bugün
- truenun bekar olmasının sebebi9
- 2050 2051 sezonu şampiyonu fenerbahçe13
- etli vajina vs kuru vajina8
- 4 ocak 2025 galatasaray göztepe maçı17
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle17
- asgari ücret alıp ayda 38 468 tl biriktirmek12
- avm otoparkında arabayı kaybetmek10
- tek hamleyle chp dem düzeneğini dağıtmak15
- arkadaşlar ben geldim ama isterseniz gidebilirim13
- hiç bir kıza ahlaksız teklif yaptınız mı16
- biz iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz13
- kadın stand upçılar11
- güzel kızların isimleri25
- marlboro touch gray9
- arkadaş olarak görülen erkek10
- 7500 kadın yazara mesaj atan abazan yazar8
- uzun boylu kız iticiliği14
- silah taşıma ruhsatı8
- bir kadin icin yapilan en buyuk fedakarlik9
- kendi sözlüğümüzü kuralım13
- iki erkek arasında kalmak18
- kurtlar vadisi pusu senaristi olsaydınız10
- cumhurbaşkanına hakaret suçu13
- insan hayatının değersiz olduğu ülkeler11
- mika raun ile sevişir misiniz9
- diana luna hekate17
- türk tütünü nasıl yok edildi11
- abdullah öcalan ın akp den milletvekili olması15
- apo konusunda konuşmayan siyasal islamcılar25
- para bok huzur yok'un sempatik ve yalansız olması13
- erkek çocuğunun ergenlikte özgüvenini yıkan şeyler15
- en iyi sagopa kajmer şarkısı9
- cc ne demek10
- nez'e 4000 dolar teklif eden adam21
- porno ve kumar yasallaşmalı11
- mezhepsiz müslüman15
- devlet aklı15
- türkler istatistiklere göre gerizekalı bir millet32
- kişisel gelişim kitabı okumayan insan10
- ferdi tayfur61
- arkadaşlar öküz nasıl bağırır8
- şeriatçılar sonsuza dek kaybetmeye mahkumdur17
- en sevilen gece atıştırmalığı20
- online 58 yazarın sahte olması12
- arkadaşlar bir şey oldu10
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları9
- an itibariyle herkesin ferdici olması23
- zeka sorusu çözemeyen kişilerle muhatap olmamak12
- evli kadınla seksting yapmak9
- 0 0 7 abiye sarılıp uyumak17
ülkücülerin mapushaneye verdikleri isimdir, kendilerinin mapushanede hz. yusuf gibi sabır sınavından geçtiklerini savunurlar.
kökeni yüzyıllar öncesine dayanan bir nitelendirmedir. kısaca özetlemek istersek
"hz yusuf mısır bölgesinde evinde bulunduğu sırada mısırlı bir hristiyan azizin eşinin kendisinden hoşlanması fakat karşılık bulamaması neticesinde hz.yusuf'a iftirada bulunur. "bu adam bana saldırdı tecavüze yeltendi" der. buna karşılık delil olarak da elbisesinin yırtılan kısmını gösterir. bu adamın kendisine saldırdığını kendisi kaçarken de elkbisesinden tutarak yırttığını gösterir. devrin ileri gelenleri bunu bir delil olarak kabul ederler. ancak hz.yusuf -ki kuran'da iffetli olması ile anılır- kendisini şu şeklide savunur; "madem bu kadın benden kaçarken ben onun arkasından elbisesinden tutarak yırttım. o zaman elbisesinin ön kısmı değil de arka kısmı yırtılması daha mantıklı değil midir?"diye sorar. ancak hz.yusuf'un etkileme kabiliyetinden korkanların da ayak oyunları ile ve iftiraları ile hz. yusuf zindana atılır.
"(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir... Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı... Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı.(Yusuf Suresi, 33-35) "
tarih boyunca sırf inandıkları değerler uğruna iftiraya uğrayanlar ve zindan(hapishane)a düşenler hz.yusuf'un bu affedici tavrını, bu zindanda dahi kendi inancı doğrultusunda müsebbiblerine muhabbetle bakmaya çalışmışlar, bu durumlarını bir ceza olarak algılamak yerine kendilerini yetiştirmek ve yeni bilgileri kendilerine katmak üzere bir fırsat olarak algılamışlardır.
iftira ile hapishaneye düşmüş müslüman kişi bu durumu tevekkülle karşılamak olgunluğuna erişmeye çalışır. "De ki: Allahın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allaha tevekkül etmelidirler. (Tevbe Suresi, 51)"
bu kişiler bu dünyadaki bu haksız eziyetleri kendilerinin ahiretteki günahlarına bir keffaret olması temennisinde bulunmaya çalışırlar. bu durumu dahi allah'a kulluğun bir gereği olarak sabır ile karşılamayı görev bilirler. bu sabır kendisini eyüp sabrı adı altında yıllarca hem edebiyatta hem de dinler tarihinde kendisine yer bulmuştur.
işte hapishaneye medrese-i yusufiye denmesinin nedeni hem yeni duyguların kazanıldığı, yeni bilgilerin kazanıldığı yer olmasından hem de hz. yusuf'u anma ihtiyacından doğmuştur.
bu tabirin yakın zamandaki isim babası ise sanılanın aksine ülkücü kesim değil, bediüzzaman said-i nursi'dir. "... Yusuf daha nice yıllar zindanda kaldı (Yusuf Suresi, 42) ayetinin ihbarı ve sırrıyla Yusuf Aleyhisselam mahpusların piridir. Ve hapishane bir nevi Medrese-i Yusufiye olur. " bu sözler said-i nursi'nin Risale-i Nur Külliyatı, Onbirinci Şua, Meyve Risalesi, 193. sayfada kelimesi kelimesine geçmektedir. bu tabiri kullanma nedenini ise "Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz (Bakara Suresi, 216) " ayetten esinlendiğini belirtmektedir.
said-i nursi yine aynı eserinde medrese-i yusufiye için şu tanımlamayı kullanmıştır; "insanları yalnızca Allah'a kulluk etmeye ve güzel ahlaklı olmaya çağıran samimi Müslümanlar için, hiçbir suçları bulunmadığı halde zaman zaman yaşamak zorunda bırakıldıkları hapishaneler, manevi açıdan çok güzel birer eğitim ve nefsi terbiye yeridirler. Diğer bir deyişle, müminler için hapishaneler birer medrese hükmündedirler. " diyerek açıklamıştır.
insanların bu hapishanelerde bir mektep öğrencisi gibi kendilerini geliştirmelerine örnekler vermek gerekirse;
hüseyin üzmez; meşhur malatya suikasti nedeniyle girdiği medrese-i yusufiye'de ileri derecede ingilizce öğrenmiştir. hatta ahmet emin yalman ile bir mektuplaşmasında karşıdaki kişinin sık sık ingilizce kelime ve tabirler kullanmasını kendisini hakir gördüğünü düşünmesine neden olduğundan yaklaşık 6 ayda hücre arkadaşı necip fazıl kısakürek'ten ingilizce öğrendiğini anlatır. ahmet emin yalman'a ise son mektubunu sayfalarca yazmış ve tamamını ingilizce yazmıştır. "yıllar sonra ahmet emin yalman bir köy cehaleti sahibi olduğunu düşündüğü hüseyin üzmez'in son mektubunun kendisini inanılmaz derecede şaşırttığını vatan gazetesindeki köşesinde belirtmiştir.
bir diğer örnek ise; Yusuf Ziya Arpacık'tır. o da 5 yılını geçirdiği hücresinde yan koğuştaki bir diğer mahkumdan yabancı dil öğrenmiştir.
biraz uzun oldu farkındayım...
ama kısaca medrese-i yusufiye ne bir hapishane ne bir zindandır artık bugün...ciddi anlamda insanların kendilerini bilgi-birikim alanında ve/veya manevi anlamda geliştirme yerleri olmuştur.
bu psikolojiyi anlatan en önemli eserlklerden birisi de sanırım rasih yılmaz'ın yazdığı "toros yüzlü adam; osman yüksel serdengeçti"dir.
"hz yusuf mısır bölgesinde evinde bulunduğu sırada mısırlı bir hristiyan azizin eşinin kendisinden hoşlanması fakat karşılık bulamaması neticesinde hz.yusuf'a iftirada bulunur. "bu adam bana saldırdı tecavüze yeltendi" der. buna karşılık delil olarak da elbisesinin yırtılan kısmını gösterir. bu adamın kendisine saldırdığını kendisi kaçarken de elkbisesinden tutarak yırttığını gösterir. devrin ileri gelenleri bunu bir delil olarak kabul ederler. ancak hz.yusuf -ki kuran'da iffetli olması ile anılır- kendisini şu şeklide savunur; "madem bu kadın benden kaçarken ben onun arkasından elbisesinden tutarak yırttım. o zaman elbisesinin ön kısmı değil de arka kısmı yırtılması daha mantıklı değil midir?"diye sorar. ancak hz.yusuf'un etkileme kabiliyetinden korkanların da ayak oyunları ile ve iftiraları ile hz. yusuf zindana atılır.
"(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir... Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı... Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü)ağır bastı.(Yusuf Suresi, 33-35) "
tarih boyunca sırf inandıkları değerler uğruna iftiraya uğrayanlar ve zindan(hapishane)a düşenler hz.yusuf'un bu affedici tavrını, bu zindanda dahi kendi inancı doğrultusunda müsebbiblerine muhabbetle bakmaya çalışmışlar, bu durumlarını bir ceza olarak algılamak yerine kendilerini yetiştirmek ve yeni bilgileri kendilerine katmak üzere bir fırsat olarak algılamışlardır.
iftira ile hapishaneye düşmüş müslüman kişi bu durumu tevekkülle karşılamak olgunluğuna erişmeye çalışır. "De ki: Allahın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve müminler yalnızca Allaha tevekkül etmelidirler. (Tevbe Suresi, 51)"
bu kişiler bu dünyadaki bu haksız eziyetleri kendilerinin ahiretteki günahlarına bir keffaret olması temennisinde bulunmaya çalışırlar. bu durumu dahi allah'a kulluğun bir gereği olarak sabır ile karşılamayı görev bilirler. bu sabır kendisini eyüp sabrı adı altında yıllarca hem edebiyatta hem de dinler tarihinde kendisine yer bulmuştur.
işte hapishaneye medrese-i yusufiye denmesinin nedeni hem yeni duyguların kazanıldığı, yeni bilgilerin kazanıldığı yer olmasından hem de hz. yusuf'u anma ihtiyacından doğmuştur.
bu tabirin yakın zamandaki isim babası ise sanılanın aksine ülkücü kesim değil, bediüzzaman said-i nursi'dir. "... Yusuf daha nice yıllar zindanda kaldı (Yusuf Suresi, 42) ayetinin ihbarı ve sırrıyla Yusuf Aleyhisselam mahpusların piridir. Ve hapishane bir nevi Medrese-i Yusufiye olur. " bu sözler said-i nursi'nin Risale-i Nur Külliyatı, Onbirinci Şua, Meyve Risalesi, 193. sayfada kelimesi kelimesine geçmektedir. bu tabiri kullanma nedenini ise "Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz (Bakara Suresi, 216) " ayetten esinlendiğini belirtmektedir.
said-i nursi yine aynı eserinde medrese-i yusufiye için şu tanımlamayı kullanmıştır; "insanları yalnızca Allah'a kulluk etmeye ve güzel ahlaklı olmaya çağıran samimi Müslümanlar için, hiçbir suçları bulunmadığı halde zaman zaman yaşamak zorunda bırakıldıkları hapishaneler, manevi açıdan çok güzel birer eğitim ve nefsi terbiye yeridirler. Diğer bir deyişle, müminler için hapishaneler birer medrese hükmündedirler. " diyerek açıklamıştır.
insanların bu hapishanelerde bir mektep öğrencisi gibi kendilerini geliştirmelerine örnekler vermek gerekirse;
hüseyin üzmez; meşhur malatya suikasti nedeniyle girdiği medrese-i yusufiye'de ileri derecede ingilizce öğrenmiştir. hatta ahmet emin yalman ile bir mektuplaşmasında karşıdaki kişinin sık sık ingilizce kelime ve tabirler kullanmasını kendisini hakir gördüğünü düşünmesine neden olduğundan yaklaşık 6 ayda hücre arkadaşı necip fazıl kısakürek'ten ingilizce öğrendiğini anlatır. ahmet emin yalman'a ise son mektubunu sayfalarca yazmış ve tamamını ingilizce yazmıştır. "yıllar sonra ahmet emin yalman bir köy cehaleti sahibi olduğunu düşündüğü hüseyin üzmez'in son mektubunun kendisini inanılmaz derecede şaşırttığını vatan gazetesindeki köşesinde belirtmiştir.
bir diğer örnek ise; Yusuf Ziya Arpacık'tır. o da 5 yılını geçirdiği hücresinde yan koğuştaki bir diğer mahkumdan yabancı dil öğrenmiştir.
biraz uzun oldu farkındayım...
ama kısaca medrese-i yusufiye ne bir hapishane ne bir zindandır artık bugün...ciddi anlamda insanların kendilerini bilgi-birikim alanında ve/veya manevi anlamda geliştirme yerleri olmuştur.
bu psikolojiyi anlatan en önemli eserlklerden birisi de sanırım rasih yılmaz'ın yazdığı "toros yüzlü adam; osman yüksel serdengeçti"dir.
ehil olmayan insanı koyduğunuzda adı zindan olan medresedir.
ehil ve akil kişiyi koyarsanız medrese-i yusufiye'dir adı.
ehil ve akil kişiyi koyarsanız medrese-i yusufiye'dir adı.
silivri-metris hattı.
medrese-i yusufiye bir sabır dergahıdır..
medrese-i yusufiye adam olma yeridir..
medrese-i yusufiye nurcuların değil, ülkücülerin mekanıdır..
tabiri biz ülkücüler kullanmışızdır, ne nurcu kesim, ne de bir başka dinci unsur tarafından kullanılmamıştır..
bu söz kalıbını başka yerlere yontmaya gerek yok..
bugün nasıl ki mapushane tabiri solcu kesim için geçerliyse medrese-i yusufiye ülkücülerin cezaevi için kullandığı tabirdir.
ne said-i nursi si be kardeşim, götten uydurmayın..
said-i nursi ibnesinin kandırmacalarına bir de keser yontuluyor ya o da ayrı bir mevzu, hadi şimdi saydırmayayım arkasından, ölmüş gitmiş..
medrese-i yusufiye adam olma yeridir..
medrese-i yusufiye nurcuların değil, ülkücülerin mekanıdır..
tabiri biz ülkücüler kullanmışızdır, ne nurcu kesim, ne de bir başka dinci unsur tarafından kullanılmamıştır..
bu söz kalıbını başka yerlere yontmaya gerek yok..
bugün nasıl ki mapushane tabiri solcu kesim için geçerliyse medrese-i yusufiye ülkücülerin cezaevi için kullandığı tabirdir.
ne said-i nursi si be kardeşim, götten uydurmayın..
said-i nursi ibnesinin kandırmacalarına bir de keser yontuluyor ya o da ayrı bir mevzu, hadi şimdi saydırmayayım arkasından, ölmüş gitmiş..
Hapse giren mübarek allah evliyalarının hapiste kurduğu medreselerdir. Said-i nursi hazretlerinin kurduğu medresesi buna bir örnektir.
güncel Önemli Başlıklar