bugün

bilge adamın korktuğu üç şey vardır : aysız gece , fırtınalı bir deniz ve yumuşak başlı birinin öfkesi ...
(bkz: kralkatili güncesi)
sen islâm stratejisi icabı haykır da isterse sözünü dinleyen olmasın... tek, millet bilsin ve görsün ki, hakkı dinleyen yok ama, haykıran var!..
necip fazıl kısakürek - rapor 10-13
iyi ahlâk öyle bir ruh melekesidir ki, onunla sıfatlanmış olan kimseye güzel işler kolay gelir ve başkalarına yardım ve ihsanda bulunmak da onlarca en büyük zevktir.

kötü ahlâklar için de güzel işler çok zordur ve huyları fitne ve fesada kaçmaktır.

salih mirzabeyoğlu - kültür davamız
dini para olan vahşi kapitalizme “hoşgörü” numarasıyla tâbi olmak, karısını satan pezevenk adama hoşgörüdür ki, zaten böyle bir hoşgörüyü gösterebilecek adam da, ruhunda pezevenklik istidadını yaşatandır!...

salih mirzabeyoğlu - parakutâ
26 Mart 1981...

şu hücreli, hapisli, işkenceli malum kahramanlık var ya, beşe ayırdım onu, al sana ölçü:

birincisi; tehlikeli yolda yürür, tehlike başına gelir veya gelmez. kahraman!

ikincisi; tehlikeli yolda yürür, tehlike başına gelir, yine de dönmez. al sana kahraman!.
gerisi seng-i kazaya girer:

birincisi; tehlikeye yürümez, başına gelir, sonra emeğine sahip çıkar da, tehlikesiz yola dönmez.
alâ ve makul!

ikincisi; tehlikeye yürümez, başına gelir,sonra 'yürümez' yoluna döner.
samimi!

üçüncüsü; tehlikeye yürümez, başına gelir, sonra vaziyeti kollar.
havalar iyiyse tehlikeli yolun yolcusu görünür, havalar kötüyse tehlikeli yolun kaçkını.

alçak ruhlu; bilmez ki mürai kahraman olmaz!

salih mirzabeyoğlu - damlaya damlaya sf:250
görsel
ismime münhasır...
Son(er) meden sevmek gerek, belli etmek gerek galiba. Öyle diyor kitaplar. Üzülen taraf vazgeçen taraf sen olma belki de aynı karşılığı alacaksın. ilişkilerde, aşklarda vedalar hep acıdır ilişkinin de doğasında vardır ayrılık acısı olmasa aşk olur muydu peki usta?
Belki de öyle.. Ama yine de doya doya aşk yaşayabilmek ümidiyle.
Ulan üç günlük dünya zaten üzmeyin sevin.
yüzünün üzülmeye çalışmış yerlerinden bahsediliyor
güya gövdenin ve sesinin başına su gelmiş,
inanmazdım
herkesle hançersin de kendinle adın çıkmış sanki,
kalbini özenle kırmışsın bütün eşyanın, ummazdım

incirin öte hatrı suyun kuşkusuz fikriyle üzgünüm
dilemiştim ki en çok kar yağmasın bu kış
bu kış kalp suyumla ıslanmasın yastık!
dilemiştim ki yoktur aşk
bu mutlak hasar bu mükemmel hata
bu belki mümkün bir kusurdur sinemdeki
ama ödü varsa umru da var insanın ayarı gibi
anladım sanki:devlet neden şarap kullanmaz
neden en uzun suya en sessiz uzanır yüzün
neden en çok üzülmüş üzümün adı şaraba çıkar.
Dünya'dan bir şeyler beklemeyi bırakır bırakmaz, dünya'da kendini size verir, bırakır, teslim olur.
Hiç bir şey beklemez olduğunuz da, mevcudiyet için bir takviye, karşılıksız bir lütuf olarak sunulur her şey.
(bkz: yürümenin felsefesi)
Sabahları kalkmayı canın istemedikçe şunu hatırla: “insanlık görevi için kalkıyorum.” Eğer bunun için doğduysam, bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Çarşaflara örtülere sarılıp kendimi ısıtayım diye mi yaratıldım? "Fakat bu daha keyifli.” Öyleyse keyif çatmak için mi dünyaya geldin, eyleme geçmek, çaba harcamak için değil mi yani? Bitkilerin, küçücük kuşların, karıncaların, örümceklerin, arıların üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını, ellerinden geldiğince dünyanın düzenine katkıda bulunduklarını görmüyor musun? Ve sen insanların görevlerini yerine getirmesini istemiyorsun öyle mi? Kendi doğanın sana buyurduklarını yapmakta acele etmeyeceksin öyle mi? "Fakat dinlenmem gerek.” Tabii ki, benim de dinlenmem gerek. Yine de doğa yemek, içmek gibi bunun da ölçülerini ve sınırlarını belirlemiştir, oysa sen yararlı dinlenme ölçüsünü aşıyorsun. Fakat eyleme gelince gereğinden azını yapıyorsun, hatta payına düşen ölçünün altında kalıyorsun. Aslında sen kendini sevmiyorsun; sevseydin doğanı ve doğanın gereğini de severdin.
“amerikan domuzundan misal, dünyanın hemen her yerinde mısır tarlasına girmiş domuz gibi kaynakları talan ve insanları telef eden bu kefereye karşı çıkan devlet ve örgüt bazında her direniş ‘terör’dür.

sen orada ne arıyorsun ve senin silahlı kuvvetlerinin yaptığı ne?

o, bir ‘iyilik meleği’, bir ‘koruyucu’, bir ‘demokrasi havarisi’dir.
milletlerin ağzına ederken bile makatlarından çıkanlar için teşekkür bekleyen, teşekkür ettiren!”

salih mirzabeyoğlu - büyük muzdaribler 3. cilt sf:276
Evet alçaklık bendeydi. Öyle yumuşak görünüyordum ki siz beni parçalamaya çalışırken, ben gizli gizli onarırım kendimi. Sonunda bilmediğiniz bir şey olur çıkarım ve sizi suçlarım: beni mahvettiniz diye. Sizlerle birlikte başarısız gibi görünürüm: fakat sonunda ihanet ederim sizlere. Hep bir yerde takılmamı beklersiniz; ben de aynı şeyi beklerim heyecanla. Sonunda, yarım yamalak bir başarıyla sıyrılırım işin içinden. Başarısızlığın sevimliliğine kapılarım ve sonunda gerçek başarısızlara ihanet ederim. Kusura bakmayın derim, hiçbir işi sonuna kadar götüremiyorum, başarısızlığı bile. Oysa kendimi onlara, olduğumdan başarısız göstermek için ne kadar çırpınmışımdır.

(bkz: Tutunamayanlar)
(bkz: oğuz Atay)
benim gözümde iş ve hareket düşmanı fikir adamları, dişleri sökülmüş ve pençeleri törpülenmiş bir cambazhane arslanı kadar zavallıdır.
mutlaka iş ve hareket...
fakat hangi ruhun, hangi fikrin emrinde?..
mesele burada!..

necip fazıl kısakürek -Çerçeve 4
bir yanda gül kokusu, öbür yanda kaka kokusu.
şimdi muhatabına kaka kokusunun kötü olduğunu anlatmaya kalktın mı, kendi halinin binbir çeşit şeyle alakâlı izahını karşı tarafa yıkan ahmak adamın pişkin rahatlığı karşısındaki rahatsızlığa düşersin.

kaka kokusu niçin kötü kokudur!?
kötü olduğu için!... başka ne denir ki!..

salih mirzabeyoğlu - necip fazıl'la başbaşa
"Acı çeken kimsenin bütün zevki inlemektir; bundan bir zevk almasaydı, inlemekte direnir miydi?"

(bkz: yeraltından notlar)
görsel
Çok önemli.
Çok önemliydi.
Ve öyle kaldı.
Kaldım.
Buraya eklenebilecek binlerce alıntı var ama hepsini yazmaya vakit yok ne yazık ki. Ama Ara sıra aralarından birkaçını eklemeyi gerekli görüyorum çünkü okuduğum büyük fikirler yalnız benim zihnimde barınırsa bir tek bana yararı dokunur o nedenle belki denk gelip de bu fikirlerden istifade etmek isteyenler olabilir diye paylaşmak istedim. 9-10 ay önce bitirdiğim üç farklı kitaptan birkaç bölüm;

görsel
'Boş insanlar öfkelerini de sözlere yansıtır.' (Sayfa 20)

görsel
'Elbette her insan kendini önemsemeli; ancak şunu unutmamalı: o aslında evrenin küçücük bir parçası...' (Sayfa 77)

'ürettiğim ne varsa yalnızlığıma borçluyum.' (sayfa 26)

Johann Wolfgang von Goethe- Dünyanın derdi bitmez (aforizmalar).

görsel
'Evet, hayatta herkesin değişik görevleri, işleri olabilir; ama hiçbir yetki, başkalarına saygısızlık yapma hakkını vermez.' (Sayfa 48)

Herman melville- Moby Dick.

görsel
'Hayat serüveninde en değer verdiğim şey, devlet değil, sürünün yüzeysel düşünce ve duygularının aksine asil ve yüce olanı ortaya çıkaran, yaratıcı, sezgisel birey ve kişiliktir.' (Sayfa 122)

'incelikli fikirler ve soylu davranışları ancak büyük ve sağlam karakterler üretebilir. Para, yalnızca bencilliğe hitap eder ve sahiplerini, karşı konulmaz bir şekilde suistimal etmeye kışkırtır.' (sayfa 35)

'Günümüzde öğretim özgürlüğü için en büyük tehlike, bir dış tehlikenin varlığını ileri sürüp öğretim, düşünce alışverişi, basın ve öbür haberleşme özgürlüklerinin kısıtlanmasında, engellenmesinde aranmalıdır. Bu durum, insanların geçim güvenliklerini tehlikeye sokan koşullarla yaratılmaktadır. Bunun sonucu olarak da özel hayatlarında bile düşüncelerini açıklayamayanların sayısı, günden güne çoğalmaktadır. Halk yönetiminin, demokratik bir yönetimin geleceğini tehlikeye düşüren bir durumdur bu.' (sayfa 116)

'Nasıl ki bireyin kişiliği toplumdan beslenmeden gelişemezse toplumun gelişimi de yaratıcı, özgür düşünen ve hüküm veren kişilikler olmadan mümkün olmayacaktır.' (Sayfa 36)

Albert Einstein- aforizmalar.
Gözlerin.
görsel

Yavaş yavaş, dinlene dinlene her satırı hissederek okumak bu olsa gerek.
tatbik ettiği kanuna inanan hâkim... Kendisini hâkime inandıran kanun...
aldığı davanın hak olmasına bağlı avukat...
"kanunun kestiği parmak acımaz" bilen mahkûm...
bunlar oldu mu adalet tamamdır.

necip fazıl kısakürek - ideolocya örgüsü
burada ben konuşacağım, siz hoşça vakit geçirmiş olarak gidip evde horlayacaksınız; dava bu mu?..
herkesin emeğini gerekli kılacak bir fikir etrafında birlik gerçekleşir...

biz şahsiyetler topluluğuna talibiz, kaval dinleyen koyun sürüsüne değil!...

salih mirzabeyoğlu - üç ışık
"sordu; nasıl bu kadar iyisin insanlara karşı?

Süt ve bal damladı dudaklarımdan cevaben, çünkü kimse bana iyi davranmadı."
"Kimsenin düşüncelerini söylemeye cesaret edemediği bir devir gelmişti."

- hayvan çiftliği
"bir evin bütün camlarını kırıp, sonra kapısını çalamazsın."

görsel
Ama dünya hiçbir zaman merhametli değildi, özellikle de çocuklara karşı.

Büyük Yalnızlık, Kristin Hannah
Zor zamanlarda yaşıyoruz. Tanrı’yı kızdırdık herhalde.
görsel