bugün

oku diyor oku;
"Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.”
Okumak, öğrenmek, anlamak…
Bir alim şöyle diyordu:
“Bilenler bilmeyenlerin derdini çeker”
Bilmek dertlenmektir.
Bilmek anlamaktır.
Bilmek yanmaktır.
Bilmek için okumak gerek.
Ne kadar okursan oku, bilgine yakisir sekilde davranmiyorsan, cahilsin demektir.
Okuman lazım.
Çünkü her okuduğun cümle
seni zorluklara direnmen,
acılara katlanman, ilerlemen, baş etmen
için bir merdiven basamağı.
Nefessiz kaldığında yanında bulacağın hava,
düştüğünde dayandığın baston,
çaresiz kaldığında kulağına fısıldayan sırdaşın,
hayatı çözmen için ellerini tutan öğretmenin....
Okuman lazım...
Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmazsan cahilsin demektir.
Allah (c.a.c.) nin ilk emridir.
oku, allahın (c.a.c.) adıyla oku...
şu yaşıma geldim severek yaptığım ender şeylerden biri olduğunu fark ettim okumanın. bu durumdan çok hoşnutmuyum değilim keşke daha çok başka başka şeylerden de keyif alabilseydim ve bunları yapabilmek için gerekli olan gücü, enerjiyi kendimde bulabilseydim. şimdilik sadece okuyorum kuru kuru faydasını da görüyorum ve fakat bir şeyler eksik gibi...
--spoiler--
Kültürü çok geniş, değerli bir dostum bana diyordu ki: "Artık benim için yeryüzünde
bir tek eğlence kaldı: Okumak. Ne danstan, ne toplanmalardan, hiçbir şeyden tatlı bir duygu
alamıyorum, insanlardan kaçan yabanî bir mahluk oldum."

Bu duyuş, belki sinir bozukluğundan ileri geliyor. Yalnız doğru bir tarafı var ki, o da
bu dostumun her tatlı duyguya karşı taş gibi donuk ve soğuk kaldığı halde okumaktan kendini
alamamasıdır. Demek ki kültürlü bir insan için; düşünen, anlayan, öğrenmek isteyen bir
kimse için her eğlence geçilebiliyor, hepsi sönüp gidiyor; yalnız okumak kalıyor.

Öyle ise okumak nedir, nasıl bir iştir ki böyle sürekli ve kolay ölmeyen bir tadı var?

……………………..

Yalnızlıkta, dost ve arkadaş yokluğunun yerini ancak kitap tutabilir. Bulabildiğimiz
kitabı yazan, sizin bu tek başına kaldığınız anda konuşabileceğiniz tek arkadaş değil midir?

Yazık okumaya alışmamış, onun tadını almamış olanlara. Onlar ıssız bir âlemde,
yapayalnız yaşayan mahluklardır.
--spoiler--
en derinlere dalmaktır okumak. en derinlerdeki sırlara vakıf olmayı istemektir.
boş. bomboş. o kadar okursun sonra sektöre girmek istersin sonra bi bakarsın ki bölümle alakası olmayan adamlar senin işini yapıyor. bu nedenle sen işe falan giremezsin öylece kalırsın mal gibi. hayatı sorgulamaya başlarsın. nerde yanlış yaptım diye düşünmeye başlarsın. öyle işte.
islam dininin ilk emrinin mastar eki almış hali.
Hayatı daha iyi anlamak, daha iyi anlamlandırmak, daha iyi çözümlemek için en büyük yardımcı eylemdir.
islamın ilk emri. ikra!!! yani oku!!!

ilmin faziletin simgesi. bilginin, kültürün, hayatın anlamı. herşeyin başlangıcı ve dahi bitişi. dünyayı yaradan'ın emri. dünyaya gelen bütün önemli kişilerin yaptığı, yapmaktan zevk aldığı ve tüm insanlığa ortak çağrısı.

cehaletin yokoluşuna en önemli delalet. aynı zamanda da varoluşa en önemli delalet. bilinmesi gereken herşeyi içinde barındıran yegane eylem.
okumak, okumak, okumak dunyanin heryerinde basariya giden altin anahtar.
sadece bir kitapla gerçekleştirilmesi şart olmayan eylem. insan dışarı çıktığında pek çok hikaye de bulabilir, her sokakta, metroda, her kafede, restaurantta, en kalabalıkta ve en terkedilmişlikte bile bir hikaye vardır, dikkatle bakıldığında farkedilebilecek, tadı çıkarılarak okunulacak. ayrıca;
(bkz: her insan bir hikayedir)
insanımız tarafından yük olarak görülen eylem. peki okumadan bir toplum nasıl gelişir? sadece enine genişler o da göbek yapar. kafayı geliştirmez. elin turistlerini görürsün tatilde deniz kenarında kitap okur küfür ederiz ne keriz be tatile gelmiş kitap okuyor. peki kitap ne zaman okunur? tatilde okunmaz, yolculukta okunmaz, evde işten gelince okunmaz, sağda okunmaz, solda okunmaz, ortada hiç okunmaz. biz de bahane çok. tuğla gibi kitap der kaçar gideriz. bu kadar basit bir düşünce vardır. okunmalı daha çok okunmalı.