bugün

toplu taşıma araçları bu ülkede görünmeye başladığından bu yana, adet haline gelmiş eylemdir.
yaşlısı genci, teyzesi ablası birşey farketmemeli, bu ve benzeri güruha mensup bireylere yer vermekten kaçınılmalıdır.
sırf şans eseri birkaç yıl önce doğdu diye o kişiye hürmet etmeniz gerekmez.
eğer "yaşlı" diye tabir edilen bu kişiye "saygı" gösterip yer verirseniz, siz o yaşlı kişinin şansına saygı gösteriyorsunuz demektir.
oysa saygı, o kadar basit bir kavram değildir.
saygıyı haketmek gerekir.
bizden önce doğup, ülkenin içine eden ya da ülkenin içine edilmesine göz yuman bireylerin ne toplu taşıma araçlarında oturmaya hakkı vardır, ne de o boklu ellerini öptürmeye...
kafanızı cam tarafına çevirip gönül rahatlığıyla dışarıyı izleyebilirsiniz.
çünkü, bir zamanlar o da kendilerinden sonraki nesilleri düşünmüyordu.
hem, size mi güvenip de bindi o dolmuşa?
bir kere, o dolmuşa bindiyse bu "saygıyı hak eden" yaşlı kişi, baştan kabullenmiş demektir her koşulda yolculuk yapmayı.
saygı, sevgi gibi kavramlar karşılıklıdır.
saygı göstermeyen, saygı görmez.
(bkz: içinden küfür etmek) eylemini beraberinde getirebilirir çoğu zaman.
+sen gençsin kalkta teyze otursun
-(kalkarken)teyze sen oturda, sana ne oluyor y.....m.
dolmuştasınız ve yer yok. dolmuş durağa yanaşıyor bir tane bayan dolu olduğunu göre göre nasılsa biri bana yerini verir diye biniyor. evet bu manzara ile hemen hemen hergün karşılaşıyoruz. ben artık vermiyorum. 2 saat yolu iki büklüm ayakta gitmekten boyun ağrım başladı. dolmuşta beni gören bayan olursa binmesin yeminliyim artık yer vermiyorum. arkadaki dolmuşa binin *
500 numaralı otobüslerde ilk duraktan son durağa kadar gidecek bir şahsın sahip olmadığı lüks. Otobüse binen yaşlıları görürsünüz, bakarsınız.
verdikten sonra başkasının mutlu olacağı, sizinse yorulacağınız, ayakta kalacak ve muhtemelen o kalabalıkta ter içinde kalacağınız fiil olacaktır.
cama yaslanip uyuma numarasi yapmaya tercih edilen harekettir.
edit> eksi vermek degil yer vermek maharet. *
ayakta yolculuk yapamayacak durumda olanlara koltuğumuzu vermemizdir. insanın içini birilerine yardım etmenin verdiği huzurunu doldurur.
+gel teyze otur.
-yok evladım sen otur.
+ineceğim zaten teyze(inmeyeceği halde)
-sağol evladım.
gözlemlerime göre genç kızların daha umursamaz olduğu durum.
genelde bayanların ısrarlı gözlerle bakıp ve sizin bu durum karsısında zoraki (buyrun burası boş...)diye seslendiginiz hadisedir.
şahsi fikrim otobüslerin haremlik selamlık olması yönünde olmasıyla birlikte böylelikle bunun ötesinde her katagorideki insan kendi bölümündeki yaşlıya yer verebilir onun dışında bayanlara yapılan tacizler yüzünden bütün bayanlar ben dahil yer kapma mücadelesi içinde işte bu nedenle de yaşlı insanlar madur olmaktadır.
sevaptır.salih-i ameldir. hemen ardından bütün otobüs beni alkışlıyomuş gibi hissederim hep ellerimi kaldırırım sessizliğin geçmesi için..otur teyze otur komutundan sonra hep bi huzur kaplar içimi sonra dayarım götü cama etrafı seyrederim..
yaşlılara ve hamile kadınlara öncelik verilmesiyle gerçekleşen güzel bir eylem.
kimi zaman göt vermektir. yaşlılara saygımız sonsuz, hele hamileyse ya da gaziyse hiç düşünmem yerimi veririm. ama bakıyorum aga teyzemin suratta bir ton makyaj var, te ebesinin amından kalkmış alsancak'a gezmeye gidiyor. hani metroyla/otobüsle gittiğine göre zaten orada otomobil kullanmayacaksın. tipinden de belli bir kafeye gidecek arkadaşlarınla buluşacak oradan alışveriş yapacaksın sonrasında da elindeki alışveriş poşetleriyle starbucksta oturacaksın. ben sana niye yer vereyim? ama görsemki zorlanan bir anadolu ninesi, sevimliliği yüzüne vurmuş, insanı yerinden kaldırmak için çakallık çirkeflik yapmayan kendim kalkarım yanımdakini de kaldırırım. adamına göre muamele.
ülkemiz örf-adet/gelenek-görenek/ananevi yardımlaşma ve yaşatma derneğinin üyeleri olarak, boynumuzun borcu bildiğimiz davranış biçimidir.

yaşlı, hamile, sakat, kucağında çocuk olanlara yer vermek yardımlaşmayı ve iyiliksever insan kişiliğini güçlendirir, iyidir, gereklidir.

buraya kadar tamam.
ya diğerleri?
bir toplulukta yaş mevzusu olduğunda henüz çok genç olduğunu ileri sürenlerin otobüste birden yaşlanması; orta yaşlı hanım teyzelerimizin altın günü gezlerinden, eğlencelerden dönerken birden rahavete kapılmalarının ceremesini neden bu iyilikseverler çeksin?

özellikle okul çıkışlarında, sırtındaki ağırlığınca bir sırt çantasıyla zor bela kendini otobüse atmış ve kendine bir koltuk bulan öğrenciye "kalk ben oturayım" diyen genç ama an itibariyle yaşlı olanlar için üzülüyorum. bu insanlar, akşama kadar ders dinleyip/çalışıp yorulan öğrenciyi kendi rahatı uğruna yok saymakta.
bu, "çocuk" diye tabir ettiğimiz bireylerin kişisel gelişimlerini nasıl etkiliyor?
o çocuk büyüdüğünde aynı görüşe sahip olacak ve hakkı olmadan yer isteyecek. düzen böyle!
karşısındakinin ona saygısı olmadığını anlıyor, yer vermeli çünkü o daha bir çocuk!
sırt çantası olsa da ne olacak ki, taşıyabilir; çünkü o daha bir çocuk!
biz böyle gördük, elbet kalkacak, biz de yer verdik zamanında, çünkü o daha bir çocuk!
karşısındaki çocuk dahi olsa birey olduğunu göremeyen/kabul edemeyen beyinler, saygıyı da hak etmiyor bence.

otobüste okuldan çıkmış, bir koltuk bulup oturan çocuklar gördüğümde bekliyorum, genç ama yaşlı birileri otobüse binsin de çocuğa "sakın kalkma, oturmak senin hakkın" demek için. oluyor da. izliyorum, çocuk ezberletilmiş refleksle doğruluyor ve kalkmaya teşebbüs ediyor. ve ben bu cümleyi kuruyorum.
gülümsüyorum, çocuk gülümsüyor.
biliyorum, büyüdüğünde kendine yer verenlere "teşekkür ederim, sen otur" diyecek.
ve biliyorum, o çocuk birey olmanın, insan olmanın, saygının ne demek olduğunu bilecek.
yarınlar güzel.
otobüste yaşlılara yer vermek bireyi çok zor durumlardan kurtarabilir. örnek olarak;
yaşlı amca: y
genç eleman: g
yaşlı adam otobüse binmiştir, oturacak yer yoktur ve amca koyu bir sohpet içerisindeki gençlerin başına dikilir ve bastonunu yere vurmaya başlar.
g: (amcaya sinirli ve kinayeli bir bakış atarak) offf
y: (istifini bozmadan devam etmektedir bastonu vurmaya)
g: amca ya, şu bastonun ucuna plastikler satılıyor onlardan alıp taksana bir tane.
y: senin baban 20 sene evvel plastiği takmış olsaydı sen şimdi burda olmazdın, bende rahat rahat oturarak giderdim.
yolu uzun olanların önemsememesi gereken durumdur. çünkü yaşlı birine yer vermeyince ayakta duranlardan biri " zamane gençleri de böyle yeeaa bik bik" diye söylenmeye başlar. mahalle baskısına dayanamayıp yer verirsiniz. yerinize oturan yaşlı iki durak sonra iner. yerine o bik bikleyen kişi oturur. sizse önünüzdeki 17* durak boyunca ayakta gidersiniz.

sözün özü, yaşlılar kendilerini yaşlı hissetmesinler diye yer vermemek gerekir azizim.
özellikle kadın günlerinin ve pazarların oldugu günlerde otobüs dolar bu kokonolarla. *. antilobu kesen leopar gibi ilerlerler sana dogru. koltugunun önünde ve arkasındaki direkleri tutarak , yer ile dik olması gerecen açıyı 60 dereceye kadar indirirler. ilk olarak o sert parfüm ve ter kokusunu duyarsınız. * sonradan "cık cık cık zamane gencleri" diye sesler cıkarmaya baslarlar. nefesini suratınızda hissedersiniz. "ya kardesim ikimizde aynı parayi verdik. 45 yasında kadınsın normalde yaşlı desek terbiyesiz diye kovalarsın" diye düsünülür. evet, gercekten de normal hayatınızda * bu tip kadınlardan birine yaşlı derseniz, ne terbiyesizliginiz kalır ne şerefsizliğiniz. herneyse, umarım kısadır o yolculuk, uzunsa siz düşünün artık.
şükür ki 541'de adet olunmamıştır.
genç itina ile oturduğu yerden kalkar, teyze büssürü dua eder ve ilk durakda inerse, o genç birdaha biri yanında bayılsa bile yer vermez.
(bkz: yok daha neler)
yorgunken nefret ettiğim eylem keşke hamile kalsam da birinden bu dertten kurtulsam.
yaşlanmak istememin tek sebebi.
HerGün otobüse binen bir insan olarak noolurr yaşlı binmesin diye dua ettiğim hadise. gelirler tepende dikilirler yer versen bi dert vermesen bi dert. birde sen yer verirsin o da çocuğuna sen otur oğlum \ kızım demez mi?
otobüste ayakta giden bir bayansınızdır. önünüzde koltukta oturan bir yakışıklı var. sonra yakışıklı buyrun siz oturun der. siz teşekkür eder ve sevine sevine oturursunuz. o anda anlarsınız ki size değil de arkanızdaki yaşlı teyzeye seslenmiş. ilk durakta inesiniz gelir.
bazen yer verilecek kişi ona müsade etmez ve der ki ; **~