bugün

(bkz: neden geldim istanbul a)
hayatın özeti olan kelime.
çağan ırmak'ın dedemin insanları filminin başında tanımı çok iyi yapılmış soru cümlesidir.

--spoiler--
altı soru cümlesinde ilk akla geleni, aslında en cevapsız oluşu ne tuhaftır değil mi ? "kim", "ne", "nerde", "ne zaman" sorularının mutlaka doğru ve kesin bir cevabı varken, "neden" hep değişik soruları ve cevapları beraberin de getirir. diğerlerinin tüm cevaplarını görebilir hatta elimizle dokunabilirken "neden" insan içinde bir yerde gizlidir. bu yüzden mi en çok nedeni merak ederiz dede ?
--spoiler--
neden?
bu mu be karşılığı. her şey güzel değil biliyorum.
her şey iyi olmayacak biliyorum.
ama neden lan?
hayatı tek başına anlamaya, sorgulamaya ve terk etmeye yeten kelime.
sordukça sorasının geldiği, belli bir aşamadan sonra sıyırmana sebep olabilecek kelime
çok leziz bir jehan barbur parçasıdır.
(bkz: çünkü eşşeğin zikinden dolayı)
gece yolcuları'nın 2013'te çıkan albümüne ismini veren şahane parça. *
http://www.youtube.com/watch?v=ubJo9JcbZpU
gece yolcuları'nın yeni albümü. grubu ne kadar özlediğimizin göstergesi olmuştur.
görsel

"neden?" ise muhteşem. içimi yaktı geçti, son zamanlarda dinlediğim en çarpıcı şarkılardan biri.
bazen bir soru cümlesidir. neden? diye sorarsın. ve alacağın bütün cevaplar neden olacaktır herhangi bir şeye.
Adamı düşünceden düşünceye sürükleyen bir muptezel kamil şiiri

NEDEN !

Ey !
Su altında gökyüzü arayan
aciz , sapık ve yolunu kaybetmiş kulcuklar !
neden hâlâ
kulaklarımın ışıltısını sağlayacak kelimelerin
ağzımdan çıkıp toprağı yeşertmekte olduğunu farketmezsiniz !
Niçin çocuğun belindeki kavgaları kazanmak için
barışlardan yana saf tutmazsınız !
En büyük ve en tehlikeli olanınıza
yani sırdaşınıza sordunuz mu hiç ,
neden iyiliğin bir göreceli kavram olarak beynimizde yer almasını ?
iyilik sadece günübirlik bir olgu mu sizin için ?
Yoksa en zor anlarda
iki avucun aynı çatı altında birleşip
ortak tanrıda buluşmasının bir nedeni midir ?
Kılıçlarınız neden hâlâ sivri değil ?
Diliniz kadar yolsuzluğu haykıramadığından dolayı mı ?
Anlamadınız mı hâlâ ,
Artık hiçbir at’ın omuzlarınızdaki hafif ve çelimsiz çuvalları taşıyamayacağını ?
Bunu bildiğiniz halde neden
sormuyorsunuz ısrarla bedenlerinize ;
” zor olan neden yer almıyor ki sırtımızda ? ” diye
Galibiyetler hüzünlere gebe olalı
kaç asır geçti ki
kaç asır daha istersiniz yüzsüzler cereyanında ?
Ayaklarınız neden pas tutmuş
bir bıçak kadar kibirli değil
hiç düşündünüz mü ?
Beyninizin içine yerleştirilimiş
küçük çaplı didgahların çalkantılı uclarının
hangi yanlışın sırtındaki yarayı deşmekte olduğunu
hiç sordunuz mu kendi kendinize ?
Bilmez misiniz ki ;
topal , ne körde
ne de sağırda
vebalini bırakmadı.
Bunu üçüde biliyorlar
ve
bunu bildikleri için aramıyorlar mı ,
cennetin bakımsız bahçelerine gizlenmiş cehennemi ?
Şimdi size soruyorum
ölüm habercileri !
Neden o cehennemde bir kül olmayalım ?
Neden kendi ateşimize bir
rüzgar esintisini aşılamayalım ?
Neden o altı delik ve soğuk
kazanları yakacak ateşleri
içimizdeki güç için bağışlamayalım ?
Geçmişin nefesini alıp vermek için
hangi çöplükte karnımızı
doyurmamız gerekiyor ?
Dar sokaklarda yapılanlar gözümüzü boyalarken ;
biz neden hâlâ geniş ve korkunç
caddelerin peşinden koşmaktayız ?
Bize yetmeyen şeyler mi var ?
Yoksa her şey
alınıp geri verilmek için
bir torbanın içinde gizlenmekte mi ?
Kafamızı kaldırıp
bağırmanın zamanı gelmedi mi ?
Hâlâ neyi bekliyoruz ki ;
kilitli kapılar ardında çömelip oturarak ?
Hâlâ hangi fırtınadan kaçıyoruz ki
sığınıp deli bir balıkçının livarına ?
Gülen yüzler yanıltmak için durmuyor mu
ayağınızın altındaki pisliklerin içinde ?
Kardeşlerinizi bıçaklamayı
ne zaman bitireceksiniz ?
Siz tekrar bakma korkusuyla
kırmadınız mı içinizdeki bütün aynaları ?
Bunlar yalan değilse eğer ;
Kim söylemekten korksun ki gerçekleri açıkça ?
Peki ;
Korkuyor muyuz
tanrının merhametli sineminin dışa yansıyacak
tebessüm dolu bir busesinden ?
itaat için değil miydi
kardeşlerimizi yüzyıllar boyunca
yiyip bitirmemiz ?
O halde neden hâlâ kollarınızı açtınız
yeni akılsızlar için ?
beyninizi yıkayanları
okyanus olup boğmak varken
bir göl içinde onları
kayığa bindirmek
kimin fikirsizliğinin saçma bir sonucudur ?
Düşlerimizde öldürmek için
kurmadık mı bütün ütopyaları ?
o halde bu sürgünler niçin
oynamıyor son kumarını ?
Farkında değil miyiz hâlâ ?
kalplerindeki mührü temizleyemeyenler
aşıkları deli zannediyor !
Bilmezler mi o mührün sahip
olduğu insanın gerçek ve asıl
deli olduğunu ?
Neden ;
kanlarla dolu ağızlara
tükürmek için daha çok
şeyler istiyoruz ?
Yanılgılarımız yeni sahtekarlıkları
doğurmuyor mu ?
Kalmamız gerektiğini anladığımız an
o an ;
bilmez miyiz ki tek düşmanımız
gözlerimizdeki karamsarlıktan habersiz 6 bücürdür ?
onları dipsiz kuyularda
boğmak varken
biz neden hâlâ bir tabak da
onlar için kurmaktayız kurtlar sofrasına ?
Güzel dediklerimiz
ensemizden tutalı çok oldu.
O’da bunu farkında ve bu farkındalık
hangi 41. odanın kilidini
cebinde taşımakta ?
Geçmişin izlerini silecek bütün ayinleri
yapalı kaç hafta sonunu attık hunharca
geri kalan ömrümüzün bir parçasından ?
yeni tekrarlıyorum
dinleyin aziz ve akılsız sahtekarlar !
Neden geri bakmak için
kaldırmıyoruz en göklere ellerimizi ?
Sizi durduranlar içinizdeki
kirli ve çirkin şeytanlar mıdır ?
Meleklerinizi öldürmemek için
neden sürekli kötülüklere doğru adımlar atıyorsunuz ?
ilham perileriniz eski güçlerinden yoksun mu ?
Ben sizi tanıdım dostlarım !
ve bu tanışıklık
bütün dünya için karanlık ve gündüzün savaşından sonra
gerçek yüzünü bize gösterecektir !

tamam düşünceden düşünceye sürüklemese bile güzel yani. en azından ben öyle avutuyorum kendimi.
* Neden bozulan otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda onlara mültecilermis gibi bakariz?



* Neden her gördügümüz haritada hemen Türkiye'yi bulmaya çalisiriz? Millet olarak dünyada kaybolma kompleksimiz mi vardir?



* Neden insanlar birbirlerine sarilinca saga-sola sallanirlar?



* Neden ögrenciler ilkögretimin besinci sinifina kadar ögretmene "ögretmenim" diye seslenirken altıncı sinifta bir anda "hocam" diye seslenmeye baslarlar?



* Neden sinavlarda "4 yanlis bir dogruyu götürür" seklinde bir uygulama ile ögrenciler cezalandirilirlarda; "4 dogru bil, bir dogru da bizden" seklinde bir kampanya baslatilip zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez?



* Neden insanlar kapali bir alandan yagmur yagan alana çikinca kafalarini egerler? Yagmura duyulan saygidan midir yoksa ondan tirstigimiz için midir?



* Neden dükkanini kapatip giden esnaf, kapiya "10 dakika sonra dönücem" yazar, ne zaman gittigini nasil anlarız



* Televizyona çikan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanlarin izledigini sanirlar? Örn: Su anda 70 milyon kisi bizi izliyor...

* Dügünlerde neden "Dom Dom Kursunu" ile göbek atilmaktadir. "Bir avci vurdu beni, bin avci beni yedi" gibi sözler esliginde kendinden geçen baska milletler var midir?



* Neden bazi kizlarimiz sirin bir hayvancagiz gördüklerinde "inanmiyorum!" derler, inanilmayacak olan nedir?



* Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur?



* Dolmuslardaki fiyat tarifesinde "en kisa mesafe" neden "indi-bindi" olarak tabir edilir? Önce inilip sonra mi binilir? Bir terslik yok mudur?



* Bir programi kurarken neden "kabul ediyorum" ya da "kabul etmiyorum" seçenekleri vardir? O kadar parayi bayilip bir bilgisayar programi satin aldiktan sonra"kabul etmiyorum" seçenegini isaretleyen bir takim saf kisiler mevcut mudur?



* Bulmacalarda boru sesinin karsiligi neden hep "ti"dir? Bulmacalari hazirlayan arkadaslar hiç "ti" diye ses çikaran

boru görmüsler midir?



* Ipana 7 reklamindaki kiza "Ne zamandan beri Ipana 7 kullaniyorsun?" diye soran doktor, Ipana 7'nin yeni bir ürün olduğunu ve reklamdan sadece bir kaç gün önce piyasaya çiktigini bilmemekte midir?



* Neden futbol takimi olan Ajax"Ayaks" diye okunur da temizlik ürünü Ajax "Ajaks" diye okunur?



* Neden ilanlarda "doktordan temiz araba" diye yazilir? Hipokrat yemininde"arabami temiz kullanacagim" seklinde bir madde mi vardir?
"özlemin hiç bitmiyor?" diyerek yüreğimize dokunan gece yolcuları harikası.
klibindeki yakıcı! son ile dikkat çeken gece yolcuları parçası.
hergün sormadan edemiyorum kendime: 'söylesene, neden?' , 'allah aşkına söyle bir kere, neden ya neden(!)'
insanın neden diye sorması onun insan olmasının en tabi göstergesidir. fakat her şeyin bir nedene bağlanması metafizik öğeler yaratır çünkü hiçbir zaman hiçbir şeyi anlatacak kadar bilim ilerleyemez her zaman bilinemezlikler ve nedenler varolacaktır.
bir sigara daha yaktım,
neden derken,
sormak istediğim o kadar çok soru var ki,
cevapları için yanıp tutuştuğum,
senin bir evetine bakan o kadar çok cümlelerim var ki,
gözyaşlarımı dindirecek, - nedenlerini- .

cevabı hep sende,
neden ağladığımın,
neden kandırıldığımın,
neden içtiğimin,
neden bu kadar sevdiğimin,
aslında biliyorum neden bu kadar sevdiğimi,
sevilmek içindi hepsi,
hepsi elimi tutman içindi,hepsi
gözlerime bakıp beni sevdiğini söylemen içindi,
ne mi oldu ?

ben nedenlerimle, sigaralarımla
hala
neden diye soruyorum,
boş duvara,
yanan sigaraya,
içimi yakan alkole,
bilgisayar ekranına,
sen hala -çünkü-
demiyorsun,
keşke lügatında çünkü olsaydı,
keşke çünküyü kullanma yeteneğin olsaydı,
keşke bana çünkü diye başlayan cümlelere kursaydın,
sadece sustun,
susuyorsun
ve
gözyaşlarımı umursamadan susacaksın,
keşke vicdAN denen şeye
inandığın tanrın sana da
verseydi,
keşke vicdanın olsaydı
ve
beni böyle üzmek seni biraz
ilgilendirseydi,
biraz olsun yaz günü esen ufak rüzgar gibi bir an
olsun aklına gelseydim
ve
çünkü deseydin bana,
avaz avaz seni sevmedim,
avaz avaz seni aldattım deseydin bana,
öyle bir yaratılış ki itiraftan uzak,
benim inandığım tanrıya ettiğim tek dua,
bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım,
ama ona iyi bak,
iyi bir insan gibi bildim,
iyi bir insAN OLABiLiR,
belki ben yanlış gördüm,
yanlış tanıdım,
yanlış sevdim,
belki de verdiği kalbi
nasıl kullanıcam bilemedim, affet dedim kendi tanrıma,
beceremedim aşkı,
sevgiyi,
ama benim meleklerim dediki,
senin fedakarlıklarını görür tanrımız dedi,
o zaman nefes aldım,
nefes almadan bekledim beni sevmeni,
hala sevmedin,
hala sevmedin
ve artık tanrımla baş başayım ben,
seni anlatıyorum artık ona,
duymak istemiyor bana yaptıklarını,
beni üzdüğünü,
beni ağlattığını,
dinlemek istemiyor benim tanrım,
neden diye sorma artık dedi,
kızdı bana,
itaat ediyorum artık, neden diye
sormuyorum,
nedensiz sevdim seni,
öyle saf,
öyle temiz,
bütün nedenlerimi -çünkülerimi-
mAhfettin sen,
bütün sevgimi sana harcadım ben,
kalmadı bir gram sevgi, bir gram güven,
öyle kullandın ki beni,
bom boş kaldım,
boş
sadece boş,
duygusuz,
öyle boş...

ps: eksi mi ?
ohaaaaaa
bu kadar zor mu
çünkü demek ?!'?'?'?''?'?
arayış.
çünkü...
cunku (bkz: eşşeğin zikinden) .
cunku ben oyle istiyorum.
verilebilecek alternatif cevap : neden olmasın?
Türkçede soru kalıbıdır. Sebep - sonuç ilişkilerinde kullanılır.
Son bir soru hakkı verilseydi veya son bir cevap, soracağım sorudur. Korkutucu olan ise cevabın ne kadar gerçek olacağıdır.