bugün

cennete düşen ilk fobi taneciği diyerek cevap vermek istediğim güzide sorudur.
kısa ve öz; recm
amcaoğlu meşhur bizim.
edep yoksunu dişi kişisi.
müptezellik.
söylemem ayol.
Gökten düşen ilk kahraman.
şahsıma bir kere bile sorulmamış soru. azcık meraklıyış gibi davranın da gönüller hoş olsun ya.
Yazar geçerim.
bir bilseniz okumayı yazmayı bırakıp peşine düşerdiniz.
gordon freeman ın levyeli hali.
1 618 o kadar.
şahsıma sorulduğunda hakkında makale yazabileceğim sorudur.* (bkz: derin mevzular)
toplardamarlarda kanın basınçla geriye dönmesini engelleyen kapakçık. neden mi bu? çünkü söylenişi çok güzel*
(bkz: kanalizasyonda örselenmiş sıçmık)

hiç sevmiyom amk nikimi.
Şut sokamayan point guard.
Asıl olarak, günümüzde Bangladeş olarak anılan bölgenin tarihindeki bir efsaneden yola çıkılarak söylenmiş ve bugün chittagong da bulunan bir heykelin üzerinde yazan cümleden esinlenilmiştir.

Antik hikayelere göre, o bölgede yetişen baklagillerin yapılan yiyeceklere konduğunda, yiyen kişiye güç ve dayanıklılık kazandırdığı tüm kozmosta duyulmuş, hatta tanrılar bu besinlerin korunması için 29 yaratıktan oluşan bir ordu tahsis etmişlerdir.

Sonraları buraya saldıran ordular için, eski hindu dilinde, güç sapığı anlamına gelen; "cokasti" denmiştir.

Bu durumdan rahatsız olan tanrılar, şu an rajshahi ismiyle geçen ülkenin batısındaki bölgelere bu 29 yaratığı, baklagil familyasından 400 farklı bitki fidanıyla birlikte, o noktadan gelecek tehditlerden savunmaya gönderir.

savaşın çok kanlı geçtiği, antik hikayelerde güç hırsıyla yapılan katliamlara örnek olarak gösterilir.

bazı kaynaklarda 6 bazı kaynaklarda ise 13 güneş dönümü boyunca hiç durmadan savaşılmış ancak iki taraf da pes etmemiştir. bu durumu tersine çevirmek adına tanrılar 29 yaratığın fidanları yiyerek savaşı bitirmesini emreder. Elbette günlerdir savaşmaktan iyice mahvolmuş yaratıklar, tarlalara daldıkça, baklalara daha önce hiç dokunmadıklarından ne yapacaklarını bilemez ve ortalık hep delik deşik olur, savaş kaybedilir.

bu noktadan itibaren yazılı kaynaklar yaratıklar için "bakla deşenler" tabirini kullanır. ki zaten bu tanımda zaman içerisinde söylene söylene değişmiş ve bölgenin ismi "bolu" olmuştur.

bundan yaklaşık 320 yıl sonrasında bolu beyi yalınhan ülkeyi ziyareti sırasında vurulur ve eski efsanelerden yola çıkan halk, onun geldiği yere bolu, kendi bulundukları yere "Bangladeş" demeye karar verir. sonuçta parayla değil.

Önce pakistan'a ait bir eyalet olan, daha sonrasında bağımsızlığını ilan eden ülkenin kurucusu Sheikh Mujibur bu efsanlerin araştırılmasında bizzat bulunmuştur.

bu savaş ve içerdiği anlamdan çok etkilenen Mujibur bir kağıt alır ve "cokasti 29 kera rumi" yani; "değer mi 29 cana be güç sapıkları?" yazar.

bu yazı facebook da 32 like, twitter da 73 rt alır. o zamanlar tumblr çok bilinmediğinden Mujibur henüz bir hesap açmamıştır ancak sosyal medyada yarattığı bu etkiden dolayı çok memnun olur ve bunun chittagong da bulunan sozde parkındaki büstüne yazdırır.

Zaman içinde bu söz söylene söylene değişe değişe "zall" olmuştur ama o başka bir hikayenin konusu.
kanser ve yengeç anlamlarına geliyir.
Söylemem.
hayatı yaşa.
Yüzyüzeyken Konuşuruz'un en sevdiğim şarkısı.
(img:#972410)
Sıkça aldigim soru. Anlami yok trigonometriyi cok sevdiyimden de degil yahu. Nick bulamadim uyduruverdim işte.
Bir anlamı yok ne yazıkki şimdi ki aklım olsa ah ah be nickler bulurdum ben.
bir Beatmucit Ceyhuni parçasıdır.