bugün

hem öğrencilerini ısırıp hem para kazanan, yetmezmiş gibi üstüne bir de aylarca tatil yapan öğretmenlerin yanında pek ehemmiyeti yoktur. (bkz: yedi yaşındaki öğrenciyi öğretmeninin ısırması)
başka milletlerdeki mühendislerin başarılarını kendileri yapıyormuş gibi anlatırlar. neymiş hayatımızı kolaylaştırıyorlarmış. hassiktirin diyorum, hassiktirin. anca sabah 8 akşam 5 fabrikada oturup gidiyorsunuz amk. arada bi kalkıp geziyorlar . bi sikim ürettikleri de yok.
Bunu makinecilere söylüyosan eyvallahda bilgisayarcılara elektronikcilere söylüyosan kalbini kırarım .
Türkiye’deki mühendisleri için geçerlidir. Evet.
Beyinsizce bir önermedir. Oturduğun evi yapan inşaat mühendisi, tuvalette karanlıkta sıçmamanı sağlayan elektrik mühendisi, gideceğin yere eşekle 100 günde varmamanı sağlayan makine mühendisi neyin tatavasındasın dedirten önerme.
Mühendislik olmasa sokağa adım atılmaz.

Oturduğumuz evden, bindiğimiz otobüs/arabalara, çoğu hastalığın teşhis ve tedavisinde mühendislerin emeği var.
Oglum adam turkıye'deki mühendisler için entry girmiş, gelen savunmaya bak

'gideceğin yere eşekle 100 günde varmamanı sağlayan makine mühendisi '

araba uretmeye başladık da haberımız mı yok.
bir çok gencin sayısal, analitik zekası olmamasına rağmen farklı sebeplerle seçtiği üniversite bölümü sonucu mühendis adayı olur. Artık ülkemizde üniversite bitirmek için yeterlilik aranmadığından dolayı üniversiteyi bitirir ve mühendis ünvanı kazanır. Ağırlıklı olarak bu sebeplerden ve bir kaç başka sebepten ötürü gerçek bir mühendis olamaz, devlet teknik şartnamelerindeki imza yetisi kadar becerisi vardır. Doğal olarak artık işe yaramaz bir mühendis olur.
işe yarayacak hale getirsinler o zaman. Eleştirmekle olmuyor bu işler. Koordinasyon, Planlama, dizayn etme, uygun projelerde istihdam etme, yerli yerine sevk ve idare etmek de bir mühendisliktir. Biz göçebe türkler Anadoluya geldikten sonra sözde şehir hayatına geçtik. Ama kafalar hala göçebe. Vatandaş tarlaya ev yapar. Göçer Gelir büyük şehire. Ne yapsın başka çaresi mi var ki anadolunun ücra ve köhne yerinde iş yok para yok pul yok. Çoluk çocuk var geçim var. Derken yol yapılır arkasından kanalizasyon, su, elektrik, iletişim, doğalgaz v.b. döşenir. imar affı; herşey bittikten sonra seçim üzeri gelir. Kimse de demez ki yahu bu insanlar akın akın büyükşehirlere göçüyorlar. Planlamamızı yapalım da hazır olsun. imar ve iskan dert olmasın. O da siyaset olmasa gelmez. Ankarada bürokratlar masa başında oturdukları yerden kanun çıkarırlar. Kırk tane kanun çıkmıştır o güne kadar halbuki. Hangisi yürürlükte hangisi kalkmış bilen yok. Alt yapı yok. Hazırlık yok. Kaynak yok. Yol yordam bilen yok. Yöntem gösteren yok. Mevzuatı bilen yok. Sorumlu yok. Muhatap yok. Vatandaş iğneyle kuyu kazar, ona buna danışır avukat avukat dolaşır işini halleder gemisini yüzdürür kaptan olur. Devlet burnundan kıl aldırmaz ama ceza kesmeye geldimi gözünün yaşına bakmaz. Bu mu devletin mühendisliği?
Muhtemelen birlikte çalıştığı mühendisleri kıskanan tekniker yada teknisyen beyanıdır.

Sizler yapım aşamasında yorulursunuz, onlar beyin aşamasında...
Kıskanmaya gerek yok bir dgs ye bakar ;-)
Bir mühendisin yaptığı yapıda oturup girilen entry olması fazla ironik.
Türkiyedekilerden bi cacık olmaz yoksa güzel bölümdür tabiki. Almanlar ve japonlar iyi yetiştirirler mühendislerini.
bir mühdendisin yaptıgı evde oturmuyorum.
Karadenizli bir müteahhit yaptı. ilkokul mezunu.
yerli müteahhit tespiti.
işim gereği analitik düşünce yeteneği gelişmemiş yüzlerce mühendisle tanıştım bu güne kadar. ancak mükemmel mühendislerle de tanıştım. kısacası, her iş kolunda olduğu gibi "mühendis" titrine sahip kişilerde de basiretli ve basiretsiz olanları var. ancak bu oran %20 basiretli %75 basiretsiz %5 bunu kim mühendis yapmış ulan dedirten türden.
umarım hepiniz %20'lik kısımda kalan basiretli, kendini yetiştirmiş mühendislere denk gelirsiniz.
(%5'lik kısmın %60'ı bilgisayar mühendislerinden oluşuyor)
hayatın her alanında tasarım ve üretim olarak mühendisler vardır. zira bazı meslek grubundaki gibi (anladınız siz onları) şu ego olmasa.
Şöyle bi'nazar ettim de Fûzuli'nin bir kelâmı geldi hatırıma; ne boş adamlarsınız mk demiş, ne güzel demiş üstad fûzuli.
yaramaz olur mu ?

her gittiğin yerde ;
- oğlum mühendis oldun, şu benim kızın saç kurutma makinasını bir tamir etsene.
- oğlum şu dikiş makinama bir bakar mısın ?

gibi tekliflere cevap verirsen çok işe yararsın. çünkü türkiye' de kıpırdayan her şeyin adı makina.

not : bunu makinacılar için yazdım.
ironidende anlamayan gevşekler doluşmuş buraya. Embesil sürüleri sizi.

Herhangi bir mühendislik bölümü mezuniyetim yok. Ancak, Üniversitelerin X mühendisliğ, bölümünden mezun olmus, her sene ortalama 150 tane öğrencim oluyor ve piyasaya hazırlıyorum kendilerini.

Yanlıs anlamayın, piyasayı ogretmiyorum.. iş öğretiyorum.

O sikko okullarda aldığınız eğitimin bir boka yaradığını düşünüyorsunuz değil mi ?
Teknik bilgilere sahip olabilirsiniz. onları bizde biliyoruz. Ama gerçek hayat bu değil.

sizinle, bilgimi de tartışacak değilim.
sizin mühendis diyip götünü tavana vurdurduğunuz adamların sadece imza atması için her ay tonlarca para ödüyorum. ne iş mi yapıyorlar. Ofiste bilgisayarlara format attırıyorum.

işleri ise, sizin dalga geçtiğiniz, benim başımın üstünde taşıdığım alaylı!! insanlar yapıyor.

Şimdi, 4 yıl mühendislik okumuş, aklı sikinde, gözü kızların götünde gezmiş, bir şekilde diploma almış ve bir sikten anlamayan çakma mühendisler. Siktir olun gidin.

işini hakkıyla yapan insanları tenzih ederim.
Güldük tamam şimdi geçelim.