bugün

bahçede, açık havada yapılan düğündür. davul zurnayla salonda lorke lorke eşliğinde tepinmekten yeğdir ve genelde gelin kızımızın tercihidir: "ayyy ben kır düüünüü istiyorum" şeklinde dile getirilir.
her genc kizin guya hayalidir, dogal ortam, alisa gelene isyan, ciplak ayaklar, ince tinlayan canli muzik, cimlenere baskamk falan, ama ciddiye binince ya biz niye miasraftan kaciyoruz arkadaslar ne dusunur derler, hayalden uyanirlar, biter kir dugunu hesaplari.
(bkz: 1000 yıllık geyikler)
düğüne gidenlerin "kir"lerini sergileyeceği ve daha da "kir"leneceği düğün.

karakter eşlem...
cogu genc kızın cocukluktan kalma hayalidir muhakkak. ancak vakit yaklasınca yani hayal dunyasından gercek dunyaya gecis yapılınca salon düğününe dönüşmesi muhtemel düğündür.
her kadının hayalidir aynı zamanda.
sadece kadınlar değil, zevk sahibi erkeklerin de hayalidir.*
hayaldir, hayaldir de artık onunda boku çıkmıştır. kır düğünü dediğimiz şey underground filminin son sahnelerindeki tarzdan simultane olur, son derece basit olur, herkes oynar, dağıtır, mutlu olur, içer, sıçar. ama günümüzde öyle olmuyor, iş doğallıktan çıkıyor, efendim ufak masalar ve plastik sandalyelerde son derece rutin ve doğallıktan uzak yapılıyor, resmiyet kokuyor her şey. sadece adı kır düğünü, bir de ağaçlar, çimler var ki tek doğal yönü bana sorarsanız o, gerisi yapmacık.
not: kene mevsimi geldiğine göre kır düğünü de yalan oldu, en iyisi kışın yapmak.
kır düğünü, yazın batmak bilmeyen güneşin konukları karşılama faslında gözün içine içine girmesi, topuklu ayakkabının çimlere gömülmesiyle, abuk bir yürüyüş sahibi olmak, yan taraftaki tarladan sivrisinek istilasıdır. biz kır düğününün kaldırabilecek medeniyette değiliz daha, düğününde konvers giyen geline ne kadar yabancıysak kırdüğününe de o kadar yabancıyız. geçelim bu gavur özentisi adetleri, düğün sonunda kendinden geçmiş vaziyette kasap havasına ayak uydurmaya çalışmayacaksam yemişim ben o düğünü.
topuklu ayakkabı giymeyin bu düğünlerde, toprakta kazık şeklinde iz bırakmanıza sebep olabilir.
kırda olur.*
en zevkli olan ancak son zamanlarda sosyetenin tuhaf alışkanlıklarına kurban gitmiş düğün türüdür.
bir bahar akşamı, açık hava, davetliler, hafif bir jazz müzik..
güzel olur kanımca.
dinar bandosu nun aya da gidelim osman adlı albümünde bulunan pek bi şükela olan şarkı.
yurdumuzun bazı kesimlerinde yaz ayları boyunca hiç bitmeyeceği hissiyatı veren aynı ritimdeki müzik sesinin kaynağıdır.
john berger'in düğüne kitabının finalindeki gino ve aids hastası sevgilisinin düğünleridir.
kitaptaki kır düğünü acıklı bir şarkı gibi akıcı, iç yakıcı olmasına karşın coşkuludur da.
en sevdiğim romanlardandır, defalarca okumuş bi çok kişiye hediye etmiştim vaktiyle.
çimenlerin üstünde çıplak ayaklarla düşene kadar dansederler, hareketli bi orkestra eşliğinde..
şahane..
bir ara sosyetede cok modaydi bu.
yazın yapılacak en güzel yeşilliklerin içinde yapılan düğün. zaten salonlar kapalı sıcak, hadi bir de sigara içen var içemeyen var. o yasak havalandırma nereye kadar. ama beyaz bir gelinlik ile eşinin o yeşilliklerin içinde görmek daha bir büyüleyici bee.
pek çok kişinin hayalidir güya, ama kimse evlenmek için gerçekten kıra gitmez.
kır adı verilen terbiye edilmiş bahçelerde dolanır dururlar.
http://tinyurl.com/36fhwjk
ne zaman dinlesem bünyemde düğünüm kırda saykodelik olsun isteği doğuyor.

--spoiler--
ayrı gayrı koymayın
güneşe gömün ikimizi
--spoiler--
eskiden kır düğünü dendiğinde akla ilk gelen idi.
şimdi ise düşündürüyor sadece. kır nereeee, 5 yıldızlı otelin bahçesi nere *? diye sorarlar adama.
düğün budur arkadaş. yemyeşil bır alan içinde sen gelinliğinle olacaksın. güneş bır yandan parlayacak sevdiğin adam yanında olacak. ahh ahh..
bunu isteyen bir damat adayını henüz görmedim. genelde ben kır düğünü istiyoruum böyle olsun, bu da olsun, şu da olsun, ama şu mutlaka olsun diyerek, onayı almış gelin tarafından güle oynaya yaptırılır. erkekse madem öyle istiyor olacaksa böyle olsun diyerek kabul etmiştir. dediğim gibi illa kır düğünü ile evlenelim diyen erkek yoktur. varsa da uzak durun. adfsgasldş
nikah zamanında ah o yağmur yağmayacaktı.. ama yine de harikaydı. urza-istinye tavsiye edebileceğim bir yer. tanıdık falan değil sadece orada evlenip memnun kaldığımız için yazıyorum.
bana göre en güzel düğündür 2 tane dana kesilir büyük döner tezgahlarında işlenir dağıtılır ve yanında kolilerce rakı ve bira.