bugün

anna karenina romanıyla kadın ruhunun en derinliklerine inanılmaz bir incelikle nüfus edebilen,19. yüzyılın rus dehalarından biri..romanlarındaki lezzet tarifi mümkün edilemeyecek kadar hoştur..
1828 de moskova'da doğmuş 1910 yılında bir tren istasyonunda ölmüştür. anarşist ruhludur. anna karenina, savaş ve barış, diriliş en bilinen, en güzel romanlarıdır. yüzlerce karakter yaratmış, özellikle kadın karakterlerinin iç dünyasını müthiş anlatmıştır. savaş ve barış romanı için günlerce at sırtında savaşın yapıldığı arazide dolaşmıştır.
(bkz: anarşizmin vicdanı) lakabıyla anılan ,çok da iyi bir hristiyan olan rus romancısı..

(bkz: anna karenina)
(bkz: savaş ve barış)
(bkz: itiraflarım)
(bkz: ölüm manifestosu)
(bkz: insan ne ile yaşar)
sonradan müslüman olduğuna dair iddialar dolaşıp durmaktadır..
(bkz: lev nikolayevic tolstoy)
rustur .
islamı seçtiği ve müslüman olarak ölmek istediği, islam hakkındaki düşünceleri için o dönemin rusya'sında çok gizli kalan bir kitap yazmıştır. Aslında kitap Hz. Muhammed'in hadisleridir. Ama tam olarak islam ve kuran-ı kerim hakkında detaylı bilgiye sahip olmadığı için bu derleme kitabın ismini "Muhammed'in Kur'an-ı Kerim'e Girmeyen Hadisleri" şeklinde vermiştir.

"Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan [Hıristiyanlık'tan] mukayese edilemeyecek kadar yükseklikte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun Peygamberini kabul ederdi.
Mutluluğu ihtiraslarda değil kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil içimizdedir. " şeklindeki temel yorumu bize islamiyet hakkındaki düşüncelerini yansıtmaktadır.
çok zengin ve soylu bir aileden gelmesinin yanı sıra (bkz: itiraflarım) okunduğu zaman anlaşılacaktır ki onu derin bir vicdan azabına sürükleyen tanrı arayışıdır..dönemin rus zenginleri gibi hedonist bir yaşam benimsemek yerine kendini rus halkının çektiği cefalarına adar..bunun yanı sıra yaptığı karakter tahlilleri inanılmazdır..tolstoyun msülüman olarak öldüğüne dair bir çok söylenti vardır..ama her ne olursa olsun tolstoy çok asil bir insandı ve ömrünü insanlara adadı..

yine itiraflarımda önce kendini hristiyanlığa verdiği ve daha sonra aradığı şeyin bu olmadığını keskin bir dille kaleme almıştır..

bunu dışında 100ün üstünde eseri vardır..
insanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa;
payı gerçek kişiligini gösterir,
paydası da kendisini ne zannettiğini,
payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür..

gibi müthiş bir tespite sahip yazar..
karı-koca sevgisi ve
adalet ülküsünü işleyen
beethoven operası..*
o bir narodnik.
tren garinda olu bulundugunda elinde dosto nun karamazov kardesler i vardir. bilmem anlatabiliyor muyum?

buraya tiklayin olm. (bkz: karamazov kardesler)

repleyim kardes. emege saygi!
(bkz: ivan ilyich in ölümü)
boudelaire'yi ve eserlerini pek değerli saymaz aynı şekilde mallarme için de geçerlidir bu. duygusal bir aktarımcı yapı hakimdir tolstoy da eserin değerini yazarın samimiyetine bağlamıştır[gerçi bunların hepsi o büyük bunalımını geçirdikten sonra gerçekleşti]bu konuda kendi eserlerini de pek değerli saymaz hatta iki hikayesi kafkas maphusu'ydu biri, ile savaş ve barış ona göre değerli eserleridir.

aslında bir noktada haklıdır; sanat eserinin halka hitab etmesi gerektiğin belirterek; üst sıınflara hitap etmek amacıyla yazılan eserlerin kitlesel bir beğeni kazanacağına inanmaz. daha doğrusu bu duyguların samimiyetindne şüphe eder; bu da tolstoy'un estetik anlayışı için temel bir ölçüttür.

bunun yanında eserin değerini sağlayan ölçütlerden biri de kitlenin fazla olmasıdır. ama bu pek sağlıklı bir fikir değildir; dünyaca ünlü olan ve çok satan ucuz aşk romanlarının neresi değerli!
1828 yılında, yasnaya polyana' da doğan,1910 yılında, geçirdiği bir bunalım sırasında geldiği astapovo garı' nda şiddetli soğuk algınlığı sebebiyle ölen, ünlü rus romancı. romanlarında, başarılı karakter betimlemeleri ve psikolojik tahlilleri ön plana çıkar.
babası, zengin bir toprak sahibi olan tolstoy, kazan lisesi' nden mezun olduktan sonra moskova' da yüksek öğrenim yaptı. öğrenimini tamamladıktan sonra, teğmen olarak kırım ve sivastopol muharebeleri' ne katıldı. savaşlardaki deneyimi, sonradan 'savaş ve barış' adlı ünlü eserini yazması için ona ilham vermiştir. eserleri ölümünden sonra birçok dile çevrilen tolstoy' un en önemli eserleri, 'savaş ve barış', 'anna karenina' (romanın çekilen filminde karenina' yı sophie marceau canlandırmıştır) ve 'kröyçer sonat''tır. tolstoy, toplumsal çekişmeler ve insanlığın çöküşü temalarını başarıyla yansıttığı yapıtlarıyla, kendisinden sonra gelen birçok yazara örnek olmuştur.
karı dırdırından kurtulmak için 82 yaşında evi terk edip tren istasyonunda can veren yazar.
toLstoy, hz. muhammed hakkında şöyLe demiştir;

"hz. muhammed her zaman hristiyanLarın üstüne çıkıyor.. O, insanı aLLah saymıyor ve kendinide aLLah iLe bir tutmuyor. müsLümanLarın aLLahtan başka iLahı yoktur ve muhammed onun peygamberidir.. burada hiçbir muamma ve sır yoktur.."

aynı zamanda tolstoy, müsLümanLık hakkında da şunLarı söyLemiştir;

"... Bunu söyLemek ne kadar tuhaf oLsa da benim için müsLümanLık, haça tapmaktan(hrsitiyanLıktan) mukayese ediLemeyecek kadar yüksekte duruyor.. Eğer insan, seçme hakkına sahip oLsaydı, akLı başında oLan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden müsLümanLığı; tek ALLah'ı ve onun peygamberini kabuL ederdi.."
' gizlenen kitap' dedikleri kitabı, bir ara rusya' da ( komünizm zamanı) engellendiği için o adı alan, ünlü yazar. *
tolstoy sonsuz arayıştır.ömrünün her döneminde yaşamın gizini çözebilmenin formulunu aradı.bitmeyen,sonlanmayan kendisinin asla ve asla yorulmadığı arayışlarıdır onu hala binlerce dimağın içerisinde bulabilmemizin sebebi.hayat karşısında asla bir öğrenci gibi değildi,aksine yaşadığı dönem içerisinde tüm rus ulusunun değerler aforizmasını alt üst edebilecek görüşlerle karşı çıktı.o yaşam arayışının ön sahnelerinde yer alırken kimi zaman mülkiyet karşıtı bir portyle anarşist olarak göründü,kimi zaman ortodoks klisesini yadsıyan görüşleriyle kendine özgü bir hiristyanlık anlayışı geliştirdi.asla zamanın içerisinde değildi,var olan kendinden önce yerleşmiş hayat değerlerini hiç bir zaman sorgulamaksızın yaşamının içerisinde barındırmadı...anna kareninan ın ön sözüne yazdığı şu satırlar aslında tolstoyun tüm yaşamının özeti olabilir bize;kinim ve öfkem çok büyük intikamımı alacağım.
hz.muhammed'in seçme hadislerini bir kitapta toplamış rus yazardır. kitabın adını ''hz.muhammed'in kuran'a girmemiş hadisleri''olarak yazmıştır fakat bu kitabın türkiyedeki basımında ''hz.muhammed'' olarak düzeltilmiştir. çünkü hadisler allah'ın kelamı olmadığı için zaten kuran'a giremezler. tolstoyun ölmeden önce müslüman olduğu söylentileri vardır. 20. entryde müslümanlık ve hz.muhammed için kullandığı sözleri baz alırsak bunun doğru olma ihtimali bir hayli yüksektir.
kaknüs yayınları'ndan 2002'de çıkan:
'Tolstoy - Hayatı, Eserleri Üzerine Makaleler, Aforizmalar' adlı Derleme,
tolstoy hakkında tek bir kitapla genel bir görüş sahibi olmak için ideal.
"ancak allah'a inandığım zaman yaşadığımı anladım"tolstoy
Tolstoy, eserlerinde küçük cümleler içinde büyük anlamlar sunar. Yani tam anlamıyla şairanedir. Onu bir roman gibi okumak büyük bir kayıp olur. Bu dehasından faydalanmak için günde normalde okuduğunuzdan daha az okuyun ve dikkatinizi kaybettiğiniz anda bırakın. Şüphesiz ki, anlamak okumaktan daha değerli.
bir şeyi, neden? ve ne için? yaptığını bilmeden yaşayamayacağını söyleyen yazardır.
Hayattaki başarılarının unutulacağını kendisinin ise hayatta olmayacağını düşünmüştür. "O halde bu çaba niye?" sorusunu düşünmüş ve bu düşünce onu 50 yaşında intiharın eşiğine getirmiştir. Hayatının gerekliliğini hissettiği zaman, hayatın anlamını araştırmaya başlamış, bilimin bu soruya verebileceği bütün cevapları öğrenmiştir. Bilimin hayatın bu sorusuna verebileceği başka bir cevabı olmayışına ise çok şaşırmıştır. Kendisine sorduğu soru şudur;"Bugün yaptığım, yarın yapacağım şeyin sonucu ne olacak, bütün hayatımın sonu ne olacak?" Bu sorusuna bilimde cevap bulamamış ve hayatta aramaya karar vermiştir. Çevresindeki insanları gözlemlemeye koyulmuş ve kendisini çaresizliğe sürükleyen bu soruya nasıl bir tavır takındıklarını incelemeye başlamıştır. Bakmış ki çevresindeki insanlar bundan kurtuluş yolu olarak dört çıkış yolu bulmuştur;
- Birinci çıkış yolu: Bilgisizlik yoluydu. Hayatın saçmalık ve bir bela olduğunu kavramamaktı.
- ikinci çıkış yolu: insan hayatın umutsuzluğunu bilse de, onu yaşamaya devam etmeli ve tüm nimetlerinden yararlanmalıdır.
- Üçüncü çıkış yolu: insan hayatının bir saçmalık ve bir bela olduğunu anlayınca onu yok etmelidir.
- Dördüncü çıkış yolu: insan hayatın dert ve saçmalık olduğunu bilir fakat onu sürdürmeye devam eder. Bu grubun insanları ölümün hayattan iyi olduğunu bilirler ama bu yanılgıya bir son verme cesareti gösteremezler.
yazar kendisini dördüncü grup insanları arasında görmüşütür. Düşündükçe bir yanılgı içerisinde olduğunu farketmiştir. Hayatın anlamını kavramak için kendisini akıldan kurtarmayı denemiştir. Sonuç ise şudur; Bütün insanlığın akıl dışı başka bir bilgisi vardı, yani yaşama imkanı veren inanç. Ne kadar istemese de bunu kabul etmek zorunda kalmıştır. Çünkü hayatın sorularına cevap vermektedir. Kendisine bir şeyin yaşama emri vermesini düşünmek onu mutlu etmiştir. fakat akla gelen her türlü itiraftan uzak durduğu halde hristiyanlığa inanan insanların inancını kabul edememiştir. isa'nın "kötülüğe kötülükle cevap verilmez" öğretisinin tüm hristiyan devletler tarafından gözardı edilmesi bunda büyük rol oynamıştır. vardığı son nokta "hristiyanlıkta herşey hakikat değidir" olmuştur. ama artık şüphelenmeyi bırakmış ve hayatta kendisini iten her şeyin karşısında dipdiri bir şekilde durduğunu farketmiştir.

(bkz: itiraflarım)

bir bahar günü tren istasyonunda hayata veda etmiştir. dini inancı konusunda spekülasyonlar vardır. müslüman olduğu söylentileri bunlardan biridir. tam olarak neye inanarak öldüğü bilnmemektedir.
''Bütün mutsuzluklar, yokluktan değil çokluktan ileri gelir.''