bugün

turistlerin konaklama yeri.
Hayatımda en az bir kere kalmak istediğim mekan türüdür.
Bir gun olu olarak bulunacagimi dusundugum yer. Cok da uzak degil gibi sanki.
dünyanın en derin oteli yeryüzünün 155 metre altındadır. isveç'te eski bir gümüş madeninin içine yapılmıştır.
pahalı olanları mevcuttur.

https://onedio.com/haber/...acak-essiz-oteller-823043
http://www.hurriyet.com.t..._campaign=ekonomi_xmlfeed
https://www.cnnturk.com/y...ampaign=buffer&page=1
http://bigpara.hurriyet.c...1439693&utm_term=post
https://www.posta.com.tr/...ti-haber-fotograf-2140702
gitmeden, görmeden önce bir araştırma yapmanız besbelli ki yararınızadır.

yoksa benim gibi insan öldürülmüş yerlerde kalırsınız, bence sorun değildi, sizce bilemem.

(not: daha kan kurumamıştı uşaklar)
Battaniye olanı var olmayanı var.

Çakaalll..
Dünyanın en eski oteli M.S.705 senesinden beri hizmet vermeye devam etmektedir.
Maç yapmak için uygun mekan.
Bazıları mükemmel..

görsel
2000'li yılların aksaraydaki efsane oteli.
hiç bitmez gürültüsü, uyku tutmaz o yüzden...
(bkz: wir lieben autos)
hayat siken mekanlardır. şahsıma münhasır bir durum. en kralında da kalsan 2. gece sıkıntıdan ömür törpüsü olur.
içinde bir sürü insanın barındığı, yemek yediği ve uyuduğu ama kimsenin birbirini tanımadığı büyük bir ev.
(bkz: gösteri peygamberi)
booking.com da gördüğümüz yorumlar; çalışanlar sıcakkanlı ve sevecen= rahatça seviştik hiç sorun çıkarmadılar.
çalışanlar soğuk ve ilgisiz= tip tip baktılar veya zorluk çıkardılar.
hepsi aynı amaca hizmet eden yerlerdir. sadece yıldız sayısı arttıkça fahişeler gençleşip güzelleşiyor.
Yüksek Sadakat'in Renk Körü adlı albümünde bulunan, aşkı, hayatı, zamanı, toplumu, inancı, inancın ve toplumun birey üzerinde yarattığı baskıyı,baskıya başkaldırışı, gayet naif, insalcıl ve keyifli bir şekilde hissetmemizi sağlayan, derinliği olan, güzel şarkı.
yüksek sadakat'in son albümü 'Renk Körü'nden bir parça.Sözleri çok anlamlı öyle ki hala bazı kısımlarını çözemedim.Sözlerini de vereyim tam olsun :

kim bilir neler geçiyor aklından
hangi soluk resimler hayatından
kokular savurup saçlarından
geçerken otel kapısından
meraklı gözleri arasından
bugün benden hiçbirşey isteme
ne neşeni, ne tasanı söyleme
uyumuşsam ne olur elleme
şehri bırak gel yanıma yitik zamanın kıyısına
dışarıda hala dönüyor mu dünya?
dışarıda senden ve benden uzakta
bize öğretilen tüm yalanlar dışarıda
bu otel odasında girdabın beni içine çekerken
gelgitim düğümlerini tel tel çözerken
dünya dönerse dönsün artık biz onu dışarıda bırakrık
ateş dışarıda, kitap dışarıda, günah dışarıda
milyonlarca yaşam hikayesi olan insanların müşterek kullandığı bi evdir.
Türk erkeklerin kışın ucuz oldugu için tercih ettigi klasik 1 günlük konaklamalı herşeyin dahil oldugu yerlerdir *
her aksam geldiginde ortaligi tertemiz buldugun, beyaz havlularina gonul rahatligiyla ayakkabilarini silebildigin, dus alirken ortaligi batirip havlulari yerlere atabildigin yerler... ben severim. kesif bir yalnizlik kokusu sinmis olsada; bu sizden, ruh halinizden kaynaklaniyordur.
bazilari cok soguktur. ruhunuzu usutur. alisamazsiniz bir turlu, bazilarida eviniz gibi gelir. aksam dondugunuzde rahatlama hissi verir.. birazda personelden kaynaklanir bu. ayrilirken uzulursunuz.
butun otellerin ayri bir rengi vardir. geceleri belirginlesir daha cok bu renkler.
geçen istanbul'a bir iş için gittiğimde şeytanın dürttüğü, gece çıkayım gideyim bir bakayım dediğim, otele doğru yürürkene adamın tekinin önüme geçip "abi serenda bar ı arıyorsan buraya aldık" deyip çarprazdaki sokağı gösterdiği, benim de o abimize "yok ben evime gidiyom" deyip geçtiğim, otelin önüne geldiğimde isminin "the city" olarak değiştirildiğini gördüğüm otel. emliyet güçlerimize "bastınız da iyi .ok yediniz." diye iç geçirdiğim yer. şimdi böyle daha mı iyi oldu sanki? diye de soruyorum ayrıyeten.

acaba adamın gösterdiği yere bir gitse miydim diye iç geçirmiyor değilim, ama belki de gitseydim bana geçireceklerdi o ayrı konu.
(bkz: hostel)
(bkz: motel)