bugün

izlerken erkeklerin sakallarında içecek, yiyecek, bit vb. şeyleri aradığım dizidir.
bölüm itibariyle kanser olma riskimi arttıran dizidir. resmen çıldırdım. senaryonun boktanlaşmasıyla devam eden, mihrimah'ın kaşarlıklarının haddi hesabı olmayan, mustafa'nın ise anlam veremediğin tuhaf baba düşkünlüğü bölüm itibariyle tavan yapmış bulunmakta. hayır bu kaçıncı? daha kaç tane yeniçeri kellesi alabilirsin acaba? her seferinde yedi iklimin sultanıyım diyosun da, o yedi iklimin sultanının gücü anca yeniçeriye mi yetiyo? kaldı ki bir baba oğlunu bu kadar mı kıskanır, bu kadar mı hazmedemez? mustafa'yı destekleyen herkesi mi yok ediceksin? o halde devletin içinde devlet olan diğer beylerin, paşaların da tek tek kellesini alsana.

bu mustafa' ya yaptığı kaçıncı hakaret ayrıca. ilkinde yeniçeri ağası ali'nin kellesini mustafa'yı desteklediği için herkesin gözü önünde mustafa' nın emriyle aldı. şimdi de mustafa'nın kılıcıyla kendisinin başa getirdiği ferhat ağa'nın canına aldı. mustafa önümüzdeki bölüm ölmeseydi bir dahakine bütün ocağı mı kılıcından geçircektin? ne yani senin olayın bre gafil.

ayrıca hayatımda süleyman'ın bilinçaltı gibi bi bilinçaltı görmedim.fantastik rüyaların gerçek olsaydı keşke. en azından bu bölümdeki. sen mustafa'ya kıymadan babanın ruhu gelip alsaydı canını senin.
helva planı yapanları bir hafta daha bekletecek.

http://bunanedesem.com/mesaj-1119.html
saruhan sancak beyi şehzade mustafa'ya veda edeceğimiz vasat dizi.
"osmanlı'yı padişahlar değil de kadınlar yönetseymiş, değil viyana'ya, washington kapılarına dayanırmışız amk" gibi bir düşünceye gark eden dizi. tamam the tudors'tan etkilendiniz de, ulan koskoca osmanlı imparatorluğu'nu kadınların entrikalarıyla mı yönetiliyordu? hürrem'inden, mihrimah'ından tut da cariyesine kadar bütün kadınlar entrika peşinde. garibim hünkarın, şehzadelerin dünyadan haberleri yok. bir de yabancılar izliyor bu diziyi.
dünkü bölüm de enteresan iki diyalogla türkiye gündemine de el atmış dizidir. bir muhabbet esnasında dik dur eğilme gibi bir söylemi barındırdı, bir de hürrem'in iktidar gücüyle ilişkili iktidarda olman her şeyi yapabileceğin anlamına gelmez, senin de konumunu kaybedebileceğin zamanlar olacak tadında bir replik vardı. görünen o ki, pek kimsenin dikkatini çekmemiş. lakin, usul usul akp ve otoriter eğilimleriyle ilgili dipnotlar barındırıyordu.

hürrem'in mustafa'ya olan düşmanlığının nedenini gayet yüzeysel ifadelediği dizidir aynı zamanda. sen benim oğlum değilsin bu bile kafi sebep yollarımızın ayrılmasında dedi. gene ferhat ağa'nın kanuni tarafından öldürülmesi, kanuni'nin otoriterliğinin gücünün yansıması olarak yansıtılsa da aslında o kılıç mustafa'ya çekildi demeye getirilmiş. bir de kanuni'nin ferhat ağa'yı öldürmesinin içi çok doldurulamamış. hastalığı sırasında saray içinde herkes paparazzilik yaparken halkın ve yeniçerilerin galeyanı daha net betimlenebilirdi.

elbet gerçeğe yaklaştırılmaması gereken bir kurgu. mihrimah sultan'ın hürrem'in kopyası gibi davranmasını geçtim de bir gerizekalı gibi kurgulanmış olması, kanuni'nin pargalı ibrahim pişmanlığı ve yaşadığı gelgitlerin sıklığı ve yarattığı bıkkınlık, dizideki tüm karakterlerin tutarsız ve kaypak olarak gösterilmesi (biraz mustafa belki de cihangir hariç) ve saray içi entrikaların rüstem-hürrem işbirliğinin bilindik surat ifadeleriyle noktalanması gibi bayıcılıklar can sıkıntısı yaratabiliyor.

hani bazen bir belgesel izlersin, yavrusuna bakmak isteyen anne aslanın yanında yer alırsın bufalo yakalar, zebra yakalar, ceylan vs. ne bulsa götürür. bu süre diliminde senin için ne ceylan ne antilop ne de bufalo hiçbir önem içermez. muhteşem yüzyıl'da buna benzer bir tavır takınıyor. belgesel vari. mustafa'yı aslan gibi düşündürmeye çalışıyor. hep haklı, hep iyi, hep sevilen, hep dürüst... mustafa'nın yanında yer alıyor seyirci bir süre sonra. işte bu düşünce sistematiği duygusal zorlamaları içeren bir paradoks aslında. bu mustafa rolüne sinmiş tavrı da görmekte yarar var.
serdar orçin'in dahil olmasıyla kadrosu hoş bir zenginlik daha kazanmış olan yerli dizi.
bir yerden bir yere gitmenin 2 dakika sürdüğü dizi. o zamanlar ulaşım aracı olarak at değil uçan araba kullanıyorlarsa demek!
şehzade mustafanın çocuğuyla kılıç oynarken araya giren müziği harikadır. öyle güzel sahnelerden biriydi ki. şehzadenin belkide dünya gözüyle son gülüşüydü.
Osmanlı devletini en berbat şekilde gösteren şimdiki nesilin Osmanlı Devleti'ni Muhteşem Yüzyıl dizisindekiymiş gibi algılattıran senaryosu saçma sapan olan bir dizidir.
müzikleriyle, mekanlarıyla, kadrosuyla gerçekten türkiyedeki en kaliteli dizilerdendir.
bu akşamki bölümde yavuz sultan selim in babasının ölüm fermanını nasıl verdiğini göstermiştir.

dizi bize resmen tarihimizi göstermektedir.
tersini düşünen varsa buyursun özele alalım kendisini.

birde olan bitene karşı yok öyle birşey diyen bir tarihçi henüz çıkmadı.
şehzade mustafa'nın yavaş yavaş sona yaklaştığı dizi.
şehzade mustafa devleti aliyeye en yakışan şehzadedir. ahhhh hürrem ve yandaşları ağlattınız beni be. o hürremi bana veriiinnn.
3-4 yıldır izliyorum bu diziyi. birçok kişi kadar eleştirmedim çoğu zaman.

ama bu kadar da şerefsizlik olmaz ulan!

siz kimsiniz de osmanlının en büyük padişahı olan yavuz sultan selimi bir katil olarak, kibirleri yüzünden önüne geleni öldüren kişi olarak gösterirsiniz ulan!

hani bu derecede şerefsizlik olmaz, bu derecede kahpelik olmaz!

yavuz oğlu olan kanuniyi öldürtmek isteseydi bunu milyon kez yapmıştı, milyon kez yerine getirmişti. kaftan olayını oğlunun sadakatini ölçmek için yapmıştı.

sürekli yavuzun kanuniyi öldürmek istediğini empoze ediyorsunuz ve yavuz sultan selimi sürekli olarak kibirli bir katil gibi lanse ediyorsunuz!

geçen bölüm bu empozeleriniz bitmedi, bu bölümde baba katili yaptınız osmanlının en kudretli padişahını. ilber hoca bile yavuzun babasını öldürtme olayının koca bir yalan olduğunu söylerken ilber hoca bilmiyor da siz biliyorsunuz bir tek gerçekleri öyle mi?

osmanlının en büyük padişahına ve gelmiş geçmiş en büyük türk liderlerinden birisi olan yavuz sultan selime bunu yapan en hafif tabiriyle günümüz vatan hainlerinden farksızdır, onlarla aynı zihniyettedir.

alevi kardeşlerimizse 500 yıl evvel bir katliam olmadığını, yaşanan münferit olayların arkasında yavuz sultan selimin değil idris-i bitlisi nin olduğunu bilsinler. bitlisi ciddi bir alevi düşmanıydı.
piri reis sonunda geminin mahzeninden fena halde çıkmış, hint okyanusu yollarına düşmüştür. bundan sonra işi zordur.

--spoiler--
tarihi bilgilere göre piri reis hint denizi seferindeki (özellikle hürmüz boğazı'ndaki) başarısızlıkları ve yeterince gayretkeş olmayışı sebep gösterilerek idam edilmiştir, ama şöyle alıcı gözle okuyunca idam için biraz netameli ve yuvarlak ithamlardır, muhtemelen mevzu birilerinin padişaha kendisini fena halde kötülemesinden kaynaklanmıştır.
--spoiler--
123. Bölümü kesinlikle ağlamadan izleyemeyeceğimi belirtmeliyim. Şehzadem Mustafanın katli ardından şehzadem cihangirin abisinin kederinden halepte hakkın rahmetine kavuşması.. of of.. Sonra şehzade bayezid vs şehzade selim şavaşı.. Anlayacağınız bundan sonra pek de izleyemeyeceğim bu diziyi...
osmanlı tarihini ve kanuni sultan süleymanı lekeleyen at sırtından inmemiş padişahı haremden çıkmamış gibi gösteren saçma ötesi dizi.
diziyi izlemeye tenezzül bile etmeyenlerin hakkında atıp tuttuğu, genelde kullanıldığı terimler; haremden çıkmıyor, halife, kadın düşkünü, içkici at sırtı.. ne atmış arkadaş bi izleyin yahu!
rusya'da bu kadar populer olmasına şaşırdığım dizi. babuşkalar hiç kaçırmadan izliyorlar.
https://www.youtube.com/watch?v=HYwPAuqgH8M bu fragmandaki başta çalmaya başlayan müziğine aşık olduğum dizi. bilenler bilgilendirirse minnettar olacağım.

edit : https://www.youtube.com/watch?v=GGHkyy0z6sY
avrupa'da çoğu ülkede, rusya, çin ve arap ülkerinde izlenen türkiye'nin gururu olan dizi.
şehzade mustafa'nın idamını yarın akşam bu saatlerde yayınlayacak dizidir. bir mustafa'nın ölümü ile başlayan gerileme çökme şeklinde devam ediyor ve bir mustafa'nın tarih sahnesine çıkışı ile çökmekten son anda kurtarılıp düzlüğe çıkıyor üstelik cumhuriyet kuruluyor.

bu iyi adam o gün ölmeseydi şu an belki de dünyaya hükmeden süper güç olabilirdik. kimse ne olacağını bilemez elbette ama bu sultanlık için yetiştirilen, halkın ve askerin öve öve bitiremediği bir insan elbette pozitif bilimlere sırtını dönmeyecekti , elbette doğu sınırını güvence altına alıp ( belki de kardeşleri yardımıyla ) batıya seferler düzenleyecekti, yanılmıyorsam 2.bayezıd'ın reddettiği colombu yeni dünya'ya gönderecekti ve şu an çok daha iyi durumda olabilecektik.

gelelim kötü ihtimale. bu iyi adam ölmeyip devleti yükseltme döneminde seyrettirip öldükten sonraki şehzadelere bıraktığında belki de soy giderek yine vasıfsızlaşacaktı ve yine kötü,zalim hükümdarlar başa gelecekti ve gücün de etkisiyle daha çok insan ölecekti veya halen günümüzde sokak idamları, uçan kelleler, hadim olayları olacaktı, cumhuriyeti göremeyecektik, kadınlar toplumda sadece eş olarak kabul görecekti..

işte bu iki ihtimali hiç bir zaman bilemeyiz ama bu iyi insan belki de ölümüyle de olsa kendisinden çok sonra gelecek mustafa'ya bir iyilik yapmış olabilir. şayet öldükten sonra devlet kısa bir abdülhamit dönemi hariç hiçbir zaman toparlanamadı ve eski gücüne kavuşamadı. rivayete göre mahidevran sultan öyle beddular etmiş ki o zamanın insanları,şairleri devletin hazin sonunu 19.yy da bile bu beddualara bağlar imiş.

ne diyelim nur içinde yatsın mustafa han. tahta çıkmadan kendine sultan,han dedirtmek hiç de kolay olmasa gerek.

tanım : yiğit adam.
Mustafa adam olaydı dedesi selim gibi babasını tahttan indirip kendi geçerdi. Ama babasına karşı güveni çok fazla olduğundan bunu düşünemedi yine de babaya hürmet falan iyi güzel de babasının kendini aşağıladigini anlayamayacak kadar mal veya o kadar desteğe rağmen tahta çıkamayacak kadar beceriksizdiyse zaten tahta geçse de bi halta yaramazdi. Kanuni öldüğünde kendisi 51 yaşında olacaktı.
bu akşamki bölümüyle aglatan dizidir. * *