bugün

çağın vebası,diye adlandırılan,grıp gibi herkezde görülebilecek,hale gelmiş,hastalıkdır.
(bkz: allah korusun)
hakkında ayrıntılı bilgi için;

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=214585

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=214677
asrın baş belası. her ailede mutlaka can alan, can yakan, yuva yıkan, bebeleri öksüz ve yetim bırakan, anaları ve babaları yavru kuzusundan ayıran zalim illet. *
birgün kendisi sebebiyle ölüp gideceğime fazlasıyla inandığım hastalık.
(bkz: allah ölümün bile hayırlısını versin)
buraya yazıyorum; ölüm sebebimdir...
kelime anlamı "yengeç" olan bir hastalığın adıdır.
Hücreler doğar,gelişir ve ölürler.Bu olay genetik bir kontrol altındadır.Bu kontrolün kalkması ile dengenin bozulması sonucu,ya çok sayıda oluşmaları ya da oluşan hücrelerin ölmemeleri sonucu çoğalan hücreler tümör dokusunu oluşturur.Hücrelerdeki bu olayların gelişmesine neden alan bir çok kanser yapıcı kanserojen madde vardır.
kısaca hücrelerin kontrolsüz çoğalması olarak tanımlayabiliriz. en kotu yanı tekrar etme olasılığının çok yuksek oluşudur.

tedavi olunur,kemoterapi ve radyoterapi geride bırakılır. artık iyileşmişindir. tedavinin ufak tefek yan etkileri kalmıştır vucudunda. ama çok mutlusundur. bütün kötü günler geride kalmış zannedersin. kefeni yırttık dersin. bi gün kontrollere gittiğinde aynı şeyleri tekrar yaşayacağını öğrenirsin. ölüm çok yakındır artık..belki yine kurtulacaksındır. yine yırtacaksındır belki kefeni. ama ölümle yaşamayı öğrenmişindir artık. yani kocaman bi çaresizliktir kanser. hayatında ne kadar yalan olduğunun en iyi göstergesi.
arada bir espri kaynağı da olabilen illet.
(bkz: akıl fikir)
insan vücudunun kendi kendini imha etmesi olayının başlangıcıdır kanımca.. vücutta düzeltilemeycek bir hasar karşısında beyin imhayı başlatır (çocuk yaşta yakalanılan kanser gibi) ya da hayattan beklentilerin kesildiği bir dönemdeki vazgeçiş yine beyne "artık devama gerek yok" sinyalini gönderecektir. vücut fonksiyonları durduğunda bedenin çürümeye, kurtlanarak kendini imha etmeye başlaması gibi, bu imha vücudun içinde kanser olarak kendini gösterir. beyne iletilen bu sinyalle vücudun en zayıf noktası neresiyse (sigara içmeyenin akciğer kanseri olması gibi) orada başlar ve sonrasında hücre savaşlarıyla devam eder. yayılma hızı bu sinyalin derecesiyle ilgilidir bence. 3 ay ömür biçilen kanser hastasının iyileşmesiyle, beklenmedik anda kanser sebebiyle ölenleri düşünürsek çok da mantıksız değildir. uzun süre mücadele verenler bana göre kararı henüz vermemiş kişilerdir. kişi ölümü kabullendiği anda içteki yara son hamleleri yapar, vazgeçtiğin anda durur, belli bir süre sonra vazgeçsende etkisi olmaz tabi, vücut ağır hasar almıştır artık.. ayrıca kanserin tedavisinin olmaması, en güçlü ilacın moral olması da ilginçtir. yani bana göre kanser beden sağlığıyla değil ruh sağlığıyla ilgilidir daha çok. tıpla alakası olmayan biri olarak, umarım ölmeden önce bu tezimin doğruluğunu öğrenirim.
yanlız kadınlar çok arkadaşı olanlara göre daha fazla bu hastalığa yakalanırlar.
ev kadınları çalışanlara göre yüzde 54 daha fazla kansere yakalanırlar.
kimisinde babanin olmesi icin dua ettiren hastaliktir.
--spoiler--
kanser hastalarına hiddetlerini tümörlerine yöneltmeleri ve hastalıkla, değerli herşeylerini çalmaya çalışan nefret edilecek şeytani bir düşman gibi 'savaşmaları' söylenir. klinik açıdan yararlı bir teknik kuşkusuz ama bunun duygusal yanlarını ciddiye almamak gerekir. kanser şeytani olmadığı gibi düşman da değildir. kanser, çok gerekli bir amaç için evrimleşmiş bir biyolojik süreçtir, amacı ise bizi öldürmektir.
--spoiler--

(bkz: bbkhdg)
(bkz: erken teşhis hayat kurtarır)
yaşamak zorundayım, başka şansım yok, büyütmem gereken iki çocuğum var diyen insanların iyileşme ihtimallerinin daha yüksek olduğu hastalık. *
her nedense doğu karadenizlileri acayip seven,mum misali adamı eriterek yavaş yavaş öldüren,hırs yapıp kurtulanların en az 20 yaş ihtiyar göründükleri,ailemizde vasati her üç kişiden birini vaktinden önce götüren azrail fantezisi.
ruyalarımda bile beni korkutmaktan geri kalmayan kahpe hastalık. 'nerden çıktı? neden çıktı?' diye soruyorum hergun. ne guzeldi kanseri bilmeden yaşadığımız gunler. sayesinde şimdi artık supermarket reyonlarında duran çoğu yiyeceğe katil gözüyle bakıyoruz.
Hayatımıza girerek bana ailemi ne kadar çok sevdiğimi farkettiren hastalık..
Görülen kemoterapiler radyoterapilerle birlikte evdeki herkes mahvolur,sen bitersin karşında annen ölü gibi yattıkça.günlerce devam eden kusmalar,dökülen saçları,solgun yüzünü görürsün ama hep gülümsersin,gülümsemek zorundasındr çünkü,sen güçlü olmak zorundasındr.Hatta o kadar sağlam olursun ki annenin seni karşına alıp yaptığı seni her sonuca hazırlamaya çalışma konuşmasını dinlerken bile ağlamazsın,ağlayamazsın.
Her kontrole gidişinde doktora,uyuyamazsın o gece telefon başındasındır tüm gün,tahlil sonuçlarını öğrenene kadar yüreğin tetikte beklersin.
En ufak bir şikayetinde kalbin çarpar,başım ağrıyor dese içine kurt düşer hastalık mı nüksetti diye...
Sağdan soldan duyduğun kanserin neden olduğu her ölüm haberinde bir kez daha düşersin endişeye,korkuların nükseder.Şükür edersin ardından kendin için buna da şükür diye..
Bu hep böyle gidecektir bilirsin,bulaşmıştır bir kere hayatına bu illet,çaresi yoktur,kabullenirsin...
trafik kazası, deprem, terör gibi belaları atlatmamız halinde ölüm sebebimiz olması yüksek ihtimalli hastalık.
devletimizin "geber ulan o.ç." dediği hastalıktır.

devlet hastanelerindeki onkoloji servislerinde "selam, bak, az buçuk ilgilen" masrafı 900 milyon; özel hastanalerde ise bu rakam 6-7 milyar civarındadır.

bunu da her ay ödemeniz gerekir, hatta bazı aylarda 2-3 kez.

ayrıca çok boktan ve "geniş" açılı bir hastalıktır. çözülemeyen her türlü hastalığa kanser denilmektedir.

paranız yoksa ve kanser olduysanız, son 4-5 ayınızda yapmanızı istediğiniz (cinayetler ve terör eylemleri dahildir) herşeyi yapıp bu yaşamdan ayrılmaktır.
karadenizlilerin ailelerinden birini kesinlikle götüren evlerden ırak hastalık. allah kimseye vermesin. sürekli check-up tan geçilinmeli.
en sevdiğim varlığımı elimden alan, hayatımla oynayan, girdiği hayata lanet bulaştıran pis hastalık.
iki yıldır şüphelenmeme rağmen fırsat bulup da muayene olmadığım hastalık.
hayatınıza girdiği andan itibaren, egemenlik kayıtsız şartsız onundur.Ancak şu da unutulmamalıdır egemenliğin olduğu her yerde illa ki direniş de olacaktır.
ağrısız sızısız alınan her nefes için şükür sebebi.