bugün
- uludağ'ın kaderi9
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte12
- anın görüntüsü16
- güzel erkek isimleri19
- rakının berbat bir içki olması19
- hayal dünyasında yaşamak10
- gecenin şarkısı15
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız11
- true'nun yetkili olması9
- çocukluk travmaları10
- en etkili içki hangisi8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları16
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- utopyalarkralicesi8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf12
- true'nun ölmesi8
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları24
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- nervio abla36
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi12
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- seküler yaşamın faşist bakış açısı15
- larisalisa17
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
- wolverine gibi tırnakları olan kız8
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu23
- gece dışarıdan gelen hav hav hav sesleri11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı30
- chatgpt ile yazarların görselleri14
- etek giyersen tecavüzü hakedersin10
- erkeklerin erkeklere taktığı kırıcı lakaplar13
- ellerim bos gonlum hos11
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin19
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin13
- geceye bir şarkı bırak8
- insan olmaya ceyrek kala23
bazen birini de hatırlatır.
sinir hücrelerini diğer nöronlardan ayıran önemli bir özelligi ile diger algılarımızdan ayrılan beş duyudan bırıdır... Beynimizdeki yüz milyar nöron hayatımız boyunca yenilenmezken, burnumuzdaki milyonlarca koku alıcı hücre ortalama olarak 45 gün yaşar. Bu sürenin sonunda ölenlerin yerlerini yenileri alır. Yeni koku hücrelerinin inşa edildiği yer de, koku bölgesindeki bazal hücrelerdir. Bazal hücreler adeta koku hücresi fabrikası gibi çalışır; sürekli ve düzenli üretim yaparlar. Bu ve benzeri soruların yanıtları bilim dünyasında büyük bir merak ve araştırma konusudur. Şu anda bilinen, hücreler arasındaki göz kamaştırıcı mekanizmaların varlığı; bilinmeyen ise söz konusu mekanizmaların detaylarıdır. Dikkat edin, yaklaşık olarak her 45 günde bir milyonlarca koku hücreniz tamamen değişir. Ancak siz, gülün kokusunu yine gül olarak, portakalın kokusunu yine portakal olarak algılarsınız.
Koku hücrelerindeki devir teslim sırasında herhangi bir hata olsaydı, birçok kokuyu yanlış algılayabilir veya fark edemeyebilirdiniz. Oluşacak muhtemel bir karışıklığı düzeltmeniz de mümkün olamayacağı için, koku duyunuz sizi sürekli yanıltır ve büyük bir sıkıntı kaynağı olabilirdi. Ancak böyle bir şey asla olmaz. Yeni sinir hücreleri, görevlerini eksiksiz sürdürürler.
(bkz: koku hafızası)
Koku hücrelerindeki devir teslim sırasında herhangi bir hata olsaydı, birçok kokuyu yanlış algılayabilir veya fark edemeyebilirdiniz. Oluşacak muhtemel bir karışıklığı düzeltmeniz de mümkün olamayacağı için, koku duyunuz sizi sürekli yanıltır ve büyük bir sıkıntı kaynağı olabilirdi. Ancak böyle bir şey asla olmaz. Yeni sinir hücreleri, görevlerini eksiksiz sürdürürler.
(bkz: koku hafızası)
beyza durmaz isimli yeni bir şarkıcının çıkış parçası.
(bkz: ten kokusu)
(bkz: anne kokusu)
(bkz: ayak kokusu)
(bkz: ağız kokusu)
gibi türleri olan, doğal ya da sonradan elde edilen, koklama duyusuna hitap eden algı.
(bkz: anne kokusu)
(bkz: ayak kokusu)
(bkz: ağız kokusu)
gibi türleri olan, doğal ya da sonradan elde edilen, koklama duyusuna hitap eden algı.
sözleri;
tam unuttum diyorken
yola devam ederken
köşe bucak gezerken
nerden geldi bu koku
bu kokuyu sürmeyin
beni deli etmeyin
sevdiğimin kokusu bu sürüp sürüp gezmeyin
sürmee, sürrrrmeee..
bu kokuyu sürmeyin
beni deli etmeyin
sevdiğimin kokusu bu
sürüp sürüp gezmeyin
beni deli etmeyin
bu kokuyu sürmeyin
aşkımı depreştirip de
içimi titretmeyin
sürrrmeee..
tam unuttum diyorken
yola devam ederken
köşe bucak gezerken
nerden geldi bu koku
bu kokuyu sürmeyin
beni deli etmeyin
sevdiğimin kokusu bu sürüp sürüp gezmeyin
sürmee, sürrrrmeee..
bu kokuyu sürmeyin
beni deli etmeyin
sevdiğimin kokusu bu
sürüp sürüp gezmeyin
beni deli etmeyin
bu kokuyu sürmeyin
aşkımı depreştirip de
içimi titretmeyin
sürrrmeee..
(bkz: Post prodüksiyon)u (bkz: Arri) stüdyolarında yapılmış bir film
adını koyup tanımlamasak da, farkında olmadan bazı şeylere kendimizi yakın hissetmemizi sağlayan algı...
tarifi de güçtür, tanımlamakta....
kimi zaman bir kokuyu anlatırken renklerden, seslerden ve tanımlanabilmiş başka kokulardan yararlanırız.
anne kokusu denildiğinde herkes anlar, ama herkesin annesi aynı mı kokar?
hayır..
koku aynı değildir ama anne kokusu denilince ortak kanı; güzeldir, sevgi doludur, doyurucudur, koruyucudur, sığınaktır..
deniz kokusu, bebek kokusu, sıcak ekmek kokusu, ayak kokusu uzaaar gider..
aslında herşeyin bir kokusu var ve biz bazen bu kokuları tanımlayamıyoruz ama hissedip algılıyor, beynimizin bir köşesine kaydediyoruz..
koktuğunu sanmadığımız şeylerin de kokusu var;
korkunun, ihanetin, acının, yalanın, aşkın, sevginin, şevkatin...
yoğun olarak bu duygunun içerisindeyken, bi düşünün, kokusunu anlatabileceğinizi göreceksiniz..
tarifi de güçtür, tanımlamakta....
kimi zaman bir kokuyu anlatırken renklerden, seslerden ve tanımlanabilmiş başka kokulardan yararlanırız.
anne kokusu denildiğinde herkes anlar, ama herkesin annesi aynı mı kokar?
hayır..
koku aynı değildir ama anne kokusu denilince ortak kanı; güzeldir, sevgi doludur, doyurucudur, koruyucudur, sığınaktır..
deniz kokusu, bebek kokusu, sıcak ekmek kokusu, ayak kokusu uzaaar gider..
aslında herşeyin bir kokusu var ve biz bazen bu kokuları tanımlayamıyoruz ama hissedip algılıyor, beynimizin bir köşesine kaydediyoruz..
koktuğunu sanmadığımız şeylerin de kokusu var;
korkunun, ihanetin, acının, yalanın, aşkın, sevginin, şevkatin...
yoğun olarak bu duygunun içerisindeyken, bi düşünün, kokusunu anlatabileceğinizi göreceksiniz..
cisimlerden yayılan küçük zerrelerin burunda bulunan sinirler tarafından algılanmasıdır.
bazen vazgeçilemez yapar kendinden sanırsınki o olmazsa yaşayamazsın..çektikçe içine hayat gelir ruhuna gözlerin ışıldar bazen gözyaşıyla bazen mutlulukla:ya aşktır o koku ya da kutsal bir sevgi tıpkı özlenen bir annenin ellerinin kokusu gibi..özlediğinde zihnin rüyalarına bile getirir o kokuyu..
tat ile birlikte zamanda yolculuk yaptırma yetisine sahip olan belkide en önemli şey.
kokun yoksulluğum olurdu her defasında. Bütün sevişmelerden arta kalan ve bir daha asla tekrarlanmayacak olan şey.
vaktiyle pandora'nın kutusunun dibinde bir köşeye konuşlanıp inatla dünyaya salınmayı reddetmiş olan ''umut''la aynı isyanın pençesine sıkışmış, ama kalkışa 180 derece tersten geçmiş bir yaramaz çocuk koku. ayagına zincir vurdukları kodesin duvarına astıgı güzel vücutlu kadın posterinin arkasından sıyışmış, sonra da tüm asabiyetiyle hızla çogalmaya, sebatla kokusuz dünyayı doldurmaya başlamış iflah olmaz bir yasak meyve. o gün bugundur koku, öfkesinden bir tike kaybetmeden kimi zaman tek arkadaşı rüzgarla, kimi zaman doganın ona hazır sundugu difüzyonu sonuna kadar istismar ederek dolandıkça dolanıyor insanların üzerinde, dünyanın her yerinde. *degerini en iyi, Jean Baptiste Grenouille bildi onun. ama zavallı çocuk, dünyanın kokusuz oldugu o tatsız tuzsuz çagdan bir tükürüktü gelecege ve bu kusrunu kapatmak istercesine güçlüydü burnu, barışıktı o nemrut seyyahla; ancak ona hükmetmeye kalkıştıgında ve hatta hükmettiginde dahi kulakları pelte eden o ürkütücü kahkasıyla ezip geçti grenoille'u koku: ''senin daha kendi kokun yok, neyine güvenirsin a biçare!'' haklıydı sinir bozucu oldugu kadar; kendi kokusu yoktu ve hükmedebildigi o burnundan kıl aldırmayan kokudan sürünüp de kendini insanlara kabul ettirebildiginde bile bunu unutamadı. kokusuzluk kimliksizlikti ve o kimligini geri dönemeyecegi bir geçmişe gömüp terketmişti. insanların kokusuz bir bedene olan umursamazlıgı inançsızlıga donuştugunde peydah olmuştu pan da*. o seviyordu kokusunu, kokusuzu mu kokanı mı sevdigine bir türlü karar veremeyen insanoglunun onu inanç dünyasından silip, somut dünyadan şeffaflaşmaya itmesine ragmen. kabul görmesi, umursanması için üstüne sürülen ve ''kendi'' kokusunu alt etmeye çalıştıkları o yabancı, o sahte kokuyla tümden yalan bir hayatı yaşamaktansa aynı seçimi yaptı grenoille ile. insanın kokusuna tecavüz ne büyük bir suçtu!
otobusteki kesif ter kokusunu en çok benim duymama sebep, herkesin 5 dakika sonra aldıgı herhangi kötü bir kokuyu ilk once alıp beni paranoyaya zerk ettirdigi için çokça zaman küfrettigim burnumu seviyorum artık. meger ne önemli şeymiş şu koku, meger ne güzel meziyetmiş o, dünya döndükçe, dünyaya ''sen gelirken ben dönüyordum'' diyebilecek kadar küstah olan en iyi yardımcı oyuncu ödülünün sahibinden nasibini bolca alabilmek.
fırından yeni çıkmış ekmekle, temiz bir insanın ilk teri aynı kokuyor desem?
otobusteki kesif ter kokusunu en çok benim duymama sebep, herkesin 5 dakika sonra aldıgı herhangi kötü bir kokuyu ilk once alıp beni paranoyaya zerk ettirdigi için çokça zaman küfrettigim burnumu seviyorum artık. meger ne önemli şeymiş şu koku, meger ne güzel meziyetmiş o, dünya döndükçe, dünyaya ''sen gelirken ben dönüyordum'' diyebilecek kadar küstah olan en iyi yardımcı oyuncu ödülünün sahibinden nasibini bolca alabilmek.
fırından yeni çıkmış ekmekle, temiz bir insanın ilk teri aynı kokuyor desem?
sigarayı içerken, sürekli orada tuttuğunuz, iki parmağın birbirine bakan yüzlerine sinmiş koku,
uyarılmış bir kadının kasıklarından yayılan kokuya benzer kimi zaman..
her ikisini de kokladığınızda aldığınız haz ya da rahatsızlık,
tanımlanamasa da anlaşılır bir şey olabilir..
lakin birbirlerine karıştıklarında,
karışabilir..
uyarılmış bir kadının kasıklarından yayılan kokuya benzer kimi zaman..
her ikisini de kokladığınızda aldığınız haz ya da rahatsızlık,
tanımlanamasa da anlaşılır bir şey olabilir..
lakin birbirlerine karıştıklarında,
karışabilir..
varlıklara özgü olan, kimi anların ayrıntılarıyla bütünleşip, onları büyülü bir şekilde unutulmaz kılan özelliktir. en unutulmak istenen anların şifresidir bazen. beklenmedik bir an da yakalanırız büyüsüne, burnumuza çarpan tanıdıklığıyla. koku kalabalığının arasından en tanıdık olanı seçer hafıza ve bütün şifreler çözülür anılara dair.
(bkz: kadın kokusu)
anlatılamayan sevdalanma biçimidir koku kimi zaman
tarif edilemeyen, kelimelerin yetersiz kaldığı şeydir.. herşey anlatılabilir, renkler, bir manzara, bir aşk belki ama bir koku değil.. kokunun algısına dair türkçemizde yeterli sözcük de yoktur ayrıca.. 'kokuyu duymak' mı diyeceğiz koksa 'kokuyu tatmak' mı yoksa 'kokuyu almak' mı? 'koklamak' fiiliyse yeterli kalmıyor, zaten 'kokuyu kokladın mı?' gibi bir cümle anlatım bozukluğu oluyor..
velhasıl koku anlatılması, tariflenmesi güç bir şey.
bir o kadar da hatta belki ondan çok daha önemli.. tar,flenemeyen şeyi beynimizin kim bilir hangi noktasına kaydedip geçnişle, bir aşkla, bir adamla ya da çocukluğumuzun bir yiyeceğiyle özdeşleştirebiliyoruz.. üstünden yıllar da geçse aynı kokuyu aldığımızda o anı, o adamı, o yiyeceği hatırlayabiliyoruz.. insanoğlunun müthiş bir yaratık olduğunun kanıtıdır koku konusundaki becerisi..
burnuyla yaşayan insanlar için( ki bunlar herşeyi önce koklar sonra yer/içer, kokulara aşık olur, olayları ve insanları kokularıyla özdeşleştirir) (bkz: cilekrazzi)koku hayatın en mühim motifidir..
tarif edilemeyen, kelimelerin yetersiz kaldığı şeydir.. herşey anlatılabilir, renkler, bir manzara, bir aşk belki ama bir koku değil.. kokunun algısına dair türkçemizde yeterli sözcük de yoktur ayrıca.. 'kokuyu duymak' mı diyeceğiz koksa 'kokuyu tatmak' mı yoksa 'kokuyu almak' mı? 'koklamak' fiiliyse yeterli kalmıyor, zaten 'kokuyu kokladın mı?' gibi bir cümle anlatım bozukluğu oluyor..
velhasıl koku anlatılması, tariflenmesi güç bir şey.
bir o kadar da hatta belki ondan çok daha önemli.. tar,flenemeyen şeyi beynimizin kim bilir hangi noktasına kaydedip geçnişle, bir aşkla, bir adamla ya da çocukluğumuzun bir yiyeceğiyle özdeşleştirebiliyoruz.. üstünden yıllar da geçse aynı kokuyu aldığımızda o anı, o adamı, o yiyeceği hatırlayabiliyoruz.. insanoğlunun müthiş bir yaratık olduğunun kanıtıdır koku konusundaki becerisi..
burnuyla yaşayan insanlar için( ki bunlar herşeyi önce koklar sonra yer/içer, kokulara aşık olur, olayları ve insanları kokularıyla özdeşleştirir) (bkz: cilekrazzi)koku hayatın en mühim motifidir..
üste sinmesiyle meşhurdur.
filmi güzel,kitabı daha güzel kokulu bir eser.
bir insanın kokusunun en iyi algılanabileceği yeri o kişinin direğinin iç bölgesidir. *
tamamen bir histir..ölçümü yapılamaz,tarifi yapılamaz. yapılsa bile yapılan tarif kişinin geçmiş hafızasına bağlı olarak başka birinin tarifi ile aynı olamaz.
bazen yolda yürürken burnunuza çalınan koku ile yıllar öncesine gidersiniz, neşe de olur gittiğiniz yerde hüzün de,öfke de, kıskançlık da, keşke de...
bir de çocuğunuzun kokusu, annenizin kokusu, sevdiğinizin kokusu vardır ki tek size öyle kokan, nasıl anlatsam bilemiyorum dersiniz, anlatamazsınız, anlatılamaz...
bazen yolda yürürken burnunuza çalınan koku ile yıllar öncesine gidersiniz, neşe de olur gittiğiniz yerde hüzün de,öfke de, kıskançlık da, keşke de...
bir de çocuğunuzun kokusu, annenizin kokusu, sevdiğinizin kokusu vardır ki tek size öyle kokan, nasıl anlatsam bilemiyorum dersiniz, anlatamazsınız, anlatılamaz...
sabahları sizi cezbeden sucuk kızartması kokusu.
iç kanatandır.
"saçlarımda kokun vardır diye son kez kokladım öyle yıkadım
sen benden sonra kaç beden giydin üzerine
kaç bedenle kendini yıkadın
bende sen kaldın ve bu nasıl geçecek bilemiyorum
bir on yıl alır mı mavi adam'ım.
tadını bilmediğim yemeğimdin
artık biliyorum
ve korkuyorum
seni özler miyim tüm olanlardan sonra
imkansızım.
kendine dön hep sen.
kendini yaşa.
ben yokum hiç olmadım
kelebek gibiydim
öldüm kaldım.
hala kokun var mıdır diye saçlarımı kokladım
bulamadım
sen başka yıldızlara kaçtın.
şimdi tek isteğim zamana bırakmak içimi ve ruhumu
sen yıkamazsın ama zaman yıkar içimi.
sen kalırsın içimde
bu kez mavi olmaz rengin
biliyorum beyazım.
beyazsın sen kara geceden kalan kefenim."
"saçlarımda kokun vardır diye son kez kokladım öyle yıkadım
sen benden sonra kaç beden giydin üzerine
kaç bedenle kendini yıkadın
bende sen kaldın ve bu nasıl geçecek bilemiyorum
bir on yıl alır mı mavi adam'ım.
tadını bilmediğim yemeğimdin
artık biliyorum
ve korkuyorum
seni özler miyim tüm olanlardan sonra
imkansızım.
kendine dön hep sen.
kendini yaşa.
ben yokum hiç olmadım
kelebek gibiydim
öldüm kaldım.
hala kokun var mıdır diye saçlarımı kokladım
bulamadım
sen başka yıldızlara kaçtın.
şimdi tek isteğim zamana bırakmak içimi ve ruhumu
sen yıkamazsın ama zaman yıkar içimi.
sen kalırsın içimde
bu kez mavi olmaz rengin
biliyorum beyazım.
beyazsın sen kara geceden kalan kefenim."
güncel Önemli Başlıklar