bugün

Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi, şahıs, nefer.
etimolojik incelemesi şu şekildedir:
kimse < kim-ise-ne
"kimse kimseyi öpmek için, kimseyi araya sokmasın bi daha gelsin kendi öpsün. kimsede kimse degilse de, kendi olsun"

patanoyaksanılanbirkimse/ 2006
(bkz: kimler öpüyor seni)
"Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu"
avni
murathan mungan şiiridir. çoğu şiiri gibi her okunuşunda farklı bir anlam yüklenen...

zamani yillarla tartanlar
yanilirlar
hiçbir sey tartilmaz baska bir seyle
hatta çogu zaman kendiyle bile
yasanir, içini tohuma birakir
geçer gider
geçmez sandiklarin bile

hiçbir geçen tartilmaz kalanla
neyin kaldigini çogu kez kendi de bilmezken insan
kimse kimse kimse
sahi kimse
ya da hiç kimse
söylediklerimden çok
sustuklarim
seçtiklerimden çok
reddedilmek için
ne kadar varsam
o kadar kimseyim kendime

güç kötü bir sey
kaderken de
kaldiramazken de
güç kötü bir sey
güçlüyken de
güçsüzken de
kaldigin yerden devam etmenin karanligi
benzemiyor hiçbir çaresizlige
kimin kaldigi yer var ki dünyada
kaldim sandigin yer
bizden geçendir çogunlukla
içimizi parçalaya çogalta
hâlâ gittigim sona aceleci adimlarla
bütün is birinin dedigi gibi,
yavasça acele etmek aslinda

ölene kadar yavasla iste
ölene kadar yavasla
ne baskalastirirsan o kadarsin
baskalarinin imtihanlarindan büyük gelecekler umma

çaresizlik bile bizden bir baskasi yapmaya yetmez
bize biçilmis döngüye katlaniriz yalnizca
bir bakima hiçbir yerdeyiz
bir bakima yalnizca buradayiz
var olusumuzun agirligi altinda ezilirken yapayalniz
ait oldugunu sandigin bütün gruplarin içinde yapayalniz
reddin imkânlari sayim kayiplari yoklama kaçaklari
sanma ki hayat bizi bekler baska kiyilarda
oysa biz buradayiz
halsiz, kanitsiz
yillarin neyi tarttigini bile bilmeden
kendi gücümüzün altinda azala azala

kollarimiz kadar kulaç kalplerimiz kadar sahil
hiçbir adanin almadigi yalnizlariz,
tamamlanmamis haritasinda
define ve varlik
gelecegin tarihe dagittigi kayiplar
bir gün birbirini bulmanin umuduyla

gölgemizle barismanin uzun yolculugu: büyümek
kendiyle tanismayi erteler insan çogu zaman
hayat yanlislarla kisalir
baska biri olarak girdigimiz bir kapidan
bir digeri olarak çikariz
gündelige katlanmak için baskalarini kandirirken kendimizi yaniltiriz
içimizi denerken yüzeriz farkli yüzlerle kendi içimizde bile
bu yüzden ask yalnizca bir fikirdir
bu sefer gerçeklestirdigini sandigin bir fikir
hep öyle oldu bende
hep sakli kaldi içimdeki anahtar
ve hep ayni kilitte kirildi

fikirler de zamanla degisir
kirildiklari yerde
kirildiklari yer her seyi degistirir

zamanla bir sey söylemez artik kirilmak bile
sonra baska bir baslangicin kapisinda
ayni korkularla kalakaliriz
daha önce de söylemistim:
kimse yoktur kimsenin kimsesizligine
her siirin gizi baska bir siirle
açiklar kendini
demistim ya, hep öyle oldu bende
böyle katlandim kimsesizlige
o birini ararken bile biliyordum
hiç kimse hiç kimse hiç kimse
bir ferit edgü kitabı. "bir karakış boyu, ülkemizin doğusunda, hakkari'nin 13 haneli, 114 nüfuslu pirkanis adlı dağ köyünde, anmak, ansımak, anlamak, sormak, karşılık aramak ve özellikle yaşamı sürdürebilmek için yapılmış konuşmalardan seçmeler ya da dilin olanaklarını zorlayan bir modern Türk romanı."*
dünyada gizemini koruyan canlı.
matematikteki x in de o olduğunu söylüyorlar. (benden duymuş olmayınnn..)
Kimse kimseyi, ilk Rastladığı gibi; Sevdiği gibi, Bırakmıyor...
kimse, bu denli tutsak etmemişti varlığına beni...
varolan ancak var olmadığı işaret edilen kişi hakkında kullanılan türkçe kelime.
hiç kimse değer verdiğini hissetirirsen,değersizleşirsin demedi.
ayrıldığın sengilin,
gorusmedigin arkadaşın ve
konusmadigin komsun.
belgisiz zamirdir.

ayrıca, belgi: Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik demektir.

(bkz: bence artık sen de herkes gibisin)

aslında kırıcıdır da bu. sanki hep bir yokluk bildirir gibi gelir bana. çünkü diğerlerinden farksız bir şey sana görünmeyendir aslında. o '' kimse'' nin görünmesi için diğerlerinden farklı olması gerekmez mi zaten ?
bir karakış süresince hakkari'nin pirkanis adlı dağ köyünde, anmak, anımsamak, anlamak, sormak, karşılık aramak, ayakta kalabilmek adına sürdürülen yalnızlık konuşmalarını konu edinen aşmış bir ferit edgü kitabı. keyif almak için yazarın hakkari de bir mevsim adlı romanından sonra okunması tavsiye edilir.

--spoiler--
ah yollar kapalı olmasaydı, diye başlıyor birinci ses.
ah okunmamış bir kitap olsaydı, diyor ardından.
ah yazılmamış bir kağıt olsaydı, diyor sonra.
ah içilmemiş bir rakı olsaydı, diyor daha sonra da.
ah, bu ahlar olmasaydı , diye kesiyor ikinci ses.
dağ başındayız, bunu unutma, diyor birinci ses (kırgın).
istesem de unutamam, diyor ikinci ses.
yalnızız, burada, bu odada. bunu da aklından çıkarma benimle konuşurken, bu iki diyor birinci ses.
pek o kadar da yalnız değiliz, özellikle bu akşam, diyor ikici ses.
kitaplardan da medet umma, bu üç, diyor birinci ses.
onu sen düşün, diyor ikinci ses.
kağıtlardan, kalemlerden de. ne de postadan. yollar kar altında, bu da dört, beş ve altı, diyor birinci ses.
onun için istedim konuşmanı, diyor ikinci ses.
rakılar da çoktan içildi, sarhoşluk da geçti, artık ayık yaşamak zorundayız, bu da yedi ve sekiz, diyor birinci ses.
onun için konuşmanı istedim, diyor ikinci ses.
güneşten de umudunu kesme, bu da dokuz, diyor birinci ses.
öyleyse konuş, diyor ikinci ses.

susuyorlar.
--spoiler--
onun gözünde ben.