bugün

kendine zaman ayırabilmekten geçer. köle gibi uzun saatler çalışmak insanın ömrünü yer. yeni yerler görebiliyorsan, kendine zaman ayırabiliyorsan ve de iyi birkaç dostun varsa senden iyisi yoktur.
hayattan ne beklediğinle ve ne kadarını elde ettiğinle ilgili bir hadise.

ama bundan daha da önemlisi ne istediğinden emin olmak.

bir şeyi istiyorum sanıp, elde edip, geri dönülmez bir noktaya geldiğinde aslında bunu istemediğini fark etmenin izahı yok.
fransız düşünür gabriel marcel'in; ''yaşamak diye bir şey var, bir de varolmak diye isimlendirilen başka bir şey... ben varolmayı seçtim.'' diye çok sevdiğim bir sözü var.

yaşamak bizim seçimimiz değil de, canlı olmaktan ileri gelen dürtüsel bir şey gibi daha çok. fakat varolmak yüzde yüz insanın kendi iradesinden doğan ve özünden gelen bir şey. bizi bir karıncadan veya aslandan farklı kılan şey... insanın kendisini yeniden yaratması, keşfetmesi gibi tanrısal bir şey.

işte genellikle mutlulukla karıştırdığımız haz veya doyum hayatın, yaşamakla ilgili olan kısmı. oysa gerçek mutluluk, sebebini sorgulamadığımız tek bir gününün dahi geçmediği şu hayatın; varolmakla, kendini var etmekle ve var ettiklerini sevebilme ölçüsüyle ilgili kısmı fikrimce.
Çok kolaydır,en azından benim icin mutlu olmak mutlu olmayı istemekle ayni şeydir ne yaşarsak yaşayalım geçecek zaten biz de ölücez çok da şaapmamak lazım.
Bir arkadaşım şöyle demişti;
- mutluluğu arayarak bulamazsın, bulsan da uzun sürmez. Huzuru ara. Bir gün kaybetsen de eninde sonunda tekrar bulursun. Mutluluktan uzun sürmesinin sebebi ise başka insanlara bağlı olmamasıdır. Ta ki onlar gelip bozana kadar..
farkındalık ile alakalıdır biraz da. misal olarak, sizi günlük veya sık sık süre gelen mutlu eden 10 şeyi yazın desek, üçüncü öncül de tıkanırız, ne beni mutlu ediyordu, ne ile mutlu oluyordum diye düşünürüz aslında. yetinmeyi bilmemek ile alakalı sanki. mesela ben. bugün yani dün esasında, gönül işimde de, normal iş olanak hayatımda da berbat bir gün geçirdim. akşam arkadaşlarla iftara davetliydim. ayaklarım geri geri gitti. uykudan kalktım gitmek istemedim. ama gittim ve kafam dağıldı. evli ve bekar arkadaşlar karışık sohbet, muhabbet gırlaydı. bekar olarak, lan ben nasıl evleneceğim de, mutlu olacağım da falan da filan da derken, meğersem herkes aynıymış. vallahi bak. birçok hikaye öğrendim. hayat dersi. derken o muhabbeti, futboldu, şuydu, gündemdi. bir baktım mutlu olabilmişim.
Mutluluk iki dudağının arasındadır aslında . Kendi kendini mutlu etmeyi ve ödüllendirmeyi bilmek lazım aslında. Sevmediğiniz ortada bulunmayın , sürekli yapamazsın diyen insanlar ile arkadaşlık ilişkinizi kesin , hobi edinin (gezmek , sinema ) , topluluğa karışın yani burada anlatmak istediğim mutluluk sizsiniz başkası sizi mutlu edemez.