bugün

kur'an-i kerim'i okuyup uzerine bir sure dusunerek.
baktım ortamlarda ilgi çekemiyorum ateist oldum. ama kuranı 15 kere baştan sona okudum len mq, islam çok saçma len mq, muhammet kuranı kendi yazmış yeaa, allah olsa Afrika’daki çocuklar aç kalır mıydı xd. Hadi müslümanlar cevap verin mq.
Önce kuranı sonra hadisleri okudum islamdan çıktım tevrat ve incilide okudum tamamen ateist oldum.
henuz olmadim. olmak istedigi mi de sanmiyorum. tamam dini ogretilerin cogu mantiksiz geliyor ama hicbirseye inanmadan yasamakta pek mantikli gelmiyo.
bir agnostik teist olarak şunları yazayım da kültürlenin.
teist Allahın varlığına, ateist Allahın yokluğuna inanır. agnostik ise Allahın varlığının ya da yokluğunun kanıtlanamayacağını söyler. agnostik ateist Allahın varlığı ya da yokluğu kanıtlanamaz ama ben inanmıyorum der. agnostik teistte Allahın varlığı ya da yokluğu kanıtlanamaz ama ben olduğuna inanıyorum der. şimdi ne olduğunuzu iyice düşünün. türkiyedekiler ateistlerin bir çoğu aslında agnostiktir. ama agnostik olduklarını bilmezler.
hiç sorgulamadım. sorgulamaya ihtiyaç bile duymadım. çünkü allah ve dinler benim için kendimi bildim bileli aşırı saçma geliyordu. hiçbir zaman dinleri ciddiye alamadım. özellikle de islamı. çok net hatırlıyorum ailemin zoruyla gittiğim kuran kurslarının birinde yine halının desenlerini incelemeye dalmıştım. hocamız "evladım dinliyor musun" deyince aniden derse geri dönmüş ve hocanın anlattıklarını dinlemeye başlatmıştım. "cinler bir kurt gelip asayı ısırarak kırana kadar onun öldüğünü anlamamışlardı. asa kırıldı ve cansız bedeni birden yere düştü." diyordu hoca. ben bunları duyar duymaz karnımı tuta tuta gülmeye başlamıştım. dakikalarca gözlerimden yaşlar akarak güldüm. hoca beni kolumdan tutup camiden attığında ben hâla gülüyordum. o akşam kuran kursundaki arkadaşlarımdan bunun hz. süleyman(net hatırlamıyorum başkası da olabilir) ile ilgili bir hikaye olduğunu söyleyene kadar bütün kalbimle hocanın bize bir fıkra anlattığını ve benim işi abarttığım için camiden atıldığımı sanmıştım. yani başından beri dinler ve allah benim için bir fıkradan öte birşey değildi. ancak bu ergenliğe girdiğimde değişti. artık allah'tan nefret ediyordum. o egoistti. insanları kendisine tapması için yaratmıştı. o katıksız ve bilenmiş nefreti hakeden tek canlıydı. tabiki bu görüşlerimde spiritüel satanizme yönelişimin de etkisi oldu. ancak daha sonra görülmeyen bir varlığa tapmanın saçmalık olduğuna karar verdim. buna rağmen satan'ın öğretileri hep aklımın bir kenarındadır.
ramazan ayındaydık, o zaman haziran ayıydı iftar vaktine yakındık. öğrenci evinde balkonda oturuyordum. ramazan çadırından mahallede yankılanan ibretlik ilahi sesleri geliyordu, garip garip ritüeller gerçekleşiyordu çadırda. çarşaflı kadınlar o sıcakta ramazan çadırına doğru giderken yokuşu kan ter içinde çıkıyorlardı. birden bir aydınlanma geldi... dedim ki yaratıcı bu kadar vizyonsuz olamaz ya, her şeye gücü yeten bir figürün arzu ettiği görüntü bu olamaz. her şeyin üstünde bir yaratıcının estetik, iyi, güzel, doğru anlayışı bu olamaz, emrettiği bu olamaz. sonra devamı çorap söküğü gibi geldi deist oldum. bu ara ateizme ikna oluyor gibiyim.
(bkz: sünni deist) de geldi.
Sorgulayarak tabiki de. Eğer bi tanrı varsa çok bencil. Çok adaletsiz.
4000 tane din içinde hangisini seçeceğime karar veremedim, hiç birini seçmemek daha kolay geldi.
Allah'ı somut olarak algılayabilsek herkes islama inanırdı. Allah'ın varlığını somut olarak ispatlayamayız burada inanç devreye giriyor. Sen inanmazsın ben inanırım. Olay bu kadar basit.