bugün

aile boyu diye aldığınız cipsin sadece beşte birlik bölümünün dolu olmasından kaynaklanır. raftan alırsınız cipsi ilk olarak. ücreti ödedikten sonra cipsi yiyebileceğiniz rahat bir yere gidersiniz. bu ev, park, yarım kalmış inşaat gibi yerler olabilir. yolda giderken anlarsınız aslında poşetin sadece beşte birlik kısmının dolu olduğunu ama kabullenmek istemezsiniz. içi dop doludur diye düşünürsünüz. ve o an gelir, cips poşeti açılır. küfretmek gelir içinizden, çoğu kez de edersiniz. kurduğunuz hayaller suya düşmüştür artık. göz yaşlarınız cipsin tuzuna tuz katar. hıçkırıklar eşliğinde bir bir indirirsiniz cipsleri mideye. dibini bulmak çok vaktinizi almayacaktır merak etmeyin. çabuk dinecek acınız.
bu hep böyle olmuştur ve aramızdan bir idealist poşeti ağzına kadar dolduracak bir cips fabrikası kurana kadar da böyle devam edecektir.
üzerindeki 'boş yok' yazısına kanıp açınca bedava falan bulamayan insandır.
cipslerin yarısı ayak yarısı osuruk kokmasından ötürü mutsuz olabilirsin. mesela ben her açtığımda inanılmaz heyecanlanıyorum.
100 gramında 650 kcal enerji olduğu öğrenildiğindeki mutsuzluk olabilir.
o paketi yarım dolduranların kulağının çınlamasına sebebiyet veren mutsuzluk. *
paketin üzerinde %25 daha fazla yazmasına rağmen, açıldığında %50'sinin boş olduğunun görülmesiyle oluşan duygudur.
pringles ın diğer cipslerden üstün olduğunu oraya koyan andır. Evet belki 2 büyük cips parası ama her dakika başıda cips yemiyoruz ki bazen paraya kıyıp gerçekleri kabullenip pringles yemek lazım.
"içine osursam bu kadar hava olmaz" düşüncesi uyandıran vaziyet.
gayette heyecanla alınan açınca aaaa bu kadar mıymış diyip sövmeye başlanılan andır.
pringles alınarak geçirilebilecek fakir mutsuzluğu. alacaksın şöyle upuzun bir pringles sonra ye yediğin kadar ne hayal kırıklığı ne üzüntü. o kadar paran yoksa bim de party diye çakmasını satıyolar ondan al.

(bkz: züürt tesellisi)
paket ebatıyla paket içindeki cips miktarı arasındaki farkla doğru orantılı olarak artan mutsuzluktur.