bugün

yaklaşık bir ömrü telef etmekle sonuçlanır. normal bir insan kuran ı bir ömürde bile anlayamaz. çünkü bize bildirilenler, sırların yanında bir hiç. lakin kendimizi kurtaracak kadar yeterli. en azından ateist olamadan gidersin ne mutlu.

--spoiler--
Allah semavatta arz üzerinde yaratmış olduğunun bir mislini daha yarattı.
--spoiler--

talak 12.

haydi nerde kalmıştık en başa al.
ama ayette " bu apaçık bir kitaptır" ve " anlayıp düşünesiniz diye biz bu kuran'ı kolaylaştırdık" yazıyor.

kitabımız, çok da karışık olmasa gerek. sadece üzerine ciddi kafa yorulması yeterli olacaktır.
adam düşünüp karar vermiştir bilmeden okumadan dinlemeden ahkam kesenlerden iyidir.
ne olcaksanız adam gibi bilinçli olun.
çevremde müslüman'lardan çok daha fazla kuran okumuş ateistlerin bulunmasına neden olan durum.
(bkz: soba da kümürü yakmak için kullanılan doğal madde)
islamı daha rahat eleştirebilmek için okumuş olması muhtemeldir. akıllıca bir harekettir.
okumadan ateist olmaktan çok daha iyi bir tutumdur.
bu aralar etrafta bolca bulunan tiplerin hareket tarzı.
turan dursun kuranı hatetmiş birinsandır. kendisi eski bir müftüdür. kuranda ki çarpıklıkları gördükten sonra ateist olmuştur.
doğru olandır. bilgili olup mantık çerçevesinde bazı şeyleri anlamlandırmaktır.
ateist olmak allah a küfretmekle olmaz. bu yüzden kuran' ı , incil' i , tevrat' ı ya da dini kitapları okumak gerekir ki karşı düşünceli bir insana cevap verilebilsin.
bazılarının dilinde cahillik. oldu şekerim, ben tek ayet için izafiyet teorisini öğrenmeye kalkayım sen türkçe mealinden götür işi. oku.
ateizmin geldiği nokta bu mudur? google yavşaklığı. hepside aynı yargılamalarla gelir. neden? çünkü araştırmazlar. sadece okurlar. teori, varsayım falan filan.
kur'an okuyarak islam öğrenmek sanrısının ikinci aşaması olan yanılgı aşamasının sonucudur.
adam gibi ateist, heyt be bu nasil ateist, iste ateist dedigin boyle olur, ellerinden kulaklarindan operim denilecek ateisttir.
tebbeh süresin de, allah ebu lehep e beddua edip ,karısının odun hamalı olmasını anlatıyor. namaz sürelerinin açıklamalarını okumak, ateist olamak için geçerli bir sebep.
ihtimalde dahi gerçekleşemeyecek bir durumdur, eğer aklı selim bir insasa.
neyi reddettiğini bilmesine yol açar sadece.
en azından görebildiğimiz ya da varolduğunu bildiğimiz tüm varlıkların bir tesadüf eseri varolduklarını sanan zihniyetin hezeyanıdır.

en basit örnek, dünya gezegeni boşlukta asılı duruyor. tanrı yok, tesadüf var, öyle mi?

hassiktir. kıçımla gülerim ateizme.
aziz nesindir.
kendisi hafızken meal okumuş ateist olmuştur.
bir diğer örneği yusuf aslandır.

mesela kuran da hz.muhammed için "seni temiz soyun temiz anne babalardan gelmektedir" denilmektedir. başka bir ayette ibrahim'in babası azer demektedir. azer kafir, zalim bir kimse olarak anlatılmaktadır. bunu okuyan bir insan burada bir paradoks var diyerek çıkmaz içine girer. çünkü kuran kafirlere pis, müslümanlara temiz demektedir.(itikat bakımından tabi ki) halbuki hz.ibrahim'in öz babası taruh'tur. kendisi doğmadan vefat ettiği için, amcası azer hz.ibrahim'i büyütmüş ve üvey babalık yapmıştır. arabistan'da eskiden amcaya baba denirdi. bu sadece basit bir misal daha bunun gibi yüzlercesi var. diyanet ansiklopedisi kuran bir anayasadır diyor. bir çöpçü anayasayı açtığında ne kadar anlarsa kuran dan da o kadar anlar. kuran ı anlamak için hukuk,tıp öğrenir gibi çeşitli bilgileri tahsil etmek gerekmektedir diyor. bu ve bunun gibi daha bir çok örnek gösterip okuyanı sıkmak istemem. ama biraz dişinizi sıkıp aziz nesin in aşağıdaki hikayesini okumanızı tavsiye ederim.

--spoiler--

--spoiler--

Aziz nesin hafızdı, tefsir okudu sapıttı....ve öldü
Aziz Nesin in hikâyesi

Wikipedia nın tarifiyle Türk ateisti. Şebinkarahisarlı Abdülaziz Efendi nin oğlu. Ateş Nesin, dedesi Abdülaziz Efendiyi dini bütün, Abdülhamid hayranı ve sıkı bir Atatürk düşmanı olarak tarif etmekte. Aziz Nesin, mizah yazarı olmadan evvel subaydır. 1944 te Zonguldak ta uçaksavar mevzileri yaptırırken vazifesini suiistimal ettiği gerekçesiyle TSKdan ihraç edilir. Gazeteciliğe başlar. Sırf Amerikan yardımını eleştirdi diye 1947 de 10 ay mahkumiyet ve 3 ay sürgünle cezalandırılır. Aziz Nesin 1995 te öldüğünde vasiyeti gereği Çatalca daki vakfının bahçesine gömülerek toprak düzleştirildi. Hiçbir dinî vazife eda edilmedi. imran Öktem ve günümüz bazı isimleri nazara alındığında dinsizliğindeki samimiyetle onlara fark bindirdiği söylenebilir.Aziz Nesin in buraya kadarki hikâyesi az-çok bilinir. Hatta eskinin antikomünist yazarları ordudan atılmaya dair farklı iddialara da sahiptir.Marksist ve ateist yazarın bu basit hikâyesi bilinir ama şimdi bahsedeceğim tarafı pek bilinmez.Dini bütün bir dedenin torunu nasıl olmuş da böylesine dinsizleşmiş? istanbul da Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: 35 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum.Bu hazin bilgi hem yazarın biyografisi ve hem de Tefsir/meal okumaya dair önemli bir vesikadır.Tefsir okunmaz mı?ilmi ve ehliyeti olan elbette okur.Dinin bir ilim üzerinde yükseldiği unutulmamalı. ilimde ise silsileyi meratip/hiyerarşi esastır. O hiyerarşi sonunda yetki sahibi olunur. Sona varmak dirsek çürütmekle mümkündür.Hiçbirimiz bir tıp profesörünün yazdığı kitabı alıp kansere dair yorumu için mütalaada bulunmuyoruz. Ama herkes tefsiri masasına açıp, hatta Kuran-ı kerimi eline alıp hükümler çıkartmak istiyor. Bu ilmen mümkün değildir. Mümkün diyenin kafasının karışmaması çok zor. insan zihni, ancak öğrendiğini layıkıyla kavrayabilir. Onun da belki bir kısmını. Öğrenme üstadla, hocayla olur.Fatiha suresi için yerine göre 7 cild tefsir yazılmıştır. Teknik bir çalışma olan bilgisayar kitabını aklımız almıyor. Mesnevi yi anlayamıyoruz. Süleymaniye Camiinin büyüklüğüne inanırız. Ama ondaki mimari ilmini izahta zavallı kalırız. Bir kimsenin yürürlükteki kanunlar hakkında hüküm verebilmesi için ilk, orta, lise, üniversite, staj şeklinde 20 seneye yakın okuması gerekiyor. Bu zamandan sonra o kimse, hakim olmakta. Buna rağmen verdiği karar Yargıtay da bozulabiliyor. Çünkü ilahi, gayrı ilahi, bütün kanunlarda sebep, niyet, diğer maddelerle illiyet gibi unsurlar vardır. islam âlimleri, toprak altında. Onlar Allah için yaşayıp yazdılar.Şimdilerde ortalık din bezirganı dolu. Yazdıkları kitaplar belki alınıyor ama raftan inmiyor. inse de zaten anlaşılmaz, sabredilip okunamaz. Akıl terazisine çekemeyeceği yük yüklenemez. Kuram okumak sünnetken, meal okumak ne farzdır ve ne de sünnet.

--spoiler--

--spoiler--

(bkz: http://forum.islamiyet.ge...okudu-sapittive-oldu.html)
demek ki mealinden okumamış yada anlayarak okumamış insandır.
kuran'ı gerçekten anlayarak objektif bir şekilde okuyanların sürükleneceği durum. allah korkusu ya da sevgisi olmadan objektif okuyun göreceksiniz.
nasip meselesidir efendm, allah istifade etmeyi nasip etsin demek düşer.
okuduğunu anladığını gösterir. dini bir kenara itmektir.
Kuranı okuduktan sonra ateist olanlar da vardır. Ben de onlardan biriyim.
tolstoy'un "dini bilmeyen dindar olur, bilen ise ateist" sözünü akla getirir.