinin merhametini gören çocuk.
ev arkadaşım sayesinde tanıştığım alper canıgüz şaheseri. müthiş bir zeka ürünü.

mizah dergilerinin mizah dergisi olduğu zamanlarda, umut sarıkayave fırat budacı'nın yazıları yayınlanırdı uykusuz dergisinde. gençlik zamanlarımın mizah ihtiyacını buradan karşılardım. o dönemlerden beri kahkaha atarak okuduğum pek bir şey olmamıştı. ta ki bu kitabı okuyana kadar.

hayatımın en hızlı günlerini yaşıyordum. dövüşecek düşmanlar ve sevilecek kadınlarla çevrelenmiştim. gerçi silahım plastiktendi. kadınlarım da öyle. yine de böylesi bile hiç yoktan iyiydi. (alper kamu-yaş 5)