bugün

yaptıgı müziği pek tutmasam da,hal ve hareketleriyle dogallıgın bir kız için ne kadar da artı puan oldugunu gösteren şahıstır.
Onu meşhur eden sistem tekerlekse, kendisi dingildir...
hastasıyım abi bu kadının ama sapıkça bi hissiyatla değil evlenirim yani ben gerçekten seviyorum sanırım.
(bkz: platoniğin dibine vurmak)
Reklam mafyasının kızı olduğu hakkında rivayetler bulunan şarkıcımsı.
katıldığı bir radyo programında, neşet ertaş dinler misiniz? sorusuna, 'tanımıyorum' diye cevap veren cahil.

aylar sonra gelen edit:kendisi özür diledi. ben de biraz fazla abrtmış olabilirim. cahil değil tabi. ama madem müzikle uğraşıyor, biraz bu konuları bu üstadları tanıması lazım. sadece jingle yapmakla olmuyor bu işler.
pek hanım hanımcık bildiğimiz fakat rahmetli büyük üstad neşet ertaş'a ''neşat kim'' diyecek bir mallığa sahip olduğundan ötürü şimdilerde ben ve benim gibi olanların pek hazetmediği şarkıcı. sanatçı değil şarkıcı.
bu kadar ünlü olmaması gereken insandır. güzellik gibi subjektif bir kavram göz ardı edilirse eğer; bu insanın müzik adına hiçbir şey yapmadığı ortadadır. sadece yazılan vasat sözleri seslendirmekten başka hiçbir şey yapmamıştır kendisi. ha kalkıp "sözleri kendisi yazıyor olum sen ne diyorsun büyük insan o sanatçı" diyenlere şarkılarının sözlerini bir güzel incelemesini öneririm. anladıklarını bana da anlatsın bir zahmet. *

bu kadar ünlü olmaması gerekiyor demiştik ama gerçeğe dönüyoruz ünlü bir kişilik olmuş çıkmış başımıza, neden? bu insan genç kızların güya "kendine güven ihtiyacı" hissettiği zamanlarda ortaya çıktı. ünlü olmak adına yapılan çok basitti. "psikolojik boşluk" görülmüştü, bir görünüme büründü öncelikle. şeker ama aynı zamanda kızdırılınca cadı olabilecek kız giysileri giymek, ona göre makyajlar yapmak birinci aşamaydı. sonra sıra müziğe gelmişti. sözler genellikle; "sabah yine makyajımı yaptım, kahvemi içerken aklıma geldin bir anda ama ben güçlü bir kızım beni üzemezsin artık. her neyse karşımdaki çocuk da yakışıklıymış." ekseni etrafında dönecekti. böylece; genç kızlardaki; güvensizlik sorunu da kullanılarak ünlü olma yolundaki en önemli adım atılmıştı. geriye kalan taze kalmaktı insanların zihinlerinde. reklamlar, sürekli çıkan yeni ama bir işe yaramayan albümler, anlamsız kelimeler topluluğu haline gelen şarkılar...

dikkat edilirse; şarkılardaki anlam her geçen gün daha yüzeysel olmaya başladı çünkü; artık "güçlü genç kız imajına sahip nil karaibrahimgil" karakterini insanlar benimsemişlerdi ve saçma sapan sözlerle şarkılar bile olsa kızlar sırf şartlandıkları için dinleyecekti, bir de reklamların gazı vardı alttan alttan gelen. hayat güzeldi, ünlü olmak iyiydi, alakasız kelimeleri birleştirme oyununa dönüşen şarkı sözü yazma olayı ise en basitiydi.

ünlü olma yolundaki temelsiz adımlarını hayretle izliyoruz biz de. 20 yıl sonra kendisini unutacağımızı bilerek. 20 yıl sonra olası bir muhabbet:

-nil karaibrahimgil kim be daha önce hiç duymadım?
+ben de bilmiyorum. sözlükten bakayım bi kimmiş?

edit: nil karaibrahimgil için bu kadar uzun yazmak istemezdim. ama dolmuşum be sözlük buraya taştım napayım.
eğlenceli şarkılar yapan bir şarkıcı kızımız. fakat katıldığı bir radyo programında , neşet ertaş dinlermisiniz sorusuna "o kim?" cevabını vermesi beni üzdü. bir de daha sonra sorulan neşet ertaş ı öğrendiniz mi sorusuna " evet dinledim , benim sayemde ünlü de oldu" diyen hanım kızımız sıçtığıyla kalmadı üstünü de sıvadı.

sen daha portakalda vitaminken neşet ertaş "neredesin sen" i yazmıştı. biraz durup düşünmek lazım.
soyadına alışılmış şarkıcı. harbi alışmışız lan. şimdi yeni bie sanatçı çıksa murat karagötükıllılar diye hepimiz alay ederiz. aa. şaşırdım.
şöyle bir tezim var naçizane hayat hakkında.. bazı insanlar belirli yerlerinde bir miktar bal ile dünyaya geliyorlar ve sonrasında da rabbim bunlara ''yürü ya kulum'' diyor.. bu işin çalışmayla, didinmeyle efendime söyleyeyim tırnakla kazımakla falan bir alakası yok.. bu ablamız da bu tarz insanlardan biri.. kıçından şarkı sözü yazma olayının baş aktörlerinden biri olarak sevgili ajdar'ın hakkını yediğini düşünüyorum.. nasıl mı?

şurup gibiyim şurup
turp gibiyim turp turp

sevgili ajdar'dan bir kuple..

cildim güzel çookk
neşeliyim çookk
dişlerim beyaz
dudaklarım kiraz
çok enerjim çookkk

bu da sevgili nil hanımdan..

eee.. ne farkları var?
yaptığı müziği bu ülkede yapacak başka insan yoktur dedirtecek kadar kendine özgü bir müzik tarzına ve bilgisine sahip güzel insan
Gerek müziğiyle, gerek kılığıyla kıyafetiyle, gerek de üslubuyla kendine özgü tarza sahip olan; hiç sönmeyen enerjisine hayranlık duyulası, yaptığı yararlı işleriyle her fırsatta kadınların bilinçlenmesini sağlayan harika kişilik.

Moraliniz mi bozuk? Açın nil'in herhangi bir şarkısını, modunuz yerine gelsin.
Seviliyorsun nilcim, senin gibi işini hakkıyla yapan kaç sanatçı kalmıştır?
Kutunun dışına çıkabilmiş hayalperest güzel insan. Tarzını Hürriyet'teki yazılarında da görebilirsiniz.
sanırım akp seçmeni. emin değilim tabii ama neden böyle sandığımı söyleyeyim.

akp'nin galiba ilk defa seçim kazandığı akşam tv'larda oy sayımları yapılırken şimdi hatırlamadığım bi kanala da kendisi konuk olmuştu. lafı aldığında minik bi dil hatası yapmış (hata olduğu da benim sanrım) ve,

"bugün hepimiz gidip oylarımızı kullandık" yerine
"bugün hepimiz gidip oylarımızı ak parti'ye kullandık" (böyle bi şeydi) cümlesini sarfetmişti (eleştiri ya da ironi değildi, hayır böyleydi belki diyenlere baştan itiraz edeyim de.. kaldı ki zaten daha sonuçlar açıklanmamıştı). sonrasında düzeltmemiş, gitarını alıp bi de şarkı söylemişti.

şaşırmamış değildim ne yalan söyleyeyim. çünkü o zamanlar kendisini bizim sakallı suavi'nin kızı sanıyorduk ya, daha ilk elden devrimci falan saydıydık herhalde kafada. ya da bu kadar güzel kıza yakıştırmamıştık belki de bilemem..
yüzyılın zır cahili cühelası.

neşet ertaş'ın kim olduğunu şimdi biraz daha iyi anlamıştır bu cühela.
güncel Önemli Başlıklar