bugün

gelisimini tamamlamis ve artik tek eglencesi futbol olmayan dunyada daha fazla gelisemeyecek olan gunumuz futbolu.
mucidi ömer üründül'dür
kazanan takımın oynadığı futboldur.
(bkz: kollektif futbol)
Defansa ağırlık verip taktik bozmaya yönelik olduğundan sıkıcı futboldur.
ömer üründül'e göre kolektif futbol... bir de hıncal uluc'a sormalı...
uzun oynanan hava toplari degil ayaga pasa dayali futboldur kanimca.
komik bir sıfat.
(bkz: bloklar arası iletişim bozukluğu)
(bkz: bloklar arası kopukluk)
(bkz: kolektif futbol)
(bkz: çağdaş futbolun gereksinimlerini yerine getiremeyen orta saha oyuncusu)
(bkz: ömer üründül)
dünya futbol standartları anlamında kullanılan bir söz öbeği. ben mi ruh hastasıyım bilmiyorum ama modern futbolda milyonlarca insanın bu oyunu izlerken isyan etmesi gereken çok konu gibi bir maruzatım var. sesli düşünelim:

futbolun çirkinleştirilmesi ile ilgili konular fifa ve uefa tarafından sıkça dillendirilse de uygulamalar yeterli olmadı bir türlü. hala hakemi aldatmaya yönelik hareketlerde bulunan oyuncular birkaç ülke dışında maçtan sonra yaptıklarıyla kalıyor misal. uluslararası bir standart yok, hırsızlık yapan adeta takdir görüyor. aynı şekilde galibiyeti korumak için tüm izleyenlere işkence çektirip yerde numaradan yatan oyuncular, oyunun soğuduğu zamanın 5te biri kadar bile oynatılmayan ekstra süreler, sırf oyun dursun diye yapılan 90+2 oyuncu değişiklikleri.. futbolun baltalanması kurallar içinde mümkün durumdayken neyin iyileştirmesinden bahsediyoruz?

şampiyonlar ligi... tarihi boyunca ülkesinde şampiyonluk görmemiş bir takım şampiyonlar ligi şampiyonu olabiliyor mesela. ne şampiyonu lan o zaman? malta şampiyonunun serie a 4.sü ile başedebilme imkanı var mıdır? ama ülkesinin şampiyonu ise ve sen onu uefa kapsamında tutuyorsan o ligde o takımının oynama hakkı ispanya 4.den önce gelir. uefa denilen oluşum şampiyon olmayanları bu lige doldurmakla değil, lokal şampiyonları en azından fransa ligi 4.sü ile aynı güce kavuşturmayı gözetmelidir.

futbol tarihininden gücünü alan takımlar bu şartlarda asla yeni güçlere izin vermez. nerede futbolun mücadele ile gelecek başarı imkanı? dünyanın en iyi futbol oynayan oyuncularını en fazla 10 kulüp arasında paylaştıran bir futbol piyasasında diğer kulüp taraftarlarının uğradığı hakzsızlıktan neden bahsedilmiyor? salary cap benzeri bir uygulamanın hayata geçmesi için illa bu neslin ömrünü barcelona-chelsea izleyerek mi geçirmesi gerek? kazanılan başarı ile doğru orantılı bir salary cap dayatmasıyla kendi takımında forma şansı bulamayan van der vaart'ı ve benzeri oyuncuları alacak takımlar futbolun dengesini sağlayıp daha güzel bir oyun izletmiş olmazlar mı?

ve bahis... bir bahisten kazanacağı para, kazanacağı sportif başarılardan daha çok imkan sağlayacak durumda olan takımları bahis çemberinin içinde tutmak mı daha doğru, yoksa oynanan bahislerin dışında tutup bahisten sağlanacak gelirleri başarıyla doğru orantılı paylaştırmak mı?

takımların tüm organizasyonlardaki 25 kişilik kadrolarında altyapıdan yetişmiş minimum 8 oyuncu bulundurma şartı olduğunu düşünelim; bunun için takımların dünyanın dört bir yanına ve menajerlere para akıtmak yerine lokal becerileri dünya futboluna daha kolay sunması gerçekten bu kadar akla gelmeyecek bir konu mudur?

futbolun tek gerçek şöleni dünya kupası. alman formasıyla şutu atan polonya asıllı podolski, şutun önüne kendini atıp kaleye gitmesini engelleyen brezilya asıllı türk mehmet aurelio. alman klose kenarda, türk mehmet topuz 18 de yok. puskas macar milli forması giyerken real madrid'de oynuyordu ama onu ispanya formasıyla sahaya çıkarmaya en büyük hayranlarından biri olan ispanyol diktatör franco'nun bile gücü yetmezdi.

günümüzde bahsedilen modern futbol anlayışının artık sınırda ve neredeyse geliştirilemez olduğunu söyleyenler mevcut lakin ben yarısına bile gelinemediğini düşünüyorum. şimdilik elimizde olanla idare etmek zorundayız ve bu kapitalist anlayışa isyan etmek aklımızın ucundan bile geçmiyor; kim siker adaleti, yaşasın 3 büyükler!
artık sembol isimlerin verdiği hazzı insanın yüreğinden söküp alan, gün be gün bir tutkuyu fabrika yapımı bir ürünmüş gibi etiketleyip pazarlayan, insanları sömüren, her talep karşısında iştahı kabaran tüccarların keşfetmekte gecikmediği olgudur.

aşağıda kullanılan yazı blogumdan alıntı bir yazıdır.

" Bir toprak sahadır futbol,ıslanınca topak topak balçık olan.Mahalledeki "aldım-verdim"den ibarettir tüm transfer politikası..Hile yoktur asla,yalan da.Maçta onun ismiyle oynamaktır bir futbolcuyu sevmek,aykut olmak,bülent olmak,hakan olmaktır.Tek bir formadır çocuk yüreklerde.Kaybedince kavga değil,tebrik edebilmektir futbol,önümüzdeki maçlara bakabilmektir efendice.Milyon eurolar değil,soğuk bir gazozdur galibiyet primi.Para için kendini,taşıdığın renkleri satabilmek değil,5 çekse de 5 yese de sevebilmektir 5 kuruş almadan; ve hatta,üste para verip de izleyebilmektir aşık olduğun renkleri tribünden.."Lisanssız" bir sevgidir futbol.."Lisan" sız bir tutku.. " .

kaynak : http://antifa-kutay.blogs...cuk-yuregidir-futbol.html , 18 temmuz 2009 .
(bkz: istanbul modern futbol stadı)
(bkz: istanbul modern)
mustafa denizli nin futbol anlayışının dışındaki herşey.
servet'in sahanın orta yerine sümkürmediği maçtır.
işte moderen futbol budur: http://www.youtube.com/watch?v=TwOu03A0RbQ
*
futbolun tamamen ismini yitirdiği dönemdir. bundan sadece 20 sene öncesini futbolun kurallı gol atmaktı, şimdilerde ise futbol şov yapmak oldu.
eski futbolcular sahaya çıkarken sanki günlerce antrenman yapmışlar gibiydi, şimdilerde ise sanki cristiano ronaldo, drogba falan sahaya değilde sanki geceleyin diskoteğe çıkıyorlar.

görsel
bir iki örnek daha vereyim.

eski oyuncular : rudi völler, ronald koeman, hristo stoichkov, ruud gullit, abelardo.. bunlar oynarken futbol oynuyorlardı, yani hakikaten hayvan gibi sadece ama sadece gol atmak içindi.

yeni şovmenler : cristiano ronaldo, ronaldinho, messi, yani daha onlarca örnek verebilirim.

samimi olmak gerekiyorsa "football is dead".

http://www.biladi.fr/site...o-ronaldo-real-madrid.jpg

http://www.fc-barcelone.com/photo_koeman1.jpg